35.Bölüm:Yüzük

9.8K 379 43
                                    

Suratımda şapşal gülümseme,burnuma tuttuğum gül ve elimdeki kağıtla mutfağa giderken kendimi eski Türk filmlerindeki kadınlar gibi hissediyordum.Gözlerimi açtığımda boş yastıkta kağıdı ve gülü buldum.O andan beri gülümsüyordum.Romantik bir adam olduğunu düşünmem kısa sürmüş olsa da en azından centilmen olması bile iyi bir şeydi.Gülü masaya bırakıp kağıdı tekrar okudum.

İşlerle ilgilenmek için gün boyu holdingde olacağım.Akşam tam yedide yemeğe çıkmak için hazır ol.

Ares WATSON

İki cümlelik notu ezberlemek zor olmasa da onun el yazısı olması sürekli okumama sebep oluyordu.Tek bir güzel kelime bile olmaması onu odun olarak nitelememe de sebep olmuştu.Tam altı saatim vardı.Bu altı saati de Andriandan başkasıyla geçiremezdim.

Gece boyunca uyumakta zorluk çekmişti.Düşünceler yakasını bir türlü bırakmamıştı.Zor günleri atlattığını düşünmüştü.Bunun olamayacağını bile bile düşünmüştü ve biraz da olsa ümid etmişti.Artık entrikalar istemiyordu.Buna yaşlılık dense bile umurunda değildi.Artık sakin bir hayat istiyordu.Bunun için çabalaması gerektiğini biliyordu.Birkaç saatlik uykusundan uyandığında düşündüğü ilk şey bunlar oldu.Henüz sabahın erken saatlerinde gözlerini Doraya çevirip bir saati aşkın bir süre öylece yüzüne baktı.Bunu daha önce yaptığı olmuştu.Fakat o an daha farklıydı.İçindeki duygular,hissettikleri oldukça farklıydı.Şimdiyse holdinginde odasında oturmuş önündeki dosyalara bakıyordu.Doğrusunu söylemek gerekirse okuduklarını idrak edemeden öylece bakıyordu.Biraz olsun işlere odaklanmaya çalışmışken gözü fakstaydı.Adrasın yollayacağı belgeleri beklemek oldukça zordu.Dorayla onun babasıyla ve ailesiyle ilgili tüm belgeleri istemişti.William'ı bir şekilde bulmak istiyordu.Doraya her şeyi bir şekilde anlatmak istiyordu.Sıkıntıdan üflerken kapı çalınmadan açıldı.Maria bir anda içeri girerken Jennifer da arkasında sırıtıyordu.

''Afedersiniz.Sizin geldiğinizi duyduğumda inanamamıştım.''

''Ares bey hoş geldiniz.''

Holdingdeki kızların çoğu odasına gelmek için çırpınırdı.Ona en yakın olan bu iki kız ise diğerlerine göre daha cesaretliydi.Sertçe bakması ve çekilmelerini söylemek yerine onlara gülümsedi ve oturmalarını işaret etti.Birbirlerine şaşkınca baktıklarında daha çok gülmemek için kendini zor tuttu.

''Oturun.Ben yokken neler oldu anlatın bakalım.''

Öğleni geçmiş olsada güzel bir kahvaltı hazırlamadan önce Andrian'ı arayıp eve gelmesini söyledim.Kapıyı açtığımda gülümseyen suratıyla karşılaşacağımı biliyordum.

''Bu saatte kahvaltı mı olur?''

''Ben yaparsam olur.Otur hadi.''

Ellerini kaldırıp teslim olduğunu belirterek masaya geçti.Kahvaltı en sevdiğim öğündü ve saatin bir önemi olmadan her an kahvaltı yapabilirdim.Bu anda o anlardan birisiydi.Masaya geçtiğimde aklımın büyük bir köşesinde akşam neler olacağı ile ilgili fikirler dönüp duruyordu.Andrian suratıma bakar bakmaz bir şeyler olduğunu anlamış olacak ki tek kaşını kaldırarak yüzüme baktı.O sormadan anlatma ihtiyacı hissettim.

''Akşam yedide Aresle yemeğe çıkıcaz.''

''Bunu kendine dert etmiş olamazsın.''

Gözlerimi devirip yüzüne baktım.Ona önemsiz gelen şey benim için fazlasıyla önemliydi.Bunu anlamasını beklemiyordum çünkü anlayamazdı.

ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin