14.Bölüm:Denizde...

18.7K 607 61
                                    

Gözlerimi açtığımda boş boş etrafıma bakındım.Birkaç gündür olduğu gibi yine şaşkındım.Ares'in yatağında olmamdan çok neler olduğunu ve nasıl buraya geldiğimi hatırlayamamış olmam şaşkın olmamın büyük sebebiydi.Yataktan kalkmak yerine düşünmeyi seçtim.Ağrıyan başım düşünmemi zorlaştırsa da hatırlamak istiyordum.Neler yaşadığımı her anını hatırlamak...Başımı ovup düşünmeye başladım.Gözlerimi denize çevirdim,ondan azda olsa alacağım rahatlık başımın ağrısını geçirmeye ve düşünmemi kolaylaştırmaya yarayabilirdi.Restoranda yemek yediğimizi hatırlıyordum ve Ares'in görmezden gelen tavırlarınıda.Gözümün önüne gelen tavrı yattığım yerde bile sinirimi bozmaya yetiyordu.Sinirlenmem başımın ağrısına iyi gelmediğinden sakin olmaya çalıştım,zor olsada başarmalıydım.Restondan sonra bara gitmiştim bunuda hatırlıyordum ve tabiki Ares'in beni duvara yapıştırdığı anıda ama sonrası yoktu.Düşünüyordum,düşünüyordum ve düşünüyordum ama hatırlayamıyordum.Aklıma gelenler yarısı yanmış film şeridinden farksızdı.Bir kısmı gözümün önündeydi,asıl önemli olan tarafıysa yok olmuş gibiydi.Deniz'in ve Damla'nın zoruyla birazda Ares'e karşı içime dolan hırs yüzünden kendi isteğimle içmiştim ama içtikten sonra neler olmuştu? İşte aklıma takılan bu soru tam bir muammaydı.Telefonumun sesini duyduğumda düşücelerimden sıyrılıp sesin geldiği yeri takip ettim.ÇAntamı yerden almak için kalktığımda üstümde sadece bir tişort olduğunu gördüm ve iç çamaşırlarımın olmadığını.Şaşkınlığım kat be kat artarken olduğum yerde öylece kaldım.Telefon tekrar tekrar çalıyordu,çantamı alıp kendimi yatağa çektim ve çarşafla üstümü örttüm.

''Alooo Dora sonunda açtın.Napıyorsun,nasılsın birazdan Jamesle seni almaya gelicez.''

İç çamaşırlarıma ne olduğu beynimi kurcalarken birde Damla'nın söyledikleri üstüne eklenince içinden çıkılmaz bir hal almıştı.

''Dora orda mısın? Dün gece harikaydı,gerçi eve nasıl gittiğimi bile hatırlamıyorum ama olsun.''

''Damla ben Ares beyin evindeyim.İş üstünde çalıştıkta.''

''Jameeeess!Dora ,Ares beyin evindeymiş ve iş üstünde çalışmışlar.''

Kısa sürede evime gideceklerini bildiğim için ona Ares'te olduğumu söylemek zorunda kaldım.İş'i vurgulayarak söylemesi gözümden kaçmamıştı tabiki ama yapacak bir şey yoktu.İma ettiği şey tabiki imkansızdı.Henüz neden ve nasıl soyunduğumu bilmesem bile imkansızdı işte.

''İnanamıyorum! O iş için ben Ares beyin yanında olmak isterdim.''

''Damla,James'e söyle onu boğarım.Şey bu arada yanımda mayom yok.''

''Sen onu dert etme henüz evden çıkmadım benimkilerden birini giyersin.Ayrıca bir sürü yemek hazırladım.Ellerimle yapmadım ama olsun.Biz seni oradan alalım adresi verir misin?''

Adresi söylemeye çalıştığımda Jamesle konuşmaya başlayınca aklım yine çıplaklığıma kaydı.Henüz Ares'in sesi çıkmamıştı bu şimdilik iyi olsada ona neler olduğunu soracaktım işte o zaman kızaracaktım.

''Dora,buna inanamıyorum ama gideceğimiz kumsal orasıymış.James en fazla onbeş dakika sonra orada oluruz evinden çıkıp kumsala inmesi yeterli dedi.''

''Şaka yapmıyorsun değil mi?''

''Hayır Dora.Şimdi kapatmalıyım gelince görüşürüz.''

''İşleri bitmediyse bitince kumsala gelebilir.''

James'in derinden gelen sesini ve kahkahasını duyduğumda söylediğine karşılık verecekken telefon yüzüme kapandı.Gülmesi komik gelmişti,gülümsememe de sebep olmuştu  fakat geldiklerinde sorular sorabilirlerdi.Sessizlikle başbaşa kaldığımda Ares gelmeden üstüme bir şey giymek için hemen kalkıp dolaplarını karıştırmaya başladım.İzin almak için bu halimle ona seslenemezdim,Mona'nın kıyafetlerini almak için bu halde aşağıyada kesinlikle inemezdim.Elime gelen eşofman altını giymeye mecburdum.Eşofmanı giydiğimde paçaları fazlasıyla yerlerde sürünüyordu.Paçalarını katlayıp derin bir nefes alıp merdivenlere yöneldim.Yürürken paçalarım açılmaya başlayınca etek giymiş ve basmamak için yukarı kaldırıyormuşum gibi tutup kaldırdım.Halimin berbatlığını farkında olsamda yapacak bir şeyim yoktu.Patronunun karşısına defalarca berbat halde çıkan başka bir sekreter bu ülkede hatta dünyada varmıydı çok merak ediyorum.Merdivenlerden inmeye başladığımda her adımımda kalp atışlarım bir öncekine göre daha çok hızlı atıyordu.Bir an olsun sakin olmayı başaramıyordum.Onu koltuğuna yayılmış televizyon izlerken bulduğumda birkaç saniyeliğinede olsa olduğum yerde bekledim.Amacım biraz olsun rahatlamaya çalışmaktı.Elimi tırabzana koyup kalp atışlarımı ve nefesimi düzene sokmak için sıktım.Gözlerini televizyona dikmiş dikkatle bir şeyler izliyordu.İzlediği her neyse çok fazla yoğunlaşmıştı,merdivende olduğumun farkında bile değildi.Kısa süreliğine farkında olmasada birazdan o mavi gözler içimi delercesine gözlerime bakacaktı.Kumsalda olmama onbeş dakikam kaldığı aklıma gelince havanın sıcaklığına ve içimin ateşine biraz olsun merhem olan soğuk tırabzandan elimi çekip televizyondan kopması için öksürür gibi ses çıkarıp merdivenlerden inmeye başladım.Numaram işe yaramıştı hemde fazlasıyla etkili olmuştum.Birden gözlerini televizyondan bana çevirip hemen televizyonu kapattı.Yanına yürüdüğümde paçalarına takılmamak için çaba sarf ettiğim eşofmanına baktı.Bir şey söyleyecek diye beklediğimde,beklediğim gibi olmayınca koltuğa oturup yüzüne baktım.İfadesiz yüzüyle,sakin gözleriyle yüzüme bakıp beklemeye başladı.Bir şey söylemek için karşısına oturduğumu anlamış olmalıydı.İçimden geçirdiklerimi sözlere dökmek zor geliyordu.Gözlerimi gözlerinden alnına düşen saçına çevirdim.Elini saçına götürdüğünde ve saçını geriye ittiğinde gözlerimi ondan ayırmadım.Elini indirdiğinde tek kaşını kaldırdığını gördüm.Bu artık konuşmaya başla,ne söyleyeceksen söyle demekti.

ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin