Gece boyunca gözümü bir an olsun kapatamamıştım.Deli gibi uykum vardı fakat saat üç olmasına rağmen bir türlü uyuyamıyordum.Uykusuzluğumun sebebi tehditleriyle dertlerime dert katan adamdan başkası değildi.Gecenin sessizliği beynimde oluşan seslerin daha çok artmasını sağlıyordu.Bütün evi ve hatta yatağı turlayıp binlerce senaryo uydurmuştum.Hepside o adamın yapacakları ile ilgili şeylerdi.Kesin olan bir şey varsa şuan yakınlarda bir yerde olduğuydu.Bu da ilk hedefinin Ares değil de ben olduğunu gösteriyordu.En azından birkaç gün elinde olan avı sadece bendim.Dün geceki seslerimizi duyduğuna göre-ki düşündükçe utanıyorum-odamda dahi olabilirdi.İşte bu düşünce başlı başına uyumama engeldi.Diğer düşüncelerim ise Ares gelince neler yapacağımdı.Bir şekilde ona söylemek zorundaydım.Buraya geldiği anda tehlikenin içine girmiş olacaktı ve bundan haberi olmaması demek onu kendi ellerimle ölüme itmem demekti.Buna kesinlikle göz yumamazdım.Bütün günü işlerle geçirmiştim,bir kısmınıysa Andrianla.İlk defa her zamanki neşesi bir işe yaramamış,bir türlü aklımdakileri unutmamı sağlıyamamıştı.Tavrımdan bir şey olacağını anlamasın diye suratıma yerleştirdiğim maske yok olmadan yanından ayrılıp odamın yolunu tutmuştum.Bütün gün İan,yani korumam başucumdan ayrılmamıştı.Adam resmen robot gibi gözünü kırpmadan beni takip etmişti.Andrian her zaman olduğu gibi bu sefer de korumayı alay konusu yapmıştı fakat korumada olsa göz hapsinde olmak hoş bir şey değildi.Bir yandan buna katlanmaya çalışırken diğer yandan Ares'e şükretmeden edemiyordum.Yanımda beni koruyan birileri olmasaydı adam harekete geçmeyi düşünebilirdi.Sonuçta ilk seferinde ıskaladığı hedefini bu sefer tam onikiden vurmak isterdi.Hatta vurmak istiyordu,buna emindim.Düşünceler beynimi kemirirken yine odadan odaya gezinmeye başladım.Açıkta tek bir cam dahi bırakmazken bütün ışıları yakmayı da ihmal etmemiştim.Sonunda durduğum yer kapının önü olunca aklıma gelen son çareyi kullanmak için kapıyı açtım.
''Bir şeye mi ihtiyacınız vardı?''
Karşımda İan'ı görmeyi beklemeden kapıyı aniden açmıştım ve sesini o anda duymuştum.Hazırlıksız yakalandığım için korkudan sıçrasamda bozuntuya vermeden gülümsedim.Rezil olduğumun farkındaydım,gülünç duruma düşmüştüm fakat istifini bozmadan sert bakışlarıyla yüzüme bakmayı sürdürüyordu.
''Hayır,teşekkür ederim.Yapmam gereken işler vardı da.İyi geceler.''
Hızlıca verdiğim cevaptan sonra kendimi Ares'in odasına atıp bütün ışıkları yakmaya başladım.İzinsiz odasına girdiğim için kendimi kötü hissetmem gerekirdi fakat öyle hissetmiyordum.Anahtarını bana bıraktığına göre istediğim zamanlarda odasında olabilirdim.Bütün ışıkları yakıp salona döndüğümde ayakta öylece durup koltuklara baktım.Oturacağım sırada aklıma Mona'yla koltukta yaşadıkları iğrenç an gelince suratımı buruşturarak kendimi yatak odasına attım.Amacım oraya gitmek değildi sadece o anı unutmak adına başka bir odaya girmek istiyordum ki ayaklarımın beni getirdiği yer yatak odası olmuştu.Odada sabahki haliinden eser yoktu.Anlaşılan çalışanlar tarafından toparlanmıştı.Bu utanç vericiydi.Kendimi yatağa bırakıp rahatlamaya çalıştım.Dün gece onun yattığı tarafa dönüp yastığa öylece baktım.Onun odasında,onun yatağında olmak içimi biraz olsun rahatlatmıştı.Onun odasında,yatağında olmak yanımda olduğunu hissetmemi sağlıyordu.Arayalı saatler olmuştu.Telefonu elime aldığımda en son beklediğim kişi oyken ismini gördüğümde şaşkınlıktan telefonu açamadan bir süre öylece beklemiştim.Telefonu açtığımda kızacağını biliyordum.Aldığım tepkinin daha sert olmasını bekliyordum fakat öyle olmamıştı.Nedense daha sakindi ya da ben öyle olduğunu sanıyordum.Günler sonra sinirli hali daha normal gelmeye başlıyor olabilirdi.Yatağımda uzanmış sorduğu soruya cevap verirken amacım konuşmayı olabildiğince uzatmaktı.Bütün günümü detayına inerek anlatma sebebim senini duyduğum anda rahatlamış olmamdı.Şuan yatağında yatmak o zamanki kadar rahatlatmasa da işe yarıyordu.Gözüm yastığımdan telefonuma kayıyordu.Onu aramak ve sesini duymak istiyordum.İçimdeki ateşi söndüren serin sular gibiydi.Bu duruma nasıl gelebilmiştim bilemiyordum fakat öyleydi.Andrian birkaç adım ötemdeydi fakat beni rahatlatan kişi beni neredeyse bir ay boyunca deli eden adamdı.Gecenin üçünde arayıp ne diyebilirdim ki? Uyduracak bir bahanem olamazdı.Korktuğumu söyleyemeyeceğime göre ki söylesem umursamazdı ne yapabilirdim bilemiyordum.Bir anda ne yaptığını merak etmeye başladım.Evinde miydi,kendini her zamanki gibi gecenin bir yarısı olduğuna aldırmadan işlerine mi vermişti yoksa düşündükçe içimi yakan şeyimi yapıyordu,bir kadınla mıydı? Onun başkasıyla olma ihtimali eskiden umrumda olmazken artık etkilenmeme sebep oluyordu.Beraber olduğum ilk erkek olması yüzünden mi? Dudaklarıma değen ilk dudakların ona ait olması yüzünden mi yoksa en kötü seçenek olan onu kıskanmam yüzünden mi bilemiyordum.En başından beri hiçbir erkeğe karşı hissetmediğim şeyleri ona karşı hissettiğim doğruydu.İlk kez bir erkeğin gözlerinden,saçlarından hatta bir yanım nefret etsede sert ifadesinden çok hoşlanmıştım.Bunun sebebi erkeklerle iletişimimin az hatta neredeyse hiç olmasından kaynaklanıyor olabilirdi fakat sonuç olarak beni etkilemişti ve hala etkiliyordu.Tecavüz ettiği zamanı unutamıyordum,yatağıma yattığım hatta odama girdiğim zaman yaptıkları gözümün önünr grliyordu ve kötü oluyordum fakat buna rağmen hala etkileniyordum.Onu çözmek o kadar zorduki.Hayatımda onun gibi biriyle tanıştığım olmamıştı.İlk günden beri sanki yıllardır tanışıyomuşuz ve yıllardır beni sevmiyomuşçasına bir tavır içerisindeydi.Bazen hiç olmadığı kadar düşünceli ve yumuşak olduğu zamanlar da olmuştu.O kadar zıttıki onu anlayamıyordum.Ne düşünmem gerektiğini bilemiyordum.Dün geceden sonra,sevişmemizden sonra her şeyi unutmam gerektiğini yazması bile beni kötü etkilemişti.Onun için diğer kadınlardan hiçbir farkım olmamasına rağmen bunu kabullenmekte zorlanıyordum.Daha önce hiç öpüşmemiştim bile.Böyle olacağını hiç düşünmemiştim ve böyle olacağını kesinlikle tercih etmezdim.Sevmek istemiştim,çok sevmek,deli gibi sevmek ve bir o kadar da sevilmek istemiştim.Sırf o sevgi için hayaller kurmuştum,sırf onun için kimseyle öpüşmemiştim.Bu erkeklere hatta çoğu kıza göre saçmalıktı fakat bana göre değildi.Dudaklarıma değen dudakların başka dudaklara,tenime değen tenin başka tenlere değmesini istemediğim gibi aynısını yapmaya çalıştım.Hiç zor olmamıştı çünkü hiçbir zaman aşık olamamıştım.İçim yanmamıştı,merak etmemiştim,delirmemiştim.Onunla tanıştığımdan beriyse içim defalarca yanmıştı,ellerimi saçlarında dolaştırmak için defalarca can atmıştım,gözlerine bakmak zor olsada ve o gözlerde sevgisizliği,nefreti görsemde yine de bakmak istemiştim.Onca kötülüklerine rağmen onu merak ediyordum ve kendi canım pahasına onu korumaya çalışıyordum.Onca şeye rağmen sarıldığım tek şey yine soğuk bir yastık olmuştu tek farkı bu seferki yastığın Ares'in yastığı olmasıydı.Kokusu yastığa sinmişti ve her bir nefes alışımda içime işliyordu.Belkide bu güzel koku şuan başkasının kokusuna karışıyordu,belki de şuanda o sert ama güzel bakışlar başkasına hiçbir zaman göremeyeceğim kadar güzel bakıyordu,belkide şuan o güzel saçlara dokunan eller başkasınındı ve tenine değen ten başkasının teniydi.Evet belkide şuan başkasıyla sevişiyordu ve ben karma karışık düşünceler ve duygular içerisinde kıvranı duruyordum.Bu sefer akan yaşlar onun yastığını ıslatırken her zaman olduğu gibi kendi salaklığıma kızıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction Hikayesi
Novela Juvenil©Tüm telif hakları saklıdır. ESRARENGİZ; Ares'in ve Dora'nın macera dolu,tutku dolu ve çarpıcı hikayesi. Bu aşk klasik değil,alıntı değil... Bu aşk savaş dolu,bu aşk masum,bu aşk hırçın ve bu aşk cezbedici. ''Sert ve Seksi yazarından.''