29.Bölüm:Bekleyiş 2

10.5K 476 89
                                    

''Efendim yapmayın.Size her şeyi belgeleriyle ispatlaya bilirim.Lütfen bırakın beni.''

Adras'ın söyledikleri şok etkisi yaratmıştı.Kısa süre sonra bu etki şiddete dönüşmüştü.Sonucundaysa avuçlarının arasına aldığı bir boğaz vardı.Söylediklerinden sonra onu öldürmek için boğazına sarılmıştı.Ne kadar zamandır yalvardığını bilmiyordu.Kendine geldiğinde ellerini üstünden çekip hırsla yürümeye başladı.Boğazını bırakır bırakmaz koltuğa düşmüştü.Toparlanmaya çalışırken öksürüyordu.Bardağı eline tutuşturduğunda titreyen elleriyle içkiyi içmeye çalıştı.

''O belgeleri istiyorum.Hemen şimdi.Her şeyi baştan tane tane anlat hemen.''

''Sizin verdiğiniz yetki ile her şeyi derinlemesine inceleme fırsatım oldu.Babanızla William bey uzun yıllar arkadaşlarmış,bu arkadaşlık daha sonra iş ortaklığına dönüşmüş.İncelediğim belgelerden birçoğu kayıp olmasına rağmen bu belgelerde gördüğüm kadarıyla babanız kendi hesabına para aktarmaya başlamış.İş yaptıkları dönemde onları tanıyan kişilerin söylediklerine göre babanızla William beyin arası bozulmaya başlamış.Bunun sebebi babanızın yanlış adamlarla işbirliğine girmesi olmuş.Efendim babanız daha fazla para kazanmak için tefecilerle dahil iş birliği içerisinde olmuş.Sonunda William beyi ortadan kaldırmak adına çalışmalara başlamışlar.O sıralarda William bey nasıl olduysa bunu öğrenmiş.Belkide daha önceden böyle bir şey olacağını biliyormuş çünkü soyadını değiştirmiş.Sanırım ailesine zarar vermemek için bunu yapmış ve onlara zarar vermemek için kayıplara karışmış.Ve efendim çok büyük bir ihtimalle kendisi yaşıyor  ve hatta sizi ve ailenizi izliyor olabilir.İzninizle gidebilir miyim?''

''Onu bulmak için her şeyi yap.Onunla konuşmak istiyorum.Git.''

Elinde belgelerle öylece kalmıştı.Yalnız başına, gözleri belgelerde öylece oturuyordu.Henüz sadece birkaç satır okumasına rağmen hiçbir şeyi aklı almıyordu.Farklı bir evrendeydi sanki,bir bilinmezlik içerisinde.Bütün ömrünü o adamı bulmaya intikam almaya adamıştı.Birkez olsun sevgi görmediği babasının intikamını almaya adamıştı ömrünü.Oysa intikamı alınması gereken adam aradığı adamdı.Adras'ın söyledikleri durmadan beyninde yankılanıyordu.Elindeki kağıtlar söylediklerini doğruluyordu.Her bir kağıt,herbir kelime göğsüne saplanan bıçak gibi acıtıyordu canını.Belki bir saniye dahi olsun sevgisini olmasa bile taktirini görmek,güzel bir sözünü duymak umuduysa masum bir insanın peşine düştüğüne inanamıyordu.Masum bir meleğe zarar vermişti.Hayatına girdiği günden beri nefretle,kinle,intikam arzusuyla yanıp tutuşan bedeniyle ona zarar vermişti.Saflığına,temizliğine dahi inanmadan hayvan gibi tecavüz etmesine rağmen buna katlanmak bir yana iyi davranan o kız öylece hastane yatağında yatarken umursamamıştı bile.Bir ay boyunca hak etmediği şeyler yaşatıp bir de kendisi yüzünden kurşunlanmasına göz yummuştu.Şeytanın kendisi olan bir adamın sevgi gösterisini izlemek uğruna,ona benzemekten korkarken onun gibi, masum insanlara zarar vermişti.Oysaki o yatakta yatması gereken hatta ölmesi gerekenin kendisi olduğunu düşünüyordu şimdi.

''Bırak beni.Sana bırak beni dedim Hector.Kapıyı aç lanet olası,aç şu kapıyı.''

Sıktığı ellerinde zarar verdikleri sadece kağıtlardı fakat o kağıtların yerinde dilediği Jonathan'dı.Artık o adamı babası olarak bile görmüyordu.Henüz olanları dahi yeni algılıyorken Andrian'ın bağırışlarını duydu.Kapıyı açtığında kıpkırmızı olmuş suratıyla yüzüne bakıyordu.Onu daha önce hiç bu kadar kızgın görmediğini düşündü.Hectora onu bırakması için işaret ettiği anda yüzüne vuran yumruğuyla sendeledi.Sert bir yumruktu fakat biliyorduki kendisini devirmek sandığı kadar kolay değildi.Hector'un kapıyı kapatmasını sağladığında odada başbaşaydılar.Henüz yeni toparlanmışken ikinci bir yumrukla sendeledi.Bu seferki dudağını  patlatmış olmalıydı.Karşılık vermeden, kısa sürede karşısına dikildi.Bir sonraki yumruk için ve daha sonraki ve daha sonrakiler için tüm gücüyle ve hızıyla karşısına dikildi.Attığı her yumruğu istiyordu,hak ediyordu.Kalbinin acısını dindirmesini umarak yumrukları bekliyordu.Sonunda koltuğa yığıldığında Andrian kendini yere atıp elleriyle başını kavradı.Sabah yapamadığını yapmak için gelmiş olmalıydı.Tam zamanında gelmişti.Yumrukların dindirmesini beklediği acısı dinmek bilmiyordu.Dinmesi gereken acı daha çok artıyordu.Umursamazlığı da nereye kaybolmuştu? Ya acımasızlığı?

ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin