Neredeyse bütün gece onun gelmesini beklemiştim.Yalnız kalmak boşluğa düşmeme sebep olmuştu.Daha önce böylesine zor bir gece geçirdiğimi hatırlamıyordum.Mesafe isteyen bendim,yalnızlığı da isteyen bendim.İyi olacağını düşünmüştüm.Etrafımda tanıdığım kimsenin olmaması hatta tamamıyle yabancı bir ülkede olmam yalnız hissetmeme sebep oluyordu belkide.Tek tutuna bileceğim Ares'ti ve bu yüzden onu yanımda istiyor olmalıydım.Gece boyunca düşünmemek için kendimi korku filmlerine vermeyi uygun buldum.Hayatımın en büyük hatalarından biri olmuş olsa da düşünmemi engelleyen tek şey filmler olmuştu.Odada yalnız oluşum korkmama sebep olmuştu.Yorganın altına gizlenmeden önce gururumu bir kenara bırakıp Ares'in kollarına koşmamak için kendimi zor tuttum.Küçük bir kız gibi korkmuş olmam sinirimi bozmuştu.Uyumaya karar verdiğim anlar sadece bir saniye sürdü.Sonundaysa gözlerimi açık tutacak takatim kalmayınca uyumuş olmalıydım.Uyandığımda neredeyse öğlen olmak üzereydi.Öğlen olmasına rağmen kendimi yorgun ve uykusuz hissediyordum.Kendime gelebilmek için duş aldım.Yorgun hissetmeme rağmen acele ediyordum.Hemen bir elbise giyip saçlarımı yapıp odadan çıktım.Kahvaltıya inmeden Ares'i de davet edecektim.Kapısına geldiğimde koruma önüme geçti.
''Ares bey odasında yok.Bir şey mi istemiştiniz?''
''Hayır.O nerede?''
''Bilmiyorum efendim.''
Odamdan çıktığım andan itibaren dün gece aklımdan uçup gitmişti taki Ares'in odasında olmadığını öğrenene kadar.Yalnızlığım devam edecekti.Bu kadar uzak olmak zorunda değildik.Merdivenlere yöneldiğimde kendime kızmaya başladım.Hem mesafe istiyordum hem de şikayet ediyordum.Tutarsız düşüncelerim,isteklerim beni deli etmeye başlıyordu.Merdivenlerden inerken sürekli telefonuma bakıyordum.Öğlen olmuştu fakat belkide henüz bir şeyler yememiş olabilirdi.Onu arayıp kahvaltı yapmayı teklif edebilirdim.Onu aramak için tuşa basacağım anda bu düşüncemden vazgeçiyordum.O aramamıştı.Eğer kahvaltı yapmak isteseydi,yani benimle isteseydi çoktan arardı.Aramadığına göre şuan halinden oldukça memnun olmalıydı.Belkide havuzda ya da denizde eğleniyordu.İşkolik biri olduğunu söylemişti.Kesinlikle işleriyle ilgileniyor olmalıydı.Tanrı aşkına neden onu düşünüp duruyordum ki?Yalnız olduğum için ona bağlı kalmak zorunda değildim.Sinirimden telefonumu sıktığımı fark edince cebime koydum.Geç uyandığım için çekinerek,yavaş adımlarla içeriye adımımı attım.Masaların yarısını neyseki doluydu.Yalnız olmadığımı görmem beni rahatlatmıştı.Tabağımı doldurup bir masaya oturdum.Her kimse romanını masada unutmuş olmalıydı.Hava çok güzeldi,kahvaltı harikaydı fakat bunlara rağmen kendimi mutsuz hissediyordum.Harika bir yerdeydim.Hafıza kaybımı bile dert ettiğim söylenemezdi.Beni sıkan tek şey yalnız olmamdı.Kahvaltı en sevdiğim öğün olmasına rağmen tabağımdakileri zorla yiyordum.Beni kısa süreliğine de olsa güldüren şey dışarıda oynayan küçük çocuklar oldu.Öyle güzel öyle neşelilerdiki bu kısa sürede çocukluğumu hatırlamama sebep olmuşlardı.Çocukluğumu hatırladığım her an beni hüzünlendirirdi,aynen şuan olduğu gibi.Çocukluğum bana babamı hatırlatıyordu.Onunla geçirdiğim güzel anları ve onu bir anda kaybedişimi hatırlatıyordu çocukluğum.Hüzün ve mutlu anıların bir arada oluşu buruk bir gülümseme bırakıyordu dudaklarımda.Gözlerimi saydam cama çevirdiğimde babamla yaşadığım güzel anlar adeta bir film gibi gözümün önüne geliyordu.Gözlerimi alamadığım camda gördüğüm şey dışarıdakiler değildi artık.Bendim,benim hayatımdı.Bir dileğim vardı hayattan.Beni seven bir adam ve güzel bir aile.Benim dileğim işte buydu.Beni her zaman sevecek olan adamı aradım her zaman içten içe.Belki saçma gelecek ama izlediğim her filmde okuduğum her kitapta kendimi ve beni seven o adamı gördüm.Onu buldum mu yoksa bir gün hayatımdan çıkacak olan birimi bilemiyordum.Ares...O benim beklediğim adam olabilir miydi?
Somurtmayı bırakıp gözlerimi camdan çektiğimde kapıdan içeriye henüz daha bir adım atan adamı gördüm.Beni kollarına alan deli adam etrafına bakarak,birini arıyormuş gibi içeriye girmişti.Elimden çatalımı düşürdüğümde beni görmeden önce bir şey yapmam gerektiğini düşünüyordum.Bu sefer yanımda Areste yoktu.Ne yapacağımı düşündüğümde elime masadaki romanı aldım.Kitabı açıp yüzüme tuttuğumda bir anlığına gözleri gözlerime temas etmişti sanki yada ben öyle sanmıştım.O gidene kadar buradan çıkamazdım.Kitabı indirip bakmakta istemiyordum.Beni görmesini,deliliğine devam etmesini kesinlikle istemiyordum.İçinde bulumduğum durum trajikomikti.Birinden suratımı kitabın arkasına saklayarak kaçacağımı söyleyen biri olsaydı hiç gülmediğim kadar çok gülerdim.Şuan gülmek düşündüğüm en son şeydi.Beklemekten sıkıldığım anda tam kitabı yüzümden çekecekken bir parmak kitabı yüzümün önünden çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction Hikayesi
Teen Fiction©Tüm telif hakları saklıdır. ESRARENGİZ; Ares'in ve Dora'nın macera dolu,tutku dolu ve çarpıcı hikayesi. Bu aşk klasik değil,alıntı değil... Bu aşk savaş dolu,bu aşk masum,bu aşk hırçın ve bu aşk cezbedici. ''Sert ve Seksi yazarından.''