Yorumlarınıza @ozlem_baslkk hesabından yanıt vereceğim. E-postam onaylanmıyor ve bu nedenle yedekte tuttuğum hesabımı yorumlarınıza yanıt vermek için kullanacağım.
🌻💖
🤍
Elimdeki kahve kupasıyla mutfaktan çıkıp Emir'in önüne bıraktım. Kafasını bir kez sallayıp kahvenin sıcak olmasını umursamadan büyük bir yudum aldı.
"Neva'yla ne konuştunuz?" Dedi, meraksız ses tonuyla.
"Boşver" dedim, kestirip atarcasına.
"Sorumun cevabı bu değil" dedi.
Derin bir nefes aldım. "Seni neden aldattığını anlattı"
Kaşları havalanırken kahvesinden bir yudum daha aldı. O da anlam vermemişti sanırım, eski sevgilisinin yeni sevgilisine neden onu aldattığını anlatmasını. "Neden?" Dedi.
Omuzlarım kalkıp indi. "Bilmem. Ama seni hala seviyor," İfadesizliğini koruyordu. "Senin onu sevdiğin gibi..."
"Benim onu sevdiğini nereden çıkardın?" Dedi, merakla.
Bu soruya sadece tebessüm ettim. İfadesizce birkaç saniye suratıma baktı. Elindeki kupayı alıp büyük bir yudum aldım ve tekrar ona verdim. Aniden gelen kusma isteğiyle küçük lavaboya fırlayıp klozetin dibine oturdum. Saçlarım toplanınca kendimi zorlamamdan olsa gerek yanaklarım ıslanmıştı. İçimdeki tüm organlarımı kusuyormuşum gibi hissediyordum. Birkaç dakika sonra ayaklanıp ağzıma su çalkaladım ve yüzümü yıkadım. Konuşacağını hissettiğimde hızla araya girdim.
"İyiyim"
Yüzümü avuçları arasına aldı ve yüzümü incelemeye başladı. Kara gözleri tüm yüz hatlarımı sanki kopyalamak istercesine titizlikle süzüyordu. Yüzümü avuçları arasından çekip mutfağa ilerledim. Suyu doldurduğum bardağı elime almam ile yeri boylamıştı. Şaşkınca ayaklarımın dibindeki tuzla buz olmuş bardağa baktım. Elimi hissetmiyordum. Açıp kapatmaya çalıştım fakat hissetmiyordum. Emir, mutfağa girip bana yaklaştı. Bakışları açıp kapattığım elime kayınca avucuna alıp parmaklarıyla okşamaya başladı. Hissetmiyordum.
"İyiyim..."
Kara gözleri gözlerime hedef aldı. Bakışlarında ifadesizlik görmek istiyordum, hiçbir duygu barındırsın istemiyordum ama o şefkat ve merhamet dolu bakışlarını gizlemeye gerek bile duymamıştı. Yavaş yavaş kendini belli eden elime çevrildi bakışlarım. Görüş alanım bulanıklaşmıştı. Elimi elinden çektim ve oturup tuzla buz olmuş bardağı toplamaya başladım. Kolumdan tutup beni kaldırdı.
"Ben buraya ait değilim..." dedim. Elimi saç diplerime koyup okşadım. Bir şey vardı. Unuttuğum bir şey. Beynim durmuş gibi hissediyordum. Tüm organlarım görevlerini terk ederken kalbimin sesi ağzımdan duyuluyordu. O terk etmemişti görevini, ama yerinde de yapmıyordu. "Gitmem gerekiyor" adımlarımı mutfak kapısına atacakken karnıma sarılan el ile durdum. Bakışlarımı kara gözlerine çevirdim. "Burada kalamam..." dedim, kafamı iki yana sallayarak. "Zarar görüyorum, bunu hissediyorum"
"Ben yanındayım, benim yanımda zarar göremezsin" dedi, içtenlikle.
Bana zarar verenin kendisi olduğunu bilmeden kurmuştu bu cümleyi. Bana zarar verenin sevgisi ve merhameti olduğunu bilmiyordu. Yanağımdan süzülen damlayı parmak ucuyla yakalayıp sildi.
"Görüyorum!" İki adım geriye attım. "Bana zarar veriyorsun... burası karanlık. Sen karanlıksın! Ben gün geçtikçe alışıyorum karanlığa... ben bunu istemiyorum. Ben aydınlığı sadece içimde beslemek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZİ
Teen FictionHer gün ölür mü bir insan? Her gün ölüyordum. Peki öldüğü gibi dirilir mi bir insan? Öldüğüm gibi diriliyordum... ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlama Tarihi: 26 Nisan...