9. Bölüm

3.2K 144 8
                                    

Herkese yeniden merhabalar! Nasılsınız? İyi misiniz?

Yıldızlarımıza basmadan bölüme inmeyelim olur mu? Uğur getirir belki. 🖤

Bölüm şarkıları;

Pera - yokluğunu anlatsam da.
Cem Adrian - bir kar tanesi. 
Dolu kadehi ters tut - yangın.

 Dolu kadehi ters tut - yangın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gün Ağarmadan

9. Bölüm

Yağmaktan vazgeçmeyen yağmur, içimizdeki ruhu alıp sömürüyordu.  

Botlarıma değen yağmurla birlikte rüzgar da eşlik ederken ayak uçlarım benden bağımsız içlerine bükülüp soğuğu yok saymaya çalışmıştı. Ellerimi kabanımın ceplerine sokmuş önümde duran boğaza bakıyordum. Kız kulesi tam ilerimde dururken gözlerim orda kısa bir süreliğine takılı kaldı. Kuşlar ses çıkararak havada uçarken saçlarım rüzgâr yüzünden yüzüme çarpıp onun omzuna dökülüp duruyordu.  

Onun kara kadar keskin bakışlarının yüzümde dollandığını bile bile ona bakmamak için inat ederken o da benimle birlikte inatla yan profilime bakmaya devam ediyordu. 

Dudaklarımın artık soğuktan morlaştığını hissederken dudaklarımı yalayarak gözlerimi kısıp omzumun üzerinden ona baktım. Gözleri üzerimde olmaya devam ettiğinden ânında göz göze gelmiştik. 

"Sana bir büyünüzün olup olmadığını sormuştum, hatırladın mı?" Diye sorduğumda soruma da kendim cevap vererek başımı belli belirsiz sallamıştım. "Ama sen, bana bir ablan olduğunu demenin yerine yalan söylemeyi tercih ettin." 

"Gizli kalması gerekiyordu." Dedi Baran, pürüzlü sesiyle. 

Dudaklarımın elimde olmadan yukarı kıvrılırken gözlerim ifadesizce bakmaya devam ediyor, bir rüzgârın keskin havasını adlandırıyordu. Gözlerimi gözlerinden ayırarak önüme geri döndüğümde dudaklarımı birbirine bastırdım. 

"Bana gerçekten güvenmiyorsun, değil mi?" Diye sormuş bulunduğumda gözleri yüzümde asılı kalmıştı ama sanki bir boşluğa düşmüş gibi duraksamıştı. Baran kendisini toparlayama dek ne ben onun yüzüne dönüp baktım ne de o, gözlerini yüzümden çekti. Boğazını temizleyerek önüne döndüğünde gözlerim rüzgâr yüzünden kızarıp sullanmıştı. 

"Güven çok büyük bir duygudur, Mahinur. Eğer birine bir gün gerçekten güvenmeye başlarsan, o kişiye öfke değil sevgi beslemeye başlarsın." 

“Ve sevgi beslemeye başladığın ânda da hiçbir şey eskisi gibi olmaz, değil mi?” Alayla çıkan sesimin anlamını anlayan Baran, yüzünde hiçbir miniği değiştirmeden öylece önüne bakmaya sürdürüyordu.  

Omzumun üzerinden yan profiline bakarken o, ona baktığımı bile bile inatla bana bakmayıp aramıza görünmez bir duvar dikmişti. “Narin’i herkes öldü biliyor.” Dediğinde sesinde ilk kez tarif edemediğim bir ton hâkimdi. “Senelerdir hiç kimse ne onun ne de oğlunun varlığından haberdar.” Omzunun üzerinden bana dönüp baktığında gözlerimde yansımasını görebiliyormuş gibi dikkatle baktı. “Bugün evde olan her şeyi unutacak, onların adlarını dâhi zikretmeyeceksin. Beni anladın mı?”  

GÜN AĞARMADAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin