"Nasıl gidiyor?"
"Ne?" diye sordu Ozan okula ilerlerken. Yine dalgındı, beş dakikadır yanında yürüyen beni bile fark etmemişti. Okulun büyük kapısını ondan önce açarak geçmesi için yer açtım.
"Hayat diyorum Ozan, nasıl gidiyor?"
"İyi."
Annesini kaybedeli üç hafta olmuştu ama sanki ilk günde gibiydi. Bu acı hiç geçmeyecek miydi?
"Sağol, benim de iyi."
"Pardon ya, sormayı unuttum."
"Şakaydı, alınma."
"Alınmadım."
"Bir problem mi var? Kötü görünüyorsun, su falan almamı ister misin?"
"Yok, teşekkür ederim. Derse gideyim ben, geç kalmayayım."
"Üçüncü kata çıkıyoruz işte, sakin ol."
"Doğru," diyerek derin bir nefes aldı. "Bu hafta üçüncüye gideceğim."
"O nasıl gidiyor? Kadını sevdin mi? Rahat rahat konuşuyor musun?"
"Konuşuyorum," dedi Ozan. "İyi geldi."
"Ruhen iyi gelmiş sanırım, fiziksel anlamda zayıflamışsın bile... Yemiyor musun bir şey?"
"Yiyorum aslında."
"Elden ayaktan düşeceksin," dediğimde yüzüm düşmüştü. Ben daha ne yapabilirdim? Korkuyordum kendine bir şey yapacaktı diye. "Lütfen kendine dikkat et."
"Bir sürü arkadaşım vardı, biliyor musun Ela?"
"Biliyorum Ozan," dedim gülümseyerek. "Faruk ve sen tüm okulla arkadaşsınız."
"Değilmişim."
"Nasıl yani?"
"Diyorsun işte bütün okulla arkadaştım, şimdi hiçbirisi yok. Hani, neredeler?"
"Problem bu mu? Ne kadar laf etsem de Faruk ile olan arkadaşlığınızı hep kıskandım, çok düşkünsünüz birbirinize. O sana yetmiyor mu?"
"Sorun bir kişi olması değil Ela. Sorun bütün okulla arkadaş olmam, erkeklerden bahsediyorum, gülüp eğlenmemiz, her zaman yan yana olmamız ama şu an... Şu an kimse yok, nerede bunlar?"
"Demek ki iyi gün arkadaşıymış kendileri."
"Evet! Bundan bahsetmeye çalışıyorum, eriyip gittiğimi hissediyorum ama arkadaş dediğim kimse fark etmiyor. Sen ediyorsun, çok tuhaf."
"Faruk da var."
"Faruk'un olması normal. Kardeşim o benim ama başkalarının olmaması anormal, senin olman anormal. Şu an çok şey söylemek istiyorum ama dilim gitmiyor."
"Bundan sonra sen de hak edenlere hak ettiği gibi davranırsın."
"Öyle," dedi. "Bana yardım eden sen varsın, psikolog kadın var... Ve ben... Of Ela, Allah benim belamı versin."
"Ne biçim konuşuyorsun?!" dedim sinirle. Üçüncü kata çıkmıştık ama sınıflara girmiyorduk. "Herkes hata yapar. Yeter Ozan, kimse dört dörtlük değil. Evet, çok kötü şeyler yaptın ama görüyorum, düzelmeye çalıştığını görüyorum. Şu ana odaklan, geçmişe giren kimse çıkamaz."
"İyi davrandığım kimse yokken, doğrudan veya dolaylı olarak eşeklik yaptığım herkes yardımcı oluyor şu an. Berbat hissediyorum."
"Öyle," dedim omuz silkerek. "Sana kötülük yapana iyilikle karşılık verdiğinde utancından yerin dibine girecek gibi oluyor. Üzgünüm ama böyle."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen ve Ben
Roman pour Adolescents"Hâlâ köpek gibi bana aşıksın," diyerek canımı yakacak bir kahkaha attı. "Biriyle kol kola okula gireceğim diye ödün kopuyor, birinin yanına ilerlediğimde aklın çıkıyor. Hadi yalan de, seni çok iyi tanıyorum ben. Kandıramazsın beni." Gözlerimin sul...