21.Bölüm:O an 1

14.4K 477 104
                                    

''Efendim, Adras bey sizinle görüşmek için buradalar.''

''Çıkabilirsin.''

Odasına çıktığında ve kendisini içkisine verdiğinde içini kaplayan öfkenin dinmediğini farkına vardı.İçtiği içkinin bolluğu damarlarında akan kanın bile yerini alabilecekken dinmeyen öfkesi bedenini ele geçiriyordu.Birinci seçenek etki etmiyorsa geriye yapması gereken son bir şey kalıyordu.Uzun zamandır yapmadığı bir şey.Bir kadına acı çektirmek,ona aynı zamanda zevk vermek ve aynı zevki fazlasıyla almak rahatlaması için son çareydi.Fakat bunuda istemiyordu.Yapması gereken şey,böyle anlarda yaptığı şey telefonuna sarılmak ve birini çağırmak olurdu ama bunu istemiyordu.Acı çektirmek istediği,rahatlamasını sağlayacak kişi yakınındaydı.İstediği kadın sadece birkaç adım uzağındaydı,aralarında sadece bir duvar vardı.Kolaylıkla aşacağı bir kapı ve kolayca sahip olabileceği kadın...Odayı turlarken elinde döndürdüğü kadehini masaya bıraktı.Kapıyla arasında sadece birkaç adım vardı.Hala neden bekliyordu ki bir an bunu düşündü.Oraya gidip kendisine karşı gelmenin,aşağılamanın ve bu zamana kadar ki bütün yaptıklarının cezasını çekmesini sağlamalıydı.Ona defalarca karşı gelmemesini söylemişti ve her defasında ona kötü şeyler yapacağınıda söylemişti.Onu balkondan sarkıtması kesinlikle kötü bir şey değildi.En azından yapacakları arasında yaptığı en hafif şeydi.Şuan ona yapmak istediği şeyler ise onun için bile zevkli olabilirdi.Acı verirdi fakat zevkli olacağıda kesindi.Kendi içiyle yaptığı boş konuşmaya kızdı.Değişiyordu,hemde hiç sevmediği şekilde değişiyordu.Neden hala beklediğine kızıyordu.Öfkesini dindirmek için neler yapmak istediğini bildiği halde hala bekliyordu.Artık son olacaktı,bu gece her şey bitecekti.Yaptığı saçmalıktan sıyrılıp düşünmeyi bıraktı ve uzun adımlarla kapıya yöneldi.Kapıyı açtığında Hectorla burun buruna geldi.Ne zaman her zamankinden  daha çok kızgın,öfkeli ve hatta çileden çıkmış olsa Hector kapısında bitiverirdi.Amacı patronunu korumaktı.Patronunu kendisinden,kendine yaptığı kötülüklerden korumaya çalışıyordu.Bu günde çileden çıktığı anlardan biriydi ve Hector yine kapısındaydı.

''Bir şeye ihtiyacınız mı vardı?''

Aklından geçen şey Dora oldu.Ona ihtiyacı vardı.Şuan elinde olsa onu kimse kurtaramazdı.Elinde olsa belkide ona düşündüğünden daha kötü şeyler yapardı.En son sinirlendiğinde,gerçekten sinirlendiğinde yaptığı şeyi yapardı belkide.Ve o yaptığı şeyin sonucunda Dora yanında değil toprağın altında olurdu.

''Adras'ı buraya getir.Barda beni beklemesini sağla.Ona söyle işi bitirme zamanı geldi.''

Emri verir vermez kapıyı kapatıp kendini koltuğa attı.Kendisine hakim olmaya çalıştı en azından şimdilik hakim olmalıydı.Henüz avına olaşamadan yemini heba edemezdi.Avına ulaştıktan sonra cezasını fazlasıyla çekmesini sağlayacaktı hemde büyük bir zevkle.

 Andrian'ın suratına kapıyı kapatıp kendimi hırsla koltuğa atmam ve aynı sinirle kalkıp dakikalar içinde yatağıma girmem bir oldu.Kızgınlığım dinmiyordu,olduğum yerde durmakta zorlanıyordum.Elimde sıktığım yastığın yerinde onun olmasını istiyordum.Aslında sıktığımın yastık olduğunu bilsemde gözümün önündeki görüntü onun o güzel boynuydu.Bir anda nasılda kötü olmuştu,adamı öldüresiye dövmüştü.O söylediği sözler...Lanet olasıca her seferinde bir fahişeymişim gibi davranıyordu.Aynı şeyi yine yapmıştı..Tabiki o çocukla aramda bir şey yoktu,olamazdı da fakat ne yaparsa yapsın ona karşı öyle bir tepki vermemeliydi.Birini öldürdüğünden bahsetmişti yani katil olduğunu onaylamıştı.Kendime inanamıyordum.O kötü biriydi söylediğim gibi magandaydı ve ben bunca zaman iyi olabileceğini düşünmüştüm.Sinirimden olduğum yerde duramazken telefonumun çalmasıyla yerimden kalktım.Arayan Andriandı.Ona da en az Arese olduğu kadar kızgındım.Aramasını sonlandıracak tuşa basarken bu seferki sinirli tepkim onaydı.Yerime geçip telefonu yatağa fırlattığımda tekrar çaldı ve tekrar kapattım.Israrından vazgeçmeyeceğini biliyordum.Bu sefer asıl inatçı olan o değil ben olacaktım.Telefonu komple kapatıp televizyonu açtım.Ne sesini duyuyordum ne de ekranda ne olduğunu farkındaydım.Tek yaptığım öylece oturmak ve beynimde oluşturduğum görüntüyle Ares'e kızmaktan ileri gidemiyordum.Dakikalar geçtikçe sinirim sönüyordu fakat içimdeki ateş hala yerinde duruyordu.Kalkıp odasına gitmek ve karşısına dikilmek istiyordum.Yerimden kalkacakken gözümün önüne sert bakışları geliyordu ve tekrar oturuyordum.KArşısına dikilsem olan yine bana olacaktı biliyordum.Resmen ondan korkuyordum ve bu en son isteyeceğim şeydi.Bunu inkar etmek içimi rahatlatmıyordu.Kalkmalıydım ve odasına gitmeliydim.Odamın kapısına geldiğimde bu sefer durmamı sağlayan şey Ares'in büyük ihtimalle bana yapacakları ve aklımda oluşturduğum senaryo değildi.Bu sefer odanın telefonu durmamı sağlayan şey oldu.

ESRARENGİZ :TeenAwardsTr2014 En Yeni Teen Fiction HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin