Okulun önünde durduğumuzda herkes inmiş, ben kalmıştım. Uykulu uykulu etrafa bakarken şoför herkes indi mi diye arkaya kafasını çevirdiğinde "Hadi kızım," dedi. "İlkokulu toplamaya başlayacağım, geç kaldım."
"Tamam abi," diyerek ayağa kalktım.
"Kolay gelsin.""Sağol sağol."
Uykulu uykulu yürüyordum. O kadar çok uykum vardı ki Batu'yu görmenin heyecanı bile yataktan çıkarmaya yetmemişti beni, zaten servisin gelmesine on dakika kala uyanmış, apar topar hazırlanmıştım.
Artık bıkmıştım yıllardır sabahın köründe kalkıp servise binmeye. Artık üniversiteye gidip daha esnek ders saatlerine sahip olmak istiyordum, hatta öyle bi' uyumak istiyordum ki sırf uyku için ikinci öğretim bile yazabilirdim.
Okul çok yorucuydu. İlkokula giden çocukları gördükçe içim bunalıyordu, bayılacak gibi oluyordum. Önlerindeki uzun yolu düşündükçe hâllerine üzülüyordum.
Her şeyden bihaber annelerinin ellerini tutup okula gidiyorlardı...
Sınıfa girer girmez gözlerimi köşeye çevirdim, Batu buradaydı ama yanında Akın da vardı. Yanlarına geçerek oturdum, hemen kapüşonumu kapatıp uyumak istiyordum. Bugün hiçbir ders umrumda değildi, ilk ders uyuyup sekizinci ders uyanacaktım.
"Günaydın."
"Günaydın." dedim Akın'a uyuşukça. Daha sonra Batu'ya da demiştim.
"Günaydın demeye gelmiştim, gideyim artık." diyerek ayağa kalktı Akın. Batu'yla aynı anda "Görüşürüz." dediğimizde dönerek birbirimize güldük.
Akın da gülerek "Görüşürüz," dedi. "Merve olsaydı o da bana eşlik ederdi, raporlu bebeğim iki gün."
"Merve olmayınca nasıl hemen geldi." dedim sessizce. Batu duyup biraz daha gülmüştü.
"Ben de duydum Ela ama komikti diye kızmıyorum." diyen Akın'la artık kahkaha atmak istemiştim ama o kadar çok uykum vardı ki, elimde olan küçük enerjiyi de harcamak istemedim.
"Hadi abicim, hadi. Git Merve'siz ders çalışmaya devam et."
Akın sınıftan çıktığında birkaç kez öksürerek "Batu." dedim.
"Efendim."
"İnanılmaz uykum var."
"Uyumadın mı?"
"Uyudum aslında ama... Bilmiyorum, sabahtan beri gözlerimi açamıyorum."
"Olabilir," dedi. "Hoca gelene kadar kapat gözlerini."
"Ne hoca gelene kadar? Akşama kadar uyuyacağım. Hadi kendine iyi bak." diyerek şapkamı kapatıp kafamı sıraya koydum.
"Kendine iyi bak mı?"
Gözlerim kapanırken kendimi çok mutlu hissediyordum. Sanki küçükken televizyonun karşısında uyuyakalmıştım da babam kucağında odama taşıyordu ya da... Ya da yine küçükken battaniyemi, yastığımı sabah uyanır uyanmaz salona taşımıştım da Barbie izlerken tekrar uyuyakalmıştım. Bu hisleri seviyordum, çocukluğumun büyük kısımlarını oluşturuyorlardı. Neredeyse her gün hem akşam hem de sabah koltuğun karşısında uyuyakalıyordum ve birinde babam yatağıma taşıyordu, diğerinde annem uyandırıp kahvaltıya çağırıyordu.
Aklıma gelen sahneyle kafamı geri kaldırdım. Batu'nun annesi kapıdan girdi, anneanneye doğru yürümeye başladı ve kaçış. Mutfağa kaçmam... O kadının orada ne işi vardı? Ozan hiç görmediğini söylüyordu ama Batu bilirdi herhalde annesi kimlerle arkadaştı. Ya da Ozan gibi bilmezdi. Ben annemin bütün arkadaşlarını biliyordum, bunlar nasıl bilmiyordu?
CZYTASZ
Sen ve Ben
Teen Fiction"Hâlâ köpek gibi bana aşıksın," diyerek canımı yakacak bir kahkaha attı. "Biriyle kol kola okula gireceğim diye ödün kopuyor, birinin yanına ilerlediğimde aklın çıkıyor. Hadi yalan de, seni çok iyi tanıyorum ben. Kandıramazsın beni." Gözlerimin sul...