Kolumdan tutulduğunda sınıfın kapısını açamamıştım. Tutan kişinin Ozan olduğunu gördüğümde iterek kolumu çektim.
"Ne diye İclal'e mesaj atıyorsun?"
Konuşmamaya devam ettim.
"Cevap ver, niye aramızı bozmaya çalışıyorsun?"
Bırak öyle bilsin. Aksini kanıtladığımda ne olacak, İclal'i bırakıp bana mı dönecek? Peki ben bu saatten sonra kabul eder miyim? Hayır.
"Bak Ela, cevap ver. Uğraşmıyorum seninle ama sen uğraşıyorsun, neden sana söylediklerimi aynen ilettin?"
Telefonumu açarak mesajları açtım. Ozan hepsini okuduktan sonra hızla telefonumu geri çektim. Yüzündeki sinir geçmiş gibi duruyordu. "O yazarsa yazsın, sen neden ortaya döküyorsun her şeyi?"
Bu da istiyordu ki herkese susayım, ona konuşayım.
"Ela çocuk musun? Konuşsana kızım, saçmaladın iyice."
Peki, sadece bir cümle kurabilirdim.
"Eğer bir daha bana dokunursan hiç iyi şeyler olmaz Ozan, sana yemin ederim."
"Ne yapacaksın?" diyerek güldü. "Ayıracak mısın bizi?"
Tamam, birkaç cümle daha.
"Baban nasıl Ozan?"
"Ne alaka?"
"Hâlâ ondan nefret ediyor musun?"
"Sanane bizim aile ilişkimizden."
"Eğer bir daha bana parmağının ucuyla bile dokunursan babanla ilgili yazdığın her mesajı iş yerine gidip kendisine gösteririm, her mesajımız duruyor."
"Sen beni tehdit mi ediyorsun?"
"Anladım ki senden kurtulmanın başka yolu yok, yapıştın üzerime."
"Öyle bir şey yaparsan eğer s-..."
"Ne olur, elindeki her şeyi alır mı, kartlarına mı el koyar, evden mi atar, döver mi? Ne yaşarsan yaşa umrumda değil."
"Sana bi' cesaret gelmiş, kime güveniyorsun sen? Bir de beni tehdit ediyor, şeytan diyor yapıştır duvara."
"Eğer o şeytana uyarsan sonuçlarına da katlanırsın, şimdi defol git özgüvensiz sevgilinin yanına."
Cevap vermesini bile beklemeden sınıfa girerek yerime geçtim. Bağırmak istiyordum, önce sevgilisi şimdi de kendisi sinirlerimi altüst etmişti. Artık dayanamıyordum, cam kenarında oturmam camdan atlamam için bir işaret olabilir miydi? Her an atlayacak potansiyelde biri olarak burada oturmam hiç sağlıklı değildi.
"Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on. Rahatladın kızım, devam et. On bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on al-..."
"Batu'yu gördün mü?"
"Görmedim Akın. On altı, on yedi, on se-..."
"N'apıyorsun sen?"
"Sayıyorum."
"Senin mental sağlık perilerin ölmüş sanırım, depresyon perilerinden biri tam kafanın üstünde acıyarak bakıyor şu an sana."
"Gülmedim."
"Kantine gelmek ister misin?"
"Hayır."
"Tek başına kalma sen, gel. Derse daha çok var."
"Camdan atlayacağımı düşünüyorsan doğru düşünüyorsun. Tebrik ederim, yüz puan."
"İsmin ne dedi söyleyiverdim Feride, Feride."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen ve Ben
Teen Fiction"Hâlâ köpek gibi bana aşıksın," diyerek canımı yakacak bir kahkaha attı. "Biriyle kol kola okula gireceğim diye ödün kopuyor, birinin yanına ilerlediğimde aklın çıkıyor. Hadi yalan de, seni çok iyi tanıyorum ben. Kandıramazsın beni." Gözlerimin sul...