Kafamı olumlu anlamda salladım ve peçeteyle elimi kuruladım. Tek kelime etmeden beni izleyen adama alaycı bir bakış atıp, "biraz daha bekle, belki gelirim" dedim ve kapıya doğru ilerledim.
"Teyzeniz..."
Duyduğum kelimeyle hızla adama doğru döndüm. "Ne dedin sen?!" Üzerine yürüdüğümde hızla lavabodan çıktı. Gözlerimin kararmasını umursamadan hızla adamın arkasından lavabodan çıktım ama çoktan gitmişti. Bedenime yayılan korku, ilk defa kendini böylesine belli ediyordu. Kalbimin atışlarını yerinde değil, ağzımda hissediyordum. Koşar adımlarla kalabalıktan sıyrılıp dışarıya çıktım. Arabaya yaslanan Sinan, beni görünce dikleşti.
"Anahtarı ver!" Diye bağırdım, boğazım yırtılırcasına.
"Abimin ha-"
"Ver!" Diye bağırdım bir kez daha.
Anahtarı hızla elime bırakınca arabaya binip son gaza bastım. Titreyen ellerimle teyzemi aradım. Açmamıştı. "Aç şunu teyze!" Dört defa aradım fakat açmamıştı. Yanaklarımdan süzülen yaşlar çoğalıyordu. Demet'i aradım. Açmamıştı. "Hayır!" Gözlerimin önü bulanıklaşmıştı. Arabada ağlama seslerim şiddetlenirken teyzemi bir kez daha aramıştım. Açmamıştı. "Söz verdim! Söz verdim buna izin vermeyeceğim!" Gaza daha çok yüklenip teyzemlerin evinin önünde frene bastım. Arabanın öne doğru sürüklenmesini umursamadan hızla indim ve binaya girip var gücümle avuç içimi kapıya vurdum. Sekiz saniye geçmiş, fakat kimse açmamıştı. Ağlayarak alnımı kapıya dayadım ve sürtünerek yere oturdum. "Lütfen..." ağzımdan kaçan hıçkırıklar çoğalıyordu. "Allah benim belamı versin! Benim yüzümde-" Kapı açılınca hızla kafamı kaldırdım. Teyzem uykulu gözleriyle bana bakıyordu. Büyük bir nefes verip hızla ayaklandım ve teyzeme sıkıca sarıldım.
"Kuzum? N'oldu?" Dedi teyzem, telaşlı sesiyle.
Teyzemin kokusunu ciğerlerime doldurup, teyzemden ayrılıp içeriye girdim ve etrafa bakmaya başladım. Tüm odalara bakıp tekrar kapının yanında donmuş teyzeme doğru yürüdüm. "Demet nerede?"
Kaşları çatıldı. "Ne bu halin?!" Diye bağırdı. "Yüzün kireç gibi olmuş! Kalbinin sesi bana kadar geliyor Sena!"
Teyzem yaklaşıp kocaman sarıldım. Öyle çok sıkıyordum ki, her an kemiklerinin kırılma sesini işitebilirdim. Kokusunu içime çektim. Annemin kokusuna benzeyen kokusunu... Emir Karahan hızla içeriye dalınca, teyzemin sırtını Emir Karahan'a doğru döndürüp gözlerimi kocaman açtım. Kafasını olumlu anlamda salladı.
Teyzem hızla benden ayrıldı. "Sana soruyorum! Ne bu halin?!" Dedi, telaşla bağırarak.
"Demet nerede teyzoş?"
Sinirle bir nefes çekti içine. "Ozan'ın yanında!" Diye bağırdı, hiddetle. Emir Karahan, boğazını temizleyince teyzem hızla ona doğru döndü. Birkaç saniye Emir Karahan'a baktı. "Sena'nın bu hali ne?!"
"Teyzoş," teyzemin bakışları bana çevrildi. Gülümsedim. "İyiyim ben, seni özledim sadece"
Eliyle çenemi kavrayıp suratıma daha dikkatli baktı. "Bu ne biçim özlemek?! Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerin! Kalbin ağzında atıyor! Ellerin titriyor! Bedenin titriyor Sena!"
"Silah patladı..." dedim, kısılan sesimle.
Nefes almayı bırakmıştı. Çenemdeki eli gevşeyince gözlerine şefkat yerleşti. Yüzümü avuçları arasına alıp acı bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına. "Silah patladı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZİ
Teen FictionHer gün ölür mü bir insan? Her gün ölüyordum. Peki öldüğü gibi dirilir mi bir insan? Öldüğüm gibi diriliyordum... ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlama Tarihi: 26 Nisan...