Gözlerimi açtığımda aklıma gelen ilk şey Ares'in beni boğulmaktan kurtardığı an oldu.Aklıma geldi bile demem yanlış olurdu,gece boyunca hiç aklımdan çıkmamıştı ve rüyama bile girmişti.Denizin dibini boylarken,nefesim kesilmeye başladığı sırada kendimi onun kollarında bulmayı hiç beklemiyordum.Gözlerimi açıp endişe dolu yüzünü gördüğümde hâlâ öldüğümü sanıyordum.Cehennemin dibindeydim ve zebanim Ares'ti.O an tam olarak düşüncelerim buydu.Gerçektende endişenlenmiş miydi? Yoksa ben mi öyle olduğunu sanıyordum? Gözlerimi açtığımda,gözlerini gördüğümde her zamankinden daha farklıydılar sanki.Daha önce hiç görmediğim bir ifade saklıydı suratında,bir süre sonra yerini kızgınlığa bırakan,sadece birkaç saniye olsada gözlerimden beynime kazınan değişik bir ifade...Sakin kafayla düşününce bakışlarındaki ifadenin endişeden ibaret olduğunu anlayabiliyordum fakat bu gerçek mi yoksa ben mi öyle sanıyorum işte bunu bilemiyordum.Yeni bir iş günüydü ve onunla kaç gün geçirdiğimi saymıyordum bile.Kaç gün olmuştu sahi? on dört mü? on beş mi? Kaç gün? Yolun yarısına gelmiştik,bu geldiğim nokta için en iyi tanım oluyordu.Yataktan kalkıp banyoya geçtim ve duş aldım.Hiç istemesemde işe gitmek için hazırlanıp dışarı çıkmıştım bile.Her zaman olduğu gibi Matt'in gülen yüzüyle beni kapıda beklemesi gerekiyordu ama yoktu.Olanlar yüzünden uzun bir süre göremeyecektim onu,biliyordum.Alışkanlıktan mı yoksa gerçekten özlediğim için mi bilemeden onu görmeyi beklediğimi fark ettim.Holdingin kapısına geldiğimde saat dokuz olmuştu bile.Asansöre her binişimde sanki bomboş bir holdingde çalışıyormuşum gibi tek başıma aynı hisle odama çıktım.Ares'e bile alışmaya başlıyordum fakat asansöre alışmam imkansız olacak gibiydi.Odama girmeme bir adım kala arkama dönüp odasının kapısına baktım.Neden olduğunu bilmeden içerde olup olmadığını görmek için adımlarımı kapıya çevirdim.Bir yanım neden böyle bir saçmalık yaptığımı söylüyordu ama ayaklarıma engel olamıyordum.Kapıyı açtığımda, odanın boş olduğunu gördüğümde tuttuğum nefesimi bırakıp odama gitmek için adımlarımı hızlandırdım.Masama geçtiğimde kendi kendime çoktan kızmaya başlamıştım bile.İçimde bana karşı olan yanım istemediğim şeyleri yapmamı sağlıyordu.Bu hayatta bir Ares'e bir de ona karşı gelemiyordum sanki.
Kendimle konuşmayı bırakıp işime koyulmaya başladığımdan beri geçen sürede sessizliklik içinde sadece işimle ilgilenmeyi başarabilmiştim.Dosyayı kapatıp kafamı kaldırdığımda saniyeler içinde düzülmeye başlayan bulanık görüntüm geçince kapıda öylece bekleyen adamı gördüm.Geldiğini farkına varmamıştım,ne kadar zamandır öylece bekliyordu onu bile bilemiyordum.Utangaç gülümsemesiyle,bir şey söylemeden öylece yüzüme bakınca yerimden kalkıp karşısına geçtim.
''Afedersiniz geldiğinizi farkına varmadım.''
''Önemli değil hanımefendi.Ee,şey ben Ares beyi görmek için gelmiştim.''
''Ares bey henüz gelmedi.''
Adam olduğu yerden bir adım bile ilerlemeden kapının eşiğinde öylece duruyordu.Gözlüğünü sürekli itiyordu, bakışlarını gözlerime dikmemek için uğraşıyor gibiydi.Fazlasıyla utangaç bir erkek olduğu kesindi ve bu çok şaşırtıcıydı.Erkeklerin utangaç olabileceğini hiç düşünmemiştim.Asıl şaşırdığım şey bu adamla Ares'in ne tür bir ilişkisi olduğuydu.İş ilişkisi olduğu kesindi fakat böylesine pısırık sayılabilecek,en azından öyle görünen biriyle iş yapması şaşırtıcıydı.Adamın tavrı,utangaç olması şaşırtıcı olsada saf ve temiz biri olduğu kesindi.
''Buyrun oturun lütfen.Ne içerdiniz?''
''Teşekkür ederim.Su iyi olur.''
Oturduğumuzda siparişini verip ellerimi birleştirip gülümsedim.Ona baktığım anda yüzüme baktığını görüyordum ve gözlerini hemen üstümden çekiyordu.Yüzüme bakmadığı için tavrına rahatça gülümseyebildim.Kıyafetleri doğal olarak resmiydi fakat üstünde farklı bir hava saklıydı sanki.Bakışlarında ya da tavırlarında bir şeyler değişikti ama gözüme takılan şey neydi onu bilmiyordum.Okulda nadir olarak gördüğüm çok çalışkan tiplere benziyordu.Ares'i çeken yanıda çalışkan olması olduğu kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction Hikayesi
Teen Fiction©Tüm telif hakları saklıdır. ESRARENGİZ; Ares'in ve Dora'nın macera dolu,tutku dolu ve çarpıcı hikayesi. Bu aşk klasik değil,alıntı değil... Bu aşk savaş dolu,bu aşk masum,bu aşk hırçın ve bu aşk cezbedici. ''Sert ve Seksi yazarından.''