yirmi iki°

98.5K 4.4K 1K
                                        

"Hep uyuyor, uyumadığı tek bir an yok."

Son günlerde ne kadar çalıştığımı gören yok muydu benim?! Akın bile uyuyor diyordu. Hareket etmeden, hâlâ uyuyormuş gibi dinlemeye devam ettim.

"Bu aralar uyumuyordu." diyerek güldü Batu. Bu çocuk sadece bana öfkeliydi sanırım.

"Bir seans terapi yaptım, çok iyi geldi. Etkimi görüyorsun işte."

"Ne terapisi?"

"Kafanı meşgul et dedim, ders çalışmaya başladı. Senden iyi bir yeri kazanırsa şaşma."

"Kazansın."

Bu kısımda itiraz etmesi gerekiyordu, kalkıp müdahale etsem geri uyuyamazdım değil mi?

"Gelmiyor musun kantine? Merve bekliyor, hadi."

"Gelmiyorum ben."

"Gelsene oğlum, atla sıranın üstünden."

"Gelmiyorum Akın, kısa teneffüs zaten bu."

"İyi, kendine benzetmiş seni de. Uyuyacak mısın?"

"Kaybol Akın."

Sanırım Akın gitmişti, birkaç dakika daha uyuyor gibi yaptıktan sonra yavaşça kafamı kaldırarak saçlarımı yüzümden çektim. "Günaydın."

Günaydın dememe karşılık vermeden "Sonunda," dedi. "Kantine inecektim, inemedim senin yüzünden."

Yalandan zarar gelmez diye düşünüyordu herhalde benim gibi.

"Atlasaydın sıranın üzerinden."

"Benim boyum senin gibi on santim mi?"

"Boyum bir yetmiş altı Batu, mantıklı salla."

"Benim doksan sekiz olduğu için çıkamadım sıradan."

"Neden sürekli beni dış görünüşümle yargılıyorsun? On santim, üç gram, beş gram... Bu özelliklerimi ben seçmedim."

"Ciddiye mi alıyorsun onları?"

"Hayır ama ciddi söylüyorsun."

"Aslında ciddi söylemiyorum."

"Peki."

"Peki." dedi benim gibi. Batu ile konuşmamız bir türlü devam etmiyordu, daha doğrusu devam ettirmiyordu. Uzun uzun konuşmak istemiyor gibiydi benimle, konuşurken de tartışıyordu.

"Batu."

"Efendim Ela, sen hiç susmaz mısın?"

"Bana karşı bi' garezin var ama nedenini bulamıyorum, niye böylesin?"

"Seni bu kadar düşünmüyorum, herkese davrandığım gibi davranıyorum işte."

"Hayır, farklı davranıyorsun."

"Davranmıyorum."

"O zaman neden kendi isteğinle kantine inmediğin hâlde senin yüzünden dedin? Her şeyde beni suçluyorsun, şu an duvar üstüme yıkılsa niye burada oturdun diyecek kadar hem de."

Birkaç saniyelik duraksamadan sonra, uyuduğumu sanıyordu, saçlarını karıştırarak "Çünkü niye burada oturdun? Git diyorum sabahtan beri." dedi. Yine tartışma seviyesinde sesini yükseltmişti.

"Çok kırıcısın," diyerek üzerimdeki ceketini alıp masanın üzerine bıraktım. "Artık rahatsız etmem."

¤¤¤

"Kız hiç sana mesaj attı mı? Kuzeni çoktan söylemiştir."

"Mesaj atmadı hiç," diyerek etrafa baktı Melih. Kuzeni burada mı diye bakıyordu sanırım. "Vazgeçmiştir işte. Sanırım işe yaradı."

"Sevindim."

"Sende işe yaramış mıydı oyunumuz?"

Melih ile olma amacım Ozan'ın yeni sevgiliye olan siniri miydi yoksa Batu'ya olan siniri miydi öğrenmek içindi.

Bir dakika, ben bunu nasıl unutmuştum?

Ben Melih ile olduğumda Ozan benimle öyle uğraşmamıştı, gelip dalga geçmemişti! Yani sorun Batu muydu? Düşünceler beynimde fır dönerken istemsizce ayağımı sallıyordum. Her şey yerine oturmak üzere gibi gelmişti bir an, Ozan'ın tavırları film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu.

"İşe yaramış ama şu an fark ediyorum."

"Anlamadım."

"Evet, tekrar teşekkür ederim. Zil çalmak üzere, sınıfa çıkayım ben."

Yanından kalkarak koşar adımlarla kantinden çıktım. Ozan kantinde olmadığına göre üçüncü katta, koridorda boş boş dolanıyordu. O teneffüs zamanı sınıfta asla ama asla oturmazdı, nefret ediyordu.

Üç kat çıktıktan sonra Ozan'ı bizim sınıfın yakınında gördüm. Yanına geçerek kolunu tuttum, ondan önce arkadaşları şaşırmıştı. Çekiştirerek koridorun ucuna çektiğimde daha yeni "Ne var?" diye soruyordu. "Benim temasım bitti seninki mi başladı? Ben de babana şikayet edeyim o zaman."

"Batu ile aranda ne var?"

"Ne?"

"Duydun Ozan."

"Eski nişanlım."

"Ya sen hiç ciddi olamıyor musun, düzgünce anlatamaz mısın?"

"Aramda ne olabilir Ela, tanımıyordum bile senden önce."

"Yalan söylüyorsun, gözlerini iki kere hızlı kırptın."

"Yok artık, o saçma insanla aramda bir şey olamaz benim. Kafanda ne teori ürettiysen vazgeç."

"İstediğin kadar inkar et Ozan, aranızda bir şeyler geçti. Onu görünce sinirlenmen, onun bana böyle davranması! Bunların başka açıklaması yok."

"Ya sen senarist falan olsana."

"Ozan ciddi ol."

"Gerçekten yalan söylemiyorum Ela, yemin edeyim istersen ama sen kafanda kurmuşsun yine. Tanımıyordum diyorum, onun benimle bir problemi varsa bilmiyorum ama benim yoktu, yok, olmaz da."

"Onun seninle ne gibi bir problemi olabilir ki?"

"Ona sormaya ne dersin?"

"Soramam."

Küsmek için zamanlamam çok berbattı.

"Neden, benim konum açılmıyor mu?"

"Son kez soruyorum, aranızda bir şey oldu mu yoksa olmadı mı?"

"Gerçekten olmadı. Gerçekten senden sonra tanıdım, of sıkıldım kızım," diyerek kolunu çekti. "Git ona sor."

Ben gerçekten kafamda kurmuş olabilir miydim?

"Neden Batu'ya tepki gösterdin ama Melih'e göstermedin?"

"Kimse sevgilisinden ayrıldıktan bir hafta sonra sevgili yapamaz, ondan da ayrıldıktan birkaç gün sonra sevgili yapamaz. Ya hayatında biri varken başkasıyla konuşarak aldatıyordur ya da senin gibi oyun yapıyordur. Senin birini aldatmana ihtimal vermiyorum, herkes oyun olduğunu anladı Ela."

Ozan'ın konuşmalarını mantıklı bulduğum için kaşlarımı çatarak yanından ayrıldım. O zaman Batu'nun Ozan ile bir problemi vardı ya da gerçekten benden nefret ediyordu.

Günaydın, gün içinde diğer bölüm de gelecek. Bu bölüme beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum ♡

Sen ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin