32. Bölüm: İLK AŞK

2.3K 123 36
                                    


Güzel okuyucularım, lütfen satır arası yorum yapın ve oy verin. Yorumlarınızı okumak beni mutlu ediyor! 💖🌻

Hepinizi kocaman öpüyorum...


"Bir sorun yok değil mi?" Dedi.

"Hayır," dedim ve telefonu kapatıp bakışlarımı güneşten dolayı kel kafası parlayan adama çevirdim. "Eşkiya mısınız siz?" Dedim, sertçe.

Elini arabanın kapısına attığında kilitliydi. "Zorluk çıkarmayın, canınızı yakmak istemiyoruz" dedi, ifadesiz sesiyle.

Alayla güldüm. "Sıkar zaten biraz."

Elini camdan içeriye atınca elini hızla çevirdim. Gelen şiddetli ses ile kafamı hıza diğer tarafa çevirdim. İnce bir demir ile camı tuzla buz eden adama şaşkınca baktım. Boynumda hissettiğim sızıyla kafamı boynumdaki sızıyı yaratan adama çevirmeye çalıştım fakat vücuduma yayılan isimsiz şey gözlerimi kapatmıştı.

🤍

Kafamdan aşağıya dökülen buz gibi suyla araladım gözlerimi. Gözlerim yavaş yavaş açılırken görüş alanımda gri ve buz gibi olduğu bir bakışta anlaşılacak beton vardı. Görüş alanım bulanıktı fakat git gide netleşiyordu. Boynumdaki acıyı saniyeler içinde hissetmemle yüzüm buruştu. Ellerim arkadan bağlanmış olduğunu ve ayaklarımın da ellerim gibi kalın bir halat ile bağlandığını hissetmiştim. Kafamı zorlukla kaldırdığımda karşımda bana ciddiyetle bakan adam ile göz göze geldim. Sandalyede sanki bana nispet olsun diye yayılmış ve bir ayağını diğer dizinin üzerine yerleştirmişti.

"Günaydın," dedi, ciddiyetle.

Alayla güldüm. "Sağ ol."

Bakışları arkamda bir noktayı hedef alınca kafasını hafifçe yukarıya doğru bir kez salladı. Birden çekilen saçımla dişlerimin arasından küçük bir inilti çıktı. Buruşan yüzümle güçlü bir kahkaha attım. Saçımı çeken adam saçımdaki şiddetti artırınca dişlerimi sıkmıştım.

"Sana bir teklifim var," dedi Arun Çakır. Saçım anında bırakılınca kafamı dikleştirdim ve Arun Çakır'a baktım. "Benimle çalış, güçlerimizi birleş-"

Patlattığım büyük kahkaha küçük depoda yankılanırken Arun Çakır susmuştu. Bağlı olan ellerimi sıktığımı tırnaklarım derimin içine temas ettiğinde idrak etmiştim. "Güç?" Dedim, çatılan kaşlarımla. "Yani..." düşünür gibi dudağımı büzüp tavana baktım ve saniyeler sonra tekrar karşımdaki adama çevirdim bakışlarımı. "Ben de güç yok. Benim gücüm elimde aydınlık varken olur. E aydınlık da olmadığına göre bir gücüm yok," dudaklarını aralayacakken hızla devam ettim. "Lakin olsaydı bile senin gibi bir şerefsizle birleştireceğime kafama kendim sıkarım!"

Kafasını olumlu anlamda salladı. "İstersen aydınlığı tekrar avuçlarına bırakırım, hemen şimdi." Dedi, net sesiyle.

Elimden akan sıvıyı hissettim. "Beni tanıdığını söyledin ya?" Dedim, alayla. İfadesizce suratıma baktı. "Beni hiç tanımamışsın!"

Güldü. Samimiyetten uzak bir gülüştü bu. "Çimen gö-"

"Kes sesini!" Diye çığılık attım. "Bana öyle hitap etmeyi kes yoksa canını yakarım!"

GEÇMİŞİN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin