otuz dört°

75.2K 4.2K 785
                                    

"Ne yapıyorsun?" diyerek tek kaşını kaldırdı Batu. Sadece eline dokunmuştum.

"Bağırmasana tatlı mı tatlı Batucum, Faruk görsün diye yaptım."

Yine yalana başlamıştım.

"Samimi kelimeler kullanmazsan sevinirim."

"Aşkım nasıl?"

"Saçmalama."

"Tamam, hayatım olsun."

"Ela, kes şunu."

"Çok büyük tepkiler veriyorsun Batu, gül biraz." diyerek tekrar elini tuttum. Bu inanılmaz bir şeydi, böyle ölebilirdim. Parmaklarıyla oynamaya başladığımda vücudunun kasıldığını fark etmiştim. Batu'ya da kanıtlayacaktım, aramızda bir çekim vardı ve bunu inkar edemeyecekti.

"Elacım, üç çocuk konusunu bi' daha düşün istersen."

"Anı yaşa desem kızar mısın?"

"Ne yapayım Ela? Tamam al, oyna elimle ben de kirpiklerimi saniyede seksen kez kırpıştırarak seni izleyeyim."

"Yuh Batu, çok iyi!"

Faruk buraya burnundan soluyarak bakarken bir an kendimi kötü hissetmiştim. Ozan hastanede barıştığımızı düşünürken ben ortaya yeni sevgilimle çıkmıştım. Şu an sadece kendi hayatımı düşünmem bencillik miydi?

Amacım kimseyi üzmek değildi, kendi mutluluğuma ulaşmaktı. Batu'ya bir şeyler kanıtlamaktı.

"Elimi bırakırsan kahve içeceğim."

"Yeter," diyerek sesimi yükselttim. "Kasıntı davranmayı bırak. Derin nefes al, ver."

"Gayet rahatım ben."

"Kasıntı gibisin şu an."

"Üzerime yatınca rahat olamadım, kusura bakma." dedi alayla. "Batu," dedim ciddiyetimi korumaya çalışırken. Son dediğine gülmemek için zor durmuştum. "Lütfen biraz kendini bırakır mısın? Ne yaptığımı anlayacaksın."

"Anladım zaten, sevgilinin arkadaşı duvarlara vura vura yukarı çıktı. Sevgiline söyleyecek herhalde."

Hâlâ onlara oyun yaptığımı düşünmesi çok masumdu, hâlâ aramızı yapmaya çalıştığımı anlamamıştı...

"Birincisi o benim sevgilim değil, ikincisi kendisi burada değil hastanede. Motor kazası yaptı."

"Hâlâ takiptesin bakıyorum."

"Evet evet, işte böyle."

"Ne oldu yine?" dedi anlamayarak.

"Sen şu an kıskanç sevgili rolündesin, aynen devam et."

"İyice kafa çatlamış senin, ben kimseyi kıskanmam."

"Off! Şimdi bu camdan atlarım, görürsün."

"Atla, giriş kattayız." dedi gülerek.

"Üçüncü kattan atlarım, görürsün."

"Sen bilirsin, aşk acısından intihar etti derim."

"Yaparım diyorsam yaparım."

"O kadar kolay değil Elacım, uslu uslu kahveni iç." diyerek önümdeki bardağı alıp elime tutuşturdu. O benimle inatlaşmaya devam ettikçe ben de onunla inatlaşacaktım.

"Neyse Batu, ben sınıfa çıkıyorum."

"Atlamaya mı?" diyerek sırıttı. Cevap vermeden kantinden çıkarak en üst, dördüncü, kata çıktım. Kapıyı açtıktan sonra okulun terasına gelebilmiştim. Sinirle yere oturarak ağlamaya başladım. Sinirimden ağlıyordum, Batu bana neden böyle davranıyor diyerek duvarlara vurmak istiyordum.

"Ya sen n'apıyorsun?" diyerek kolumdan çekip "Kalk," dedi. "Çıkıyoruz buradan."

"Rahat bırak beni."

"Tamam Ela, atlayabilirmişsin. Kanıtladıysan gidelim."

Atlamak için gelmemiştim ki, rahat rahat ağlamak için gelmiştim.

"Batu yapma," diyerek kolumu çektim. "Şöyle davranmayı kes."

"Tamam, gel sınıfta konuşalım."

"Gitmeyeceğim derse."

"Ela buraya çıkmak yasak, saçma sapan şeyler yapma."

"Batu," diyerek kolundan çekip yanıma oturttum. Boşuna korkuyordu çünkü önümüzde demir koruma vardı. "Sana ne yaptım?"

"Bir şey yapmadın."

"Böyle davranman sinirlerimi bozuyor."

"Böyle davranmam gerekiyor, ağlama."

"Kendini ne sanıyorsun sen, kimsin? Kes artık şunu!"

"Benimle konuşmaya çalışıp ağlayan sensin, konuşmayalım diyorum işte. Anlamıyorsun ki."

"Bana bir şeyler oluyor."

"Ne oldu, hava mı çarptı, miden mi bulanıyor?"

"Hayır Batu, içimde bir şeyler oluyor."

"Kalbin mi sıkıştı? Gel, gidelim." diyerek ayağa kalktığında tekrar geri çektim.

"Anlamıyor musun?"

"Üşüdün bir de." diyerek üzerindeki ceketi çıkarıp üzerime bıraktı. Derin bir nefes alarak elini alıp kalbime koydum, yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.

"Kalbin mi sıkıştı diyorum cevap vermiyorsun. Şuna bak, nasıl atıyor, korktun mu?"

"Korktum." diyerek kafamı omzuna koydum. Parfüm kokusu rüzgardan yüzüme çarparken kalbim biraz daha hızlanmıştı.

"Korkma kızım, düşersen tutarım seni."

"Tutar mısın cidden?"

"Sağ kalıp 'beni Batu itti' deme ihtimaline karşı tutmak zorunda kalırım."

"Hiçbir zaman öyle bir şey demem."

"Peki, 'Batu gaza getirdi' diyebilirsin. İntihara azmettirme ne demek sen biliyor musun? On yıla kadar yatarım."

"Kendini düşündüğün için geldin yani?"

"Hayır," dedi hemen. "Yanlış anladın."

"Biraz bile değerli değilim senin için, oysa ben sana çok değer veriyorum."

"Yapma," diyerek elini ensesine attı. "Yapmamalısın."

"Her şey çaldığım hesaplar yüzünden. Bu yüzden yüzüm gülmüyor"

"Ne? Bazen seni anlamakta zorluk çekiyorum."

"Küçükken movie star planet oynarken milletin hesaplarını çalar, drip koleksiyonlarını kendi hesabıma geçirirdim. Kesin çok bela okudular."

"Saçmalama Ela, ayrıca neden böyle bir şey yaptın? Küçükken bile rahat durmuyormuşsun."

"Ya da annemin kredi kartıyla gizli gizli vip olduğum için oldu, annem de bela okumuş mudur?"

"Senin kafan gitti yine, tamam sen de değerlisin. Saçma sapan şeyler düşünme."

Gülümserken gözlerimi kapattım. İhtiyacım olan tek şey Batu'yla yalnız kalmakmış. "Birini seviyorum demiştin, hâlâ seviyor musun?"

"Evet."

"O yüzden mi kalan kızlara böyle kötü davranıyorsun?"

"Kötü davranmıyorum, mesafeli duruyorum."

"Kalbini mi kırdı, sen de benim gibi karşı cinse küstün mü?"

"Fazlasıyla."

"Aynı yerden yaralanan insanlar doğuştan arkadaştırlar demiş Zeki Bulduk."

"Biz arkadaş değiliz, biz sadece yalancı sevgiliyiz."

Yalancı sevgili.

"Göreceksin Batu."

"Neyi?"

"Biri büyük konuşmuştu da, laflarını yediği günü göstereceğim sana."

Sen ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin