4.Bölüm:Sert...

25.6K 710 48
                                    

Gözlerimi açıp güneşin yüzüme vuran ışığına içimden günaydın dedim.Bu deliliği uzun zamandır yapıyordum.Yalnız yaşamak bir süre sonra insanda garip etkiler yapabiliyor.Saat henüz yediyi beş geciyordu  hazırlanmam ve işte olmam için elli beş dakikam vardı.Olanlardan sonra aklım başımdan gitmişti ve alarmı kurmadan uyumuştum.Neyseki hazırlanmam için yeterince vaktim vardı ve geç kalmayacaktım.Kollarımı açabildiğim kadar açıp esnedim ve hemen yataktan kalkıp banyoya gittim.Kendimi gayet dinç hissediyordum bu durum sabahları nadir olan bir şeydi.Yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim ve bir şeyler atıştırmak için kahvaltılıkları çıkardım.Dün Rüyanın bana ettiği lafları şaşkın,kırgın bir şekilde dinlerken oturduğum sandalyeye oturdum.Dünden beri ne aramıştı ne de mesaj atmıştı.Bana söylediği onca şeyden sonra hala üzülen ve barışmayı bekleyen taraf ben oluyordum.Kendime kızmadan edemedim.Bir yandan yerken saate bakmayı ihmal etmiyordum.Söyledikleri ve nasıl ceza vereceği aklımdaydı.Geç kalırsam herkesin önünde söylediğini yapıp beni rezil edebilirdi ve bir ay boyunca bu rezillik sürerdi.Onun yanında çalışmak için başvuran ve işe alındığı için sevinen ben şimdi zorba herifin boyunduruğu  altında çalışacağım için ve bunun sebebinin kendi salaklığım yüzünden olduğu için kızgındım.Kahvaltılıkları toparlayıp odama geçtim ve ne giyeceğimi seçmeye çalıştım.Eski işimde hep aynı üniformayı giymem kısa da olsa kıyafet seçmek zorunda olmadığım için iyiydi.Şimdi ise her gün giyecek değişik kıyafetlerim olması gerekiyordu bu da alışveriş demekti ve en önemlisi de o küstah adamdan para isteyeceğim anlamına geliyordu ve bunu nasıl yapacaktın bilemiyordum.

 Sonunda üstü beyaz,kare yaka ve altı siyah etek olan elbisemi ve bilekten bağlamalı önü açık ayakkabımı seçtim.Üstümü çabucak değiştirip ufakta olsa makyaj yapmak için göz kalemi,rimel,eyeliner ve dudaklarımda hoş  duran kırmızı rujumu sürdüm.Saçlarımı doğal haliyle açık bıraktım ve sekize yirmi beş dakika kalmıştı.Odamı toplama gereği duymadan dışarı çıktım.Annem olsa demediğini bırakmazdı.Dağınıklığımdan her zaman şikayetçiydi fakat çalışırken yatak toplamak bana zor geliyordu.Arabam olmadığı için otobüs beklemeye başladım.Uzun zamandır işe yürüyerek gittiğim için otobüse binmemiştim şimdiyse hep ihtiyaç duyacaktım.On dakika geçmesine rağmen hala otobüs gelmemişti ve geldiğinde sadece on dakikam kalmıştı.Neyse ki holdinge yakın bir yerde indirdi ve koşar adımlarla da olsa geç kalmadan holding kapısına vardım.Bu sefer içerisi daha kalabalıktı ve asansörde öyle.En üst katın düğmesine basınca birden herkes beni incelemeye başladı ve bu çok can sıkıcı ve rahatsız ediciydi.En üst kata geldiğimde asansörde sadece ben vardım.Kapılar açılınca hızlı adımlarla patronumun odasının kapısına gittim,saat tam sekizdi.Kapıyı çalıp bekledim fakat bir ses yoktu.Yavaşça kapıyı açıp içeriyi görebileceğim kadar kafamı uzattım ve boş olan odada Ares'i aradım fakat yoktu.Odaya bakışım ve hareketlerimle kendimi bir dedektife benzettim ve gülümsedim.

''Yardım edebilir miyim?''

Arkamdan gelen sesle korkup kapıya çarptım ve dengemi kaybettim neyse ki son anda duvara çarpan kapıya tutunmayı başarmıştım.Arkamı döndüğümde buraya ilk geldiğimde beni gülümsemesiyle rahatlatan ve şuanda aynı şekilde gülümseyen kadınla karşılaştım.

''Seni  korkuttum af edersin.''

Beni sinsice odayı izlerken yakalamıştı ve aklında oluşan düşünceler pek iyi olmaya bilirdi.Utandım ve üstümü düzelttim.

''Ee şey ben Ares beye bakmıştım.Onun sekreteri olarak işe alındım.Siz ne zaman geleceğini biliyor musunuz?''

''Bana Judith de tatlım.Onun kaçta geleceği belli olmaz.''

ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin