On altı°

98.5K 4.1K 626
                                    

"Neyin var senin anlamıyorum! Hani benim üniversite kazanmak isteyen kızım?"

"Anne hoca abartmış, gerçekten çalışıyorum ben."

"Nerede çalışıyorsun? Ben ne zaman görsem yatakta, telefonlasın."

"Gidiyorum ben, geç kalacağım yoksa."

"Bir de hocanın çağırdığını haber vermiyorsun, arayıp söylüyor."

"Görüşürüz."

Kapıyı kapatıyordum ki "Aferin sana," dedi. "Okuma, kendi ayakların üzerinde durma. Ne hâlin varsa gör!"

Kapıyı sertçe kapatarak merdivenlerden ikişer ikişer indim. Hoca söylemediğimi anlayınca dün aramış, annemle telefonla konuşmuştu. Akşam başım ağrıyor diyerek kaçabilmiştim ama sabah yine yakalamıştı.

Kendi ayakların üzerinde durma. Ne kadar derin bir kavramdı, oturup konuşsak saatler sürerdi belki de. Kendi ayakların üzerinde durma, şimdi de duruyordum ama durmuyordum. Özgür değildim, kendi param yoktu, daha on sekiz yaşında bile değildim! Belki şu an yirmi beş yaşında, iş sahibi bir kadın olsaydım acımı hafifletmesi için şehir değişirdim ama şu an her gün o çocuğu görmek zorundaydım.

Her zamandan daha kısa gelen servis yolundan sonra ilk inerek okula girdim. Hocayı gördüğüm yerde üzerine yanlışlıkla kahve dökmüş gibi yapsam ne olurdu? Disiplin falan almazdım sanırım.

"Günaydın."

Yanıma gelen Merve'ye gülümseyerek "Günaydın." dedim. Ne kadar başarabilmiştim bilmiyordum.

"İnmiyorsun artık kantine."

Ozan ve sevgilisini görmemek için.

"Üşeniyorum ya üç kat inmeye."

"Senin hiç kız arkadaşın yok mu ya? Hiç görmedim."

"Var aslında."

"Yoksa ben seninle arkadaş olurum diyecektim."

Akın'ın gönderme ihtimali?

"Aslında çok fazla arkadaşım var, biriyle diğerlerine göre daha samimiyim ama yine çok yakın değilim. Bilmiyorum, derin bağlar kurma konusunda problemlerim var biraz."

İkinci kat bittikten sonra nihayet son merdivenlere gelmiştik. Bazen buralardan çıkmak eziyet gibi oluyordu.

"Yani benimle de arkadaş olmak istemiyorsun."

"Hayır, yanlış anladın. Öyle demek istemedim."

"Yani arkadaş olmak istiyorsun."

Sabah sabah çok konuşmuştum.

"Olur, tabii."

"Zorla kabul ettin resmen."

"Hayır Merve, şu an tam uyanamadım hala. Son teneffüs gibi uyanmış olurum."

"Ne?"

"Derslerde de uyuyorum ben."

"Ay enerjim çekildi, gül bakayım yapabiliyor musun?"

Siz beni Ozan ile görecektiniz, gülmekten çenem ağrıyordu. Yoldan geçen kuşa bile gülüyordum.

Yalandan bir şekilde gülerek "Oldu sanırım." dedim. Benim sınıfımın önüne gelmiştik bile.

"İlk teneffüs kantinde ol, bir şeyler atıştırırız."

Uyuyacaktım.

"Olur."

Sen ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin