3. Bölüm: MEKAN

5.2K 259 53
                                    

İçeriye girdiğimizde teyzem sofrayı donatmıştı. Çantamı askıya bırakıp hızla masaya ilerledim ve oturup yemeye başladım.

"Afiyet olsun kızım." Arkamı dönmemle öksürmeye başlamıştım.

Hızla ayaklanıp bedenimi Selçuk Saygıner'e döndüm. "Senin ne işin var burada?!" Diye bağırdım, sinirle.

"Ailecek yemek yiyece-"

"Demet!" Diye bağırdım sözünü keserek.

"Ben geldiğimde evdeydi, se-" kafamı ona çevirmemle susmuştu. Bakışlarım teyzeme kayınca telaşlı gözlerle bana bakıyordu. Bedenimi saran öfke ateşi üçünü de yakacak büyüklükteydi.

"Kuzum, baban seninle-"

"Kes şunu!" Diye bağırdım. "Ne diyorsun ya sen?! Hı ne diyorsun?!" Birkaç adımla teyzeme yaklaştım.

"Sakin ol!" Gözlerimi sinirle yumdum. "Konuşacağız sadece!" Selçuk Saygıner'in sesiyle, sinir hücrelerim arşa çıkarken gözlerimi açıp teyzeme baktım.

"Ailecek yemek öyle mi?" Dedim, adeta fısıldayarak. Gözlerimi teyzemin gözlerinden ayırmadan sofra bezinin ucundan tutup masadakileri yere devirmiştim. Sofradaki tabakların tuzla buz olma sesleriyle gülümsedim. "Afiyet olsun."

Hızla yanından geçip askıdaki çantamı aldım. Selçuk Saygıner'in koluma yapışmasıyla kolumu hızla çektim. "Kes şu ergen tavırlarını!" Dedi, dişlerinin arasından.

Demet hızla gelip Selçuk Saygıner'i benden uzaklaştırdı. "Sena, ben babanla barış di-"

"Nerede benim babam?!" Diye bağırdım, teyzemin sözünü keserek. Sinirle ona doğru yaklaştım. "Bu sondu teyze! Duydun mu?!"

Teyzemin gözleri dolarken gülümsedim. Bu gülümseme, onu son affedişim olduğunu gösteriyordu. Arkamı dönüp evden çıktım. Demet arkamdan çıkınca işaret parmağımı tehditkar bir şekilde kaldırdım. "Bu sondu!" Hızla merdivenleri inerken arkamdan geliyordu.

"Gitti diye biliyordum Sena! Özür dilerim!" Binadan çıktıktan sonra Demet'e döndüm.

"Sakın Demet." Dedim, sert sesimle.

Gelen taksiden bir adam inince hızla ilerleyip taksiye bindim ve adresi verip arkama yaslandım. Gözlerimin dolmaması için uğraş verirken yanaklarım ıslanmıştı bile. Yanaklarımdan süzülen yaşları silip dişlerimi sıktım. Bir süre sonra taksi durunca parasını ödeyip aşağıya indim. Bahçeye girer girmez havuza doğru ilerleyip kolumdaki çantayı yere attım ve bedenimi suya bıraktım. Sert su yüzüme tokat gibi çarpınca gülümsemiştim. Dipteki fayanslara doğru yüzüp oturdum. Bana göre nefes almak çok saçmaydı, annemin nefesini kesen hayatın bana nefes vermesi kadar saçmaydı... otuz iki saniye sonra bedenime dolanan kollarla açtım gözlerimi. Yüzeye çıkınca şaşkınca karşımdaki adama bakıyordum. Bedenimdeki ellerini çekip yüzüne yapışan saçlarını geriye doğru tarayıp, bal gözlerini açtı.

"Adonis?" Dedim, şaşkınca.

Yüzüme yapışan saçları arkama atıp güldü. "Büyümeyecek misin sen?"

Üzerimdeki şaşkınlığı atınca, kollarımı hızla Adonis'in boynuna doladım. "Nasıl geldin?!" Dedim, kalbim ağzımda atarken.

GEÇMİŞİN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin