Herkese selam! Attığınız yorumlara cevap veremediğim için kusura bakmayın lütfen. E-postamın onaylanmasını bekliyorum:)
🌻🤍
Telefonuma gelen bildirimle bakışlarımı ekrana sabitledim. Tanımadığım numaradan bir konum gönderilmişti.
"İhanet... herkesin harcı değil. Ancak sizin gibi zeki ve güzel bir kadından beklerdim"
Kaşlarım anında çatılmıştı. Kimdi bu? Ayağa kalkıp büyük adımlarla evden çıktım. Önüme Adem'in çıkmasıyla adımlarımı durdurdum.
"Araba lazım bana" dedim, sakin sesimle.
Kafasını bir kez salladı ve birkaç dakika sonra arabayla yanıma yaklaştı. Şoför kapısını açınca anlamsızca bana baktı."İn" dedim.
"Sena hanım, kusura bakmayın fakat güvenliğinizden ben sorumluyum." Dedi, ciddiyetle.
Derin bir nefes verdim ve arabanın etrafından dolanıp yan koltuğa oturdum. Telefonumdaki konumu açıp ona uzatınca arabayı çalıştırmıştı. Kalbimin neden ağzımda attığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Camı açıp derin bir nefes çektim. Anneme verdiğim sözü kaybedemezdim, kaybetmemeliydim. Elimi kalbimin üzerine götürüp bastırdım. Bir kafese alınmış sıkıştırılıyordu adeta. Yaklaşık kaç dakika sonra durduğunu bilmediğim araba, normal bir mekanın önünde durmuştu. Aşağıya indiğimde Adem de inmişti, anlaşılan arkamda gelecekti. Sıkıntılı bir nefes verip mekana girdim.
Garson yanıma yaklaştı. "Sena hanım, hoş geldiniz. Buğra bey sizi bekliyor"
Adem'den dolayı numara yaptığını anlamıştım. Bakışlarımı Adem'e çevirdim. "Sen otur çay, kahve iç. İşim fazla uzun sürmez"
Adem, ciddiyetle suratıma bakıyordu. Göz devirip garsonu takip ettim. Uzun koridorun sonundaki kapının önünde durmuş benim geçmem için yüzünü bana çevirmişti. Kendime güç vermek istercesine bir nefes çekip içeriye girdim. Gördüğüm kişiyle kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.
Arun Çakır.
Tekli koltuğa yayılmış, beni görünce pişkince sırıtmıştı. Kapıyı serçe kapatıp hızla ona yaklaştım. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen?!" Diye bağırdım, hiddetle.
"Lütfen sakin olun," dedi, ayaklanarak. "Amacım sizi öfkelendirmek değil"
"Başlatma lan amacına!" Diye bağırdım.
Kaşlarını havalandırıp sırıttı. "Buraya kadar koşa koşa geldiğinize göre korkuyorsunuz"
Onun gibi sırıttım. "Beni hiç tanımıyorsun..."
İşaret parmağını iki yana salladı. "Hala adalete çalıştığınızı ve Emir Karahan'ın bilgilerine ulaşmak istediğinizi biliyorum. Bu bilgi kafi"
Birkaç saniye suratına baktım. "Güzel plan, ama yemezler" dedim, rahat tavrımla.
"Plan..." tekrar koltuğa oturup yayıldı. "Tebrik ederim gerçekten. Harika bir plan yapmışsınız"
"Neyden bahsediyorsun?" Dedim, ciddiyetle.
Gülüp kafasını iki yana salladı. "Yeterince açık konuştuğumu zannediyordum, ama madem anlamadınız daha açık konuşayım. Akif başsavcıyla yaptığınız anlaşmayı, Emir Karahan'ın yanına o anlaşma için girip onun müebbet yemesini sağlayacak belgeleri almak istediğinizi biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZİ
TeenfikceHer gün ölür mü bir insan? Her gün ölüyordum. Peki öldüğü gibi dirilir mi bir insan? Öldüğüm gibi diriliyordum... ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlama Tarihi: 26 Nisan...