Hepinize SE- LAM- LAR! Nasılsınız, iyi misiniz?
Bölüme başlamadan önce vote atmaya ve satır arası yorumlarınızı yazmaya unutmayın lütfen.
Hepinize keyifli okumalar dilerim.
Seviliyorsunuz, çokça. 🖤
Gün Ağarmadan.
32. Bölüm.Bazen öyle bir gün gelirdi ki, duymaman gereken şeyi aslında duyman gerektiğini kavrar ve bu gerçekten kaçabileceğin kadar kaçmaya çalışırdın. Fakat eğer bu bildiğimiz gerçek, gerçekten de duymamız gereken bir şeyse eğer bundan kaçamaz, yüzümüze vurulmasına ve tüm benliğimize yayılmasına müsaade ederdik.
Omzumun üzerinden hâlâ karşısında ayakta duran Yusuf’a bakmayı sürdüren Baran’a bakarken sadece birkaç dakika önce kurduğu cümleyi sindirmeye çalışıyor fakat bir türlü kulaklarımdan kopmayan uğultuları kendimden uzaklaştırmaya başaramıyordum. Baran kendimde olmadığımı daha gözlerini gözlerime kilitlemeden hissederken elimden akın eden hisleri avuç içimden avuç içine gittiğinden olsa gerek parmaklarıyla parmaklarımı daha sıkı kavrayarak baş parmağıyla elimin üzerini usulca okşamaya başlıyordu. Dilim lâl olmuş gibi sadece Baran’ın yan profiline bakarken içten içe içimin burkulduğunu ve tüm benliğimin yandığına şahit oluyordum lâkin çıkıp da haykırma isteğimi gerçekleştirme gibi bir hamlede bulunamıyordum.
Baran başını bana çevirmeden “Bombayı arabaya yerleştiren, Yusuf Erdem. Bombayı icat eden de, Fikret Akbulut.” Dediğinde Baran’ı dinlemekten başka hiçbir şey yapamıyordum çünkü her şeyim, hislerim, acılarım benden alınmış uzaklara götürülmüş gibi hissettiriyordu. Baran elimi daha sıkı tutarken içine sakince bir nefes çekerek “Fikret Akbulut’un bombalarla arası iyidir… Kendi adamlarına bile dokunup bombaları yapmalarına izin vermez. Yusuf’un başından beri Fikret ile çalıştığını düşünüyordum fakat emin olamıyordum çünkü satrancın üzerinde yerlerinde durmayan piyonlar vardı.”
Zorla yutkunarak onun söylediklerinin zihnime girmesine müsaade ederken gözlerimi yavaşça kapatıp açarak başımı usulca önüme çevirdim. Gözlerimi Yusuf’un yüzüne çevirdiğimde arkasında kalan onlarca polisler vardı. Her ne kadar uzaktan o polislerin Işıl için gezdikleri görünse de içten içe Yusuf’un bile isteğe onları buraya, kendi can güvenliği için getirdiğini biliyordum.
“Onu öldürmek istemem… Canilik mi?” Diye sorduğumda kafam uzaktan alak bulak görünüyor olabilirdi lâkin benim aklımda, zikrim de gayet yerindeydi. Elimle Baran’ın elini daha sıkı tutarken ben de işaret parmağımla parmaklarını usulca okşamaya başlamıştım. Baran bana dönüp bakmasa da elimi tutan eli kasılmıştı ve bedeni de bu etkiden sonra kasılarak gerilmeye başlamıştı. Odağımı bir an olsun Yusuf’tan ayırmazken sanki Yusuf, üzerinde olan ikinci gözleri hissetmiş gibi bakışlarını Baran’ın üzerinden ayırarak üzerime çevirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN AĞARMADAN
Romance~ Tamamlanan kurgudur ~ O yeşil gözlerime bakarken ruhuma girmiş, en derinlerime dalmışken ben, onun kara kadar keskin olan gözlerine bakıyordum. Sert bakışlarını bir an olsun ruhumdan çekmezken elini saçlarımdan çekerek eliyle elimi kavradı ve avu...