12. Bölüm: LEKE

3.2K 154 29
                                    

"Emir?" Dedi, sorar gözlerle.

"Sırt üstü, şiddetli bir şekilde düştü." Dedi, buz gibi sesiyle.

Kadının bakışları bana çevrildi. "Ağrınız var mı?"

"Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Hayır, ağrım falan yok."

"Hamile" dedi Emir Karahan.

Fal taşı gibi açılan gözlerim Emir Karahan'a çevrildi. İfadesizce kadına bakıyordu.

"Kanamanız var mı?"

Bakışlarım şaşkınlıkla kadına değdi. "Var! Beynimde var!"

Öfkeyle hastaneden çıkıp büyük adımlarla nereye doğru gittiğimi bilmeden yürüdüm. Kolumun tutulmasıyla, sertçe çektim ve ona döndüm.

"Gir içeriye baksın" dedi, dişlerinin arasından.

"Hamile değilim ben"

Kaşları bu kez çatılmıştı. Şaşkınlığını gizlemekte başarılı olmuştu fakat bana yeterine açık bir şekilde gözüküyordu. "Ne?"

Ona doğru bir adım atıp sağlam elimle göğsüne sertçe vurdum. "N'oldu?! Yemedi mi hamile bir kadını korumak! N'oldu?! Gururuna mı değdi!"
Elimi sertçe tuttu. Alay edercesine güldüm. "N'oldu Karahan? Adamlığın bu kadar mıydı?"

Kolumdan tutup arabaya zorla bindirdi. Arabaya binip bakışlarını bana çevirdi. "İçerdeki kadının ağzı sıkıdır" dedi, buz gibi sesiyle.

"Bana ne?!" Diye bağırdım, öfkeyle. "Bana ne senin hayatındaki insanlardan. Senin de, hayatındaki insanların da, hayatının da, amına ko-"

Sustum. Susturuldum. Tüm organlarım görevlerini terk ederken, nefesim de kesilmişti. Ne yarım kalan cümlemi tamamlayabilmiştim ne de yarım kalan nefesimi dışarıya verebilmiştim. Sıkıca yumduğum gözlerimi açtığımda dudaklarımın üzerindeki yumuşacık baskıyla karşılaştım. Ve önümde gözleri kapalı olan adamla. Tüm bedenimi etkisi altına alan şoku, saniyeler sonra atlatıp iki elimlede göğsünden ittim ve hızla arabadan indim.

"Allah kahretsin..."

Ellerimi saç diplerime koyup sıktım. Elbisemi toplayıp büyük adımlarla caddeye çıktım. "Allah kahretsin!" Tüm insanların bakışlarını üzerimde hissetmem bile beni kendime getirmemişti.

"Allah kahretsin!" Boğazım yırtılırcasına bir çığılık attım. "Allah kahretsin..." elim şaşkınca ağzımı kapattı. Beynimden yediğim kurşun, beni ne öldürüyor ne de yaşamama, nefes almama izin veriyordu. Gelen taksiye bindim.

"Nereye abla?"

Bakışlarımı şaşkınca adama çevirdim. "Islak mendil var mı?"

Kafasını olumlu anlamda sallayıp arabadaki ıslak mendili bana uzattı. Hızla içinden bir tane çıkarıp dudaklarımı tellercesine sildim. Dakikalar sonra dudaklarımın uyuştuğunu hissetmiştim.

"Abla geçti rujun," Bakışlarım dikiz aynasından adamın şaşkın bakışlarıyla birleşti. "Haddim değil ama dudaklarını parçaladın"

"Leke de geçti mi?"

Kaşları anlamsızca çatıldı. "Ne lekesi abla?"

GEÇMİŞİN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin