28. Bölüm

1.6K 76 0
                                    

Hepinize selamlar!

Bölüme başlamadan önce size bir şeyler söylemek istiyorum. Bildiğiniz üzere 20. Bölümde 1. Kitap finalini yapmıştık, 30. Bölüm bir nevi kilit bölüm olacağı için ve taşların yeniden satranç masasına dağıtılacağı için 2. Kitap finalini 30. Bölümde vereceğimizi duyurmak isterim. Çok uzun süre bir ara vermeyeceğimi, arayı fazla uzatmadan yeniden döneceğimizi de ayriyeten bildirmek isterim.

Bölüme inmeden evvel vote atmaya unutmayın lütfen... Bölümü okurken satır aralarında yorumlarınızı da eksik etmeyiniz.

Hepinize keyifli okumalar dilerim. 🖤

Gün Ağarmadan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gün Ağarmadan.

28. Bölüm.

Baran Çakırbey'den.

Yazar anlatımı. 

Bölüm Sarkıları; 
Orange Blossom - ya sidi. 
Perdenin ardındakiler - uzaklara savrulalım. 

Genç adam yere çökmüş, bacaklarını ikiye ayırarak kendisine çekmişken, dirseklerini dizlerinin üzerine bastırmış elleriyle saçlarını çekiştiriyordu. Genç adam artık olduğu zamanda değildi. Sevdiğinin ölümünden korka korka onu kurtarmaya giden zamanın eşiğine geri dönmüştü. 

O bombalarının arasında kala kalırken, ya sevdiği kadını kurtaracak ya da bombaları imha edecekti. Ama genç adam bombaları imha etmenin yerine sevdiği kadını, ışığını canı pahasına kurtarmaya seçmişti. Genç adam biliyordu ki eğer ışığı, hâlâ gözleri açık suda nefes alabilecek kadar kendimde olabilseydi ilk işi bombaları imha etmek olurdu çünkü sevdiğini bombaların patlamasıyla birlikte kaybedeceğini bilecek kadar bilincliydi. 

Işığını yere yavaşça bırakan genç adam, dizlerinin üzerine çökerek ellerinin parmaklarını birbirlerine geçirerek kalp masajı yapmaya başladığında sevdiği kadının kapalı göz kapaklarına baka baka içinde son umut kırıntısıyla kalbinin üzerine ellerini bastırıyordu. Ellerini çekerek sevdiğinin dokunmaya kıyamadığı dudaklarının üzerine koyup yüzümü eğerken dudaklarını onun dudaklarıyla buluşturup, nefesini onun çeperlerine doğru yolladı. Nefesini hissetsin. Burada, yanında olduğunu hissetsin diye tüm nefesini onunla paylaşmaya hazırdı genç adam. 

Tekrar tekrar yaptığı aynı hareketlerinin bir işe yaramadığını anlarken artık genç adamın elleri titremeye başlamıştı. 

O gün, 05:00 saatinde sevdiğinin ecelle karşı karşıya geldiğinin yüzleştiği sabahıydı. 

Kollarının arasına sevdiğini alıp başını sol göğsünden ayırmadan kalp atışlarını duymak için dakikalarca bekleyen genç adamken oradan ikisini de çıkarmak için biri sağ kolu, Ateş. Biri de kardeşi Selim gelmiş, bombaların patlamadan önce onları o odadan çıkarmak için genç adamı zorlukla kendisine getirmeye hiç belâ başarabilmişlerdi. Genç adam, ışığını kollarının arasından almalarına müsade etmeden kucağına alıp, ayaklandığında bombanın patlamasına 1 dakika 28 saniye kalmıştı. O mekandan çıktıkları an, arkalarından eş zamanlı olarak mekan patladığında genç adam kendi canını düşünmenin yerine sevdiğinin canını koruyarak üzerine siper olmuştu. 

GÜN AĞARMADAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin