6. Bölüm

4.1K 166 23
                                    

yıdızları verdiysek bölüme uçalım.🖤

Gün Ağarmadan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gün Ağarmadan

6. Bölüm

Dudaklarının arasından çıkan tek yanlış bir cümle, ruhunun yanıp harmalanmasına yeterdi. 

Sen bağırır dağıtırsın ama içindeki o ruh sadece bağırıp dağıtmaz, yanıp kül olurdu. 

Sabahın ilk ışıklarında gözlerimi açtığımda tüm gece uyuyamamış en sonunda sabaha karşı sızıp kalmıştım. Saçlarımı geriye doğru atarak gözlerimi tamamen açmadan yatağımdan kalkıp banyoya girdiğimde rutin işlerimi hallederek banyodan çıktım. Giyinme odasına girdiğimde üzerimdeki sabahlığı çıkarıp bir kenara attım. 

Üzerime siyah, belden dar olan ve bacaktan da hafif bol bir etek geçirdiğimde üzerine de kolları danteli, göbek kısmı da danteli olan ince bir gömlek geçirerek saçlarımı gömleğinin içinden çıkardım. Siyah topuklu botlarımı da ayaklarımdan geçirdikten sonra makyaj masanın karşısına geçerek saçlarımı olduğu gibi düz bırakarak yüzüme fazla abartılı olmayan bir makyaj yaparak odamdan çıktım. 

Merdivenlerden aşağıya indiğimde mutfağa gidip kahvaltı hazırlayacaktım ki kapının çalmasıyla duraksayıp arkama dönüp kameraya baktım. Ada kapının önünde neşeli bir biçimde durmuş beklerken bir yandan da sabırsız gibi görünüyordu. Dün daha fazla bir iş arabasıyla dolanmamak adına kendime yeni bir araba almaya karar vererek bir araba almıştım fakat arabayı bugün alacağımdan Ada ben alırım diye tutturmuştu. 

Yüzümde peydah olan gülümsemeyle kapıyı açtığımda Ada elindeki anahtarları göstererek göz kırptı. "Madem Fuat yok, o halde arabayı sen kullan da bir yerde kahvaltı yapalım! Hata dur, denizin olduğu bir yerde yapalım?" Dedi Ada, sorar gibi. "Hava biraz soğuktu ama şimdi güneşli. Bence boğazda bir kahvaltı yapabiliriz." Gözlerini iri iri açtı. "Işıl bizi eve çağıracaktı ama hanımefendinin sevgilisi gelecekmiş. Bu yüzden de bana kaldın, Mahinur Hanım." 

"Dışarıda kahvaltı yapmanın yerine evde yapsak olmuyor mu, Ada?" Diye sorduğumda gözlerini devirerek arkasına dönüp homurdandı. "Çok sıkıcısın biliyorsun değil mi? Ama olsun, o kahvaltı boğazda yapılacak!" Dediğinde kapıyı açarak bana dönüp baktı. "Orada dikileceğine bin de gidelim. Bu arkadaşın açıktı, açıktı!" 

Nefesimi vererek askıdan kabanımı ve Çantamı alıp vizyonun üzerinde duran tabağın içinden de anahtarı alıp evden çıktım. Ada çoktan arabaya binmiş beklerken bende sürücü koltuğuna yerleşip çantamı arka koltuğa attım. Emniyet kemerini takıp arabayı çalıştırıp hareket ettiğimde Ada başını bana doğru çevirip sevimli sevimli gülümsemişti. 

"Bugün ofise gitmeyip gezsek mi?" Diye sorduğunda kaşlarımı gülerek çattım. "İki gün sonra zaten haftasonu Ada! İki gün daha dayanabilirsin bence." Dediğimde Ada otlayarak dilini çıkardı. "Işıl olsaydı bir anne edasıyla çalışın da boş boş gezmeyin derdi kesin." 

GÜN AĞARMADAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin