Hepinize keyifli okumalar dilerim. 🖤
Bölüme başlamadan önce oy atmaya unutmayın ve yorumlarınızı satır aralarında eksik etmeyin lütfen. Yorumlarınız ve oylarınızız kıymetli olduğunu unutmayın.
Gün Ağarmadan.
23. Bölüm.
Geceleri yıldızların üzerine bulutlar düşüp, o yıldızları bizlerden sakındıramaz çünkü bizim için, umutlarımız için parlayan yıldızlarımız, kıyamette dek yaşanmışlıklara inat parlamaya devam edecekti.
Avuç içimi açıp, gökyüzüne kaldırsam, tüm yıldızları alamasam da bir kısmını avuç içimde hapsedebilir, kıyamet kopsa da o yıldızlar benimle birlikte avuç içimde saklanmaya devam ederdi. Biri karşıma çıkıp gelse, hayatın ne olduğunu ve neden dünyada hayatın var olduğunu sorgulasa, başımı gökyüzüne kaldırır, sessiz kalırdım. Hayat var olmuştu çünkü bizler, yaşanmışlıklarımıza anılar biriktirerek o kelimeye geçmiş olarak hitap eder, hayatımızı ve yolumuzu yeniden baştan, sıfırdan döşerdik.
Yolumda bir terazi duruyordu.
O teraziyi tartmak için bir tarafına yaşanmışlıkları, bir tarafına da hatalarımı koymalıydım. Dünyadaki tüm teraziler acımasızdır çünkü hangi teraziyi alıp, kafamızdakileri tartsak, en ağır olanların üzerine devrilir, kıyamet gününü getirmişcesine bedellerimizin öçönü bizden, terazinin düşmesiyle birlikte alınırdı.
Baran dalgınlığımı fark etmiş gibi belime dokunduğunda irkilerek düşüncelerimden sıyrılıp yanıma gelen Baran'a baktım. Gözlerimi yüzüme dikerek nasıl olduğumu görmeye çalışır gibi dikkatle bana bakarken Semih önümde durmuş, sabırsız ya da daha çok ne yapacağını bilmiyormuş gibi ayakta duruyor, elinde rolü şeklinde tuttuğu dosyası avuç içine ritim tutarak vuruyordu. İleride oturan anneme ve babama dönüp baktığımda yanlarında oturan polise bir şeyler anlatıyorlardı.
Kendime gelmemi ve burada dönen oyunu çözmem gerektiğini idrak ederek ellerimle yüzümü sıvazlayarak Semih'e baktım. "İhbarı nasıl aldınız? Yani babamların arabasından çıkan maddelerin orada olduğunu kim biliyordu?" Diye sorduğumda Semih dudak bükerek bilmediğini söylemek istermiş gibi başını iki yana olumsuzca sallayarak "Maddeleri arabaya kim yerleştirdi ise, ihbar eden de o'dur." Dediğinde haklı olduğunu düşünerek başımı sallayıp yeniden annemlere baktım. "Tayfun beyi adliyeye mi götürecekler?"
"Eğer bu uyuşturucu olayı ortaya çıkmasaydı şu an cezaevinde olurdu, Mahinur." Dediğinde gözlerimi Semih'in yüzüne çevirdim. Semih, Baran'a dönüp baktığında kaşlarımı yavaşça havaya kaldırarak tekrardan bana dönüp baktı. "Bagajdan çıkan uyuşturucuların sahibi Tayfun Çakırbey olduğundan kendilerini burada tutmak zorunda kalıp, sorgusunu yeniden almak zorunda kaldık. Şimdi annenlerin parmak izleri de alındı ama az önce torbaların üzerinde hiç bir parmak izleri olmadığını öğrendik." Nefesini sıkıntıyla verdiğinde "Torbaların üzerinde onlara dâir hiçbir iz olmadığından serbest bırakabilirdik fakat o mallar onların arabasında bulundu, Mahinur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN AĞARMADAN
Romance~ Tamamlanan kurgudur ~ O yeşil gözlerime bakarken ruhuma girmiş, en derinlerime dalmışken ben, onun kara kadar keskin olan gözlerine bakıyordum. Sert bakışlarını bir an olsun ruhumdan çekmezken elini saçlarımdan çekerek eliyle elimi kavradı ve avu...