Uyandım ve henüz gözlerimi açmamış olmama rağmen gülümsüyordum.Bugün ve hatta yarın benim günümdü.Bir kız en çok ne zaman sevinir? Çikolata yerken mi?,sevgilisiyle buluştuğunda mı? Ya da çekilmez patronu Ares WATSONdan uzakta geçireceği mutlu ve huzurlu günde mi? Şuanda bir çok kız -özelliklede Ares delisi olanlar- üçüncü şıkkı saf dışı bırakırlar fakat benim şuanki mutluluğum tamda o üçüncü şıktan kaynaklı.
Bacaklarımı ve kollarımı açabildiğim kadar açıp gerildim.Gözlerimi açıp yataktan doğruldum.Odamda ne kadar eşya varsa hepsine günaydın demek istiyordum ve sevincimi onlarla paylaşmak istiyordum.Saat henüz ondu hemen kalkıp banyoya geçtim ve yüzümü yıkadım.Mutfağa geçip kendime güzel bir kahvaltı hazırlamaya başladım.Buzdolabım neredeyse boşalmıştı iyi bir alışverişe ihtiyacım vardı.Kahvaltımı hazırladığımda aklıma Lessie geldi.Bugün onunla birlikte alışverişe çıkabilirdim.Damla'yı da yanıma alabilirdim Lessie ile de tanışmış olurlardı.Şuan yanımda Rüya da olabilirdi.Söyledikleri aklıma gelince yine üzüldüm ve suratım asıldı.Belkide ben hatalıyımdır diye düşünüp onunla bir şekilde barışmak istiyordum fakat söyledikleri hafife alınacak gibi değildi.En iyisi düşünmemek olacaktı sonuçta ben ona bir şey yapmamıştım.Kahvaltımı bitirip mutfağı toparladım ve odama geçtim.Evin toparlanmaya ve temizliğe ihtiyacı vardı.Normalde temizlik yapmayı hele ki uzun süre hiç sevmezdim şuan ise saatlerce temizlik yapabilecek gibi hissediyordum.Kendi kendime güldüm,bir adamdan uzak olmak beni nasılda mutlu ediyordu böyle.Haksız sayılmazdım bana söylediği laflar,sert davranması ve zorla bana istediklerini yaptırması beni bu hale getirmişti.Odamı toplamadan önce kızları arayıp alışveriş için müsaitler mi sormak daha uygun olacaktı.TElefonu alıp Damlaya mesaj attım.Neyse ki smsim vardı.Lessie de mesaj atıp cevap vermelerini beklerken yatağımı toplamaya başladım.Odamın küçük olması çabucak toparlamamı sağlamıştı.Küçük olmasının tek sevdiğim yanı da buydu işte.Telefonu cebime atıp salona geçtim.Etraf dağınık değildi.Bütün gün işte olduğum ve otel gibi kullandığım için dağıtmaya fırsatım olmuyordu.Kızlardan henüz haber gelmediği için tv izleyip zaman geçirmeyi seçtim.En sevdiğim koltuğuma oturdum ve bacaklarımı uzattım.Dün akşam bu koltukta o oturmuştu.Başımı koyduğum yere elini koymuştu.İlk defa hiç olmadığı kadar sakindi.Sorularıma bile kısmende olsa cevap vermişti.Belkide artık aramızdaki buzları eritmiştir ve sert tavrını bir kenara bırakmıştır.Sonuç olarak ben hep yanında olmak zorundayım ve bunu isteyen o,benimle iyi geçinmek zorunda.Şuan bilmem ne kadar uzağında olmama rağmen yine saçma düşüncelerimle beynimi doldurmaya başlamıştım işte.En iyisi tv izlemek ve düşünmemek olacaktı.Ve tabi ki kızların bir an önce cevap vermesini beklemek...
Ağrıdan çatlayan başıyla suratını buruşturup gözlerini açtı.Elini alnına götürüp ovdu.Salonun geniş koltuğunun bir ucunda Deniz diğer ucunda kendisi uyuya kalmıştı.Kafa dağıtmak için içtiği rakıyı bir ara düşüncelere dalınca fazla kaçırmıştı şimdide verdiği ağrıyı çekecekti.Sorununu Deniz'e anlatmayı düşünmüştü anlatacaktı da fakat sonra anlatmamanın daha doğru olacağını düşünüp sustu ve içindekileri biraz olsun unutabilmek için kendini içkiye verdi.Eve nasıl geldiklerini tam olarak hatırlamıyordu.Hector onları getirmiş olmalıydı.Başını eğip üstüne baktığında kumaş pantolonu ve gömleği hala üstündeydi.Kaşlarını çatmak istedi fakat ağrıyan başı buna izin vermiyordu.Birkaç gündür sürekli kumaş patolonu ve gömleğiyle duruyordu ve çıkarmıyordu.İşte bu onu kızdırmıştı.Gömleğin bir kaç düğmesi açıktı ve kolları dirseklerine kadar katlanmıştı.İçmeye alışkındı fakat hiçbir zaman kendini bu kadar dağılmış hissetmemişti.Aç karnını doyurmak ve ilaç içmek için ayağa kalkacakken koltuğa geri düştü.Bu başının daha çok ağrımasına sebep oldu,dişlerini sıkıp küfretti.Deniz hala fosur fosur uyuyordu.Fazla içmemişti anlaşılan.Ellerini koltuğa koyup kalkmak için destek aldı ve zonklayan başıyla zorda olsa kalktı.Dengesini sağlamakta azda olsa zorlanıyordu.Denizin önüne gelip uyanması için omzunu ittirdi fakat uyanacağa benzemiyordu.Daha öncede evinde uyumuştu ve onu uyandırmanın çok zor olduğunu iyi biliyordu.Başının ağrısı ve dengesinin bozulması yürümesini bile zorlaştırırken uyanması için bağıramayacağını anladı.Deniz'i kaldırmak için oldukça uğraşmak gerekirdi.Yavaş adımlarla azda olsa yalpalayarak mutfağa geçti ve karnının aç olmasına aldırmadan ilaç içti.Elinde tuttuğu surahiyi bırakmadan geri dönüp Deniz'in önünde durdu ve sırıttı.Gülmek bile başını ağrıtıyordu.Surahide ne kadar su varsa hepsini kafasından aşağıya döktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction Hikayesi
Teen Fiction©Tüm telif hakları saklıdır. ESRARENGİZ; Ares'in ve Dora'nın macera dolu,tutku dolu ve çarpıcı hikayesi. Bu aşk klasik değil,alıntı değil... Bu aşk savaş dolu,bu aşk masum,bu aşk hırçın ve bu aşk cezbedici. ''Sert ve Seksi yazarından.''