35. Bölüm

1K 55 0
                                    

Hepinize keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hepinize keyifli okumalar dilerim...
Seviliyorsunuz, daima. 🖤

Gün Ağarmadan.

35. Bölüm.

Bölüm Şarkıları;
Perdenin ardındakiler - Ellerim seni istedi.
Zakkum - Her gün sonbahar.
Dynasty - MIIA 


Yazar anlatımı. 

05.05.1995
Veda gecesi.  

  Üç adam kendi depolarının içinde, baş başalardı. 

İki kardeş, Yiğit Çakırbey ve Baran Çakırbey karşılıklı oturmuşken babaları masanın baş köşesine kurulmuştu. Baran’ın gergin olduğunu hiç kimse göremezdi lâkin abisi, Yiğit. Onu bir tek o, abisi tanıyabilirdi. Baran bir kez olsun babasının da onun gerçek hislerini, duygularını, korkularını görsün istiyordu fakat babasının ona çok küçükken kurduğu bir cümleyi bunun isteğiyle her zaman kurduğu sözlerini hatırlıyordu. “Duygularınla değil, öfkenle düşmanlarının ayaklarına kapanmasını sağlayacaksın ki hiç kimse sana karşı gelmeye cüret edemesin.” Derdi babası, her gece. Anneler yahut babalar her zaman geceleri çocukları yatmadan evvel ya kitap ya da bir masal okurdu fakat Baran’ın kaderi, mürekkebeden akan damlanın yoluyla birlikte istediği gibi gitmemişti. 

Baran daha küçücük bir çocukken, babasının öfkesine mâruz kalmak zorunda kalınmıştı. Kendi isteğiyle değil, kardeşleri için babasının öfkesine katlanmıştı.  

Baran ve abisi, Yiğit. Babalarını, seslerini bile çıkarmadan dinleseler de az önce Baran’ın,  babasına karşı gelmesini hâlâ sindirememişti babası. Yiğit ise babasının yanlış bir hareket bulunacağını bildiğinden araya girme ihtiyacına kapılmıştı. Kardeşi için. Bu işlerden Demir ve Selim’i uzak tutmak için elinden geleni yapmaktan gocunmamıştı Yiğit lâkin onun ömrünün kısa olduğundan bir haber kendi canını ortaya koymaktan hiçbir zaman utanmamıştı. Kardeşi Baran’ın bile bu işlere girmesine bile katlanamazken babası öldükten sonra işlerin başına geçtiği vakite kardeşi Baran’ı bu işlerden uzak tutmak için gerekirse yurtdışına yollayacak kadar gözü karaydı. 

Görmüyordu. 

Ecelin kendi ensesine kadar yaklaştığını, kardeşlerini korumaya çalıştığı için ne görmüş ne de hissedebilmişti. Bu onu suçlu kılmazdı çünkü o, hayatını çoktan mahvetmişti. 

Bile isteye. 

Kardeşleri için.  

Baran burada durmaktan sıkılmışa benzer gibi arkasına yaslanarak taktığı kravatını gevşetirken abisiyle göz göze gelmişti. Buradan çıktıklarında beraber teknede oturup hem çalışacak hem de birbirleriyle dertleşerek sabaha kadar içmeye planlıyorlardı. Abisi, kardeşine göz kırptığında Baran bıkkınlıkla nefesini bırakarak kol saatine bakmıştı. Temeli saatin kaç olduğuna bakmaktı lâkin saatin ekranı, Baran’ın gözlerini okuttuktan sonra ânında açılmıştı ve Baran, saate odaklanamayıp yeşilden kırmızıya dönen adamlarına baka kalmıştı. 

GÜN AĞARMADAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin