On iki°

109K 4.6K 870
                                    

"Sonra çıkarken kantinden Batu'yu gördüm. Ozan'a ayrıldığımızı söylediğimi söyledim. O günden beri konuşmadık."

"Yuh, neler yaşamışsın?!"

"Birine anlatmazsam kafayı yiyecektim. Ne yapacağım ben Hande? Dün Ozan yine mesaj attı."

"Ne yazmış?"

"Hiçbir zaman sevgili olmadığınızı biliyorum, bakalım şimdi ne yapacaksın Batu olmadan gibisinden bir şeyler. Daha önce de onu üzmek için birkaç fotoğraf atmıştım başkalarıyla ama hiç bu kadar sinirlenmemişti."

"Sorun Batu olması yani, öyle mi?"

"Bilmiyorum, sanmıyorum. Batu adını bile bilmiyordu çocuğun."

"İnsanları kıyaslamayı hiç sevmem. Herkes özeldir ve güzeldir ama sanırım Ozan gibi bir canavarı kıyaslayabilirim çünkü onun özel ve güzel olduğunu düşünmüyorum. Batu hem fiziksel hem de karakter olarak çocuktan binlerce kat üst seviyede, kıskanmış olmasın?"

"Kıskançlığı benim kolumu morartacak kadar gözünü kör etmiş olamaz."

"Bence başka birini daha dene. Eğer sevgilim var dediğinde peşini bırakırsa anla ki sorun Batu ama devam ederse ailenle konuşmanı istiyorum. Her gün bir sürü cinayet, taciz haberleri okuyoruz ve ben senin için endişeleniyorum. Ailen seni her zaman destekler bunu da biliyorum o yüzden korkacak hiçbir şeyin yok, yanlış bir şey yapmadın hiçbir zaman."

"Başka birini bulamam, nasıl birine daha sahte sevgilim ol diyebilirim ki?"

"Benim kuzeni ayarlayalım, kırmaz beni."

"Sen ciddi misin? Hangi kuzenini, sayısal sınıfta olanı mı?"

"Evet, eminim yardım etmek ister."

"Ama ben konuşamam, utanırım."

"Ben konuşur sana dönerim akşam, kabul etti bil sen."

"Çok teşekkür ederim Hande," diyerek boynuna atladım. Bu sırada oturduğum sandalye fazlasıyla ses çıkarmıştı. "Gerçekten çok teşekkür ederim, bana nasıl büyük bir yardım ettiğini tahmin bile edemezsin."

"Toparlan artık, seni böyle ruhsuz görmek istemiyorum."

Biraz daha sarıldıktan sonra geri çekilerek tekrar "Teşekkür ederim," dedim. "Çok teşekkür ederim."

"Ama yeter teşekkür kadın, ben bir şey yapmıyorum bile. Alt tarafı konuşacağım, gerisi size kalmış."

Mutlulukla arkama yaslanırken kantinden birkaç kişinin bana baktığını fark ettim. Birden sandalyeden atladığım için gürültü yapıp insanların dikkatini çekmiştim. Her zamanki gibi kantinde Ozan, en yakın arkadaşı Faruk ve başka bir masada Batu'nun tayfası vardı. Muhtemelen onların da dikkatini çekmiştim. Kış aylarında olduğumuz için bahçeye çıkamıyorduk, tüm okul kantinde takılıyorduk genelde.

"Ya da ben dayanamayacağım, gidip getiriyorum onu buraya. Yolda da anlatırım zaten hemen."

"Ya dur, acelesi yok."

"Bekle beni, getiriyorum onu."

Hande koşar adımlarla kantinden çıktığında utancımdan ölmek üzereydim. Muhtemelen kuzeni geldiğinde ağzımı açamayacaktım.

Yaklaşık beş dakika sonra Hande kantine bir çocukla girdiğinde elimle yüzüme hava yaptım. Etraf aniden ısınmıştı ya da ben yanmaya başlamıştım.

"Tanıştırayım önce sizi, bu Melih," diyerek eliyle beni gösterdi. "Bu da Ela."

"Memnun oldum." diyerek uzattığı elini sıktım.

Sen ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin