-16-

461 35 13
                                    

Edgar gözlerini kocaman açtı, ovuşturdu. Bunun gerçek olmamasını diliyordu ama öyleydi. "Acaba şaka yapar mı?" diye düşündü ama Colette bu konuda şaka yapmazdı.

"Seni takip ettiğine emin misin?"
" Evet. Sürekli nereden gittiysem oradan geldi ve ben hızlanınca o da hızlandı. Korktum ve koşmaya başladım. O da koştu."

O da koştu...

"Şu an neredesin?"

"Parkın arkasında malzeme deposu var. Oranın içine girip kapıyı kapattım."

"Sakin kalmaya çalış. Oraya geliyorum."

Eşyalarını hızlıca oturağın altına gizledi ve olanca gücüyle koşmaya başladı.

- Lütfen o adam olmasın lütfen o adam olmasın LÜTFEN!

Güvenliğe haber vermesinin iyi olacağını düşündü. Büyük kapıya gitti.
Kapıdaki güvenliklerden biri onu farketti:
- Genç adam? Bir sorun mu var? Nefes nefesesin.

Edgar'ın soluklanacak vakti yoktu:
- Biri arkadaşımı kovalıyor. Bir şey yapın hemen! Ona zarar verecek!

- Bunu nerden biliyorsun?
- Çünkü demin bana söyledi.

Telefonunu açıp mesajı gösterdi:
- Bakın.

Güvenlik pek ikna olmuş görünmedi:
- Bak, bütün gün burdaydım ama güvenliği tehdit edici hiçbir şeye veya kimseye rastlamadım. Yine de içini rahatlatacaksa birazdan etrafı kolaçan etmeleri için bir devriye gönderirim.
- Birazdan mı? Siz şaka mısınız?!

O an güvenlik adamın üzerine atlayıp öldüresiye dövmek istemişti ama bununla vakit kaybedemezdi. Onlara anlatmakla herhangi bir şey elde edemeyecekti. Arkasını döndü ve Colette'in söylediği depoya doğru koşmaya başladı:
- Hepinizi şikayet edicem!!!

"Akılsızlar. Eğer onun başına kötü bir şey gelirse hiçbirini affetmem."

"Bir saniye o depo nerede ki?!"

Halen gösteriye gelmekte olan bir kalabalık gördü ve koşup onlara yetişti:
- Buralarda bir malzeme deposu varmış. Yerini biliyor musunuz?
- Evet. Hemen şurdan sola dö-

Gidiş yolundaki dükkanlar birbirine yakındı, Retropolis'in dar sokaklarına benziyordu. Bu sokakların birinde sıkışıp kalmamayı umdu. O sırada duyduğu çığlıkla yönünü dar sokaklara çevirmek zorunda kaldı.

"RAHAT BIRAK BENİ!"

Colette resmen yapışmış olduğu duvara biraz daha yaklaştı. Saklandığı yerde onu kovalayanın kendisini görmemesini beklerken adam bir anda altına saklandığı masayı odanın diğer tarafına uçurup onu bulmuştu. Colette ne yapacağını bilemeyip önüne neresi gelirse koşmaya başlamıştı. O kadar korkmuştu ki avucunun içi gibi bildiği Starr Park'ta nereye gideceğini bilememişti. Şimdi de daracık bir çıkmaz sokakta kısılıp kalmıştı.

Titreyerek işaret parmağını ileri götürdü ve korkmuyor gibi davranmaya çalıştı:
- Daha fazla yaklaşırsan sana saldırırım! Ve saldırım çok can acıtır!

Saldırganın bu söze aldırış ettiği yoktu. Hedefine yürümeye devam etti.

Colette o an babasının ona söylediği "Eğer birisi sana zarar vermeye çalışıyorsa kendini korumak için karşılık verebilirsin." dediğini hatırladı. Elinde mavi, parlayan neon kalpler belirdi ve onları saldırgana doğru fırlattı:
- Git!

Saldırgan kendisini korumak için kaldırdığı kolunu indirdi, pis pis sırıttı. Hedefinin korkmasından keyif aldığı belliydi:
- Arkadaşın nerede senin?

Colette kocaman açtığı gözlerini daha da açtı:
- Ne?!
- Yazık oldu. Senin yerine onu bulsaydım yalnızca onu öldürürdüm.
-... Neden? Neden onu öldürmek istiyorsun ki?!
- Bunu sen anlamazsın.

Kemerine taktığı bıçağı çıkardı:
- O ve kardeşiyle kapatmam gereken bir hesap var... Herneyse, önce senden başlamam gerekliymiş.

O an Colette sonunun geldiğini düşündü, koluyla yüzünü kapattı.

Duyduğu yumruk sesiyle kolunu yüzünden korkarak çekti ve neler olduğuna baktı:
- EDGAR!!!

Edgar arka sokaktaki çatıdan son anda saldırgan adamın önüne atlayıp tüm gücüyle yumruğunu savurmuştu. Adamın toparlanmasına fırsat vermemek için yumruklamaya devam ediyordu. Adamın yüzünü gördüğü gibi tanımıştı. Bu Retropolis'e gittiğinde Crow'la birlikte gördüğü o adamdı. Bundan emindi!

Adam kolunu yan tutarak saldırıları engellemeye çalıştı. Bu işten usanıp en son kendisine doğru gelen yumruğu iki eliyle tuttu ve atkıyı aşağı doğru var gücüyle çekti. Edgar atkısıyla beraber yere düşerken ellerini birleştirip yumruk yaparak üzerine atladı.

Edgar atkısını gevşetmeye çalışırken adamı son anda gördü ve kalkanını kullandı. Yine de bu adamı durdurmak için yeterli değildi. Kalkan ile beraber yerde bir çukur açıldı ve zaten çok güçlü olmayan kalkan tuzla buz olarak patladı. Adam geriye uçarken Edgar da yerden kalktı ve Colette'in hemen önünde saldırı pozisyonu aldı:
- İyi misin?
- Edgar! Adam seni öldürmeye çalışıyor!
- Bunun ben de farkındayım!

Adamın yerden kalktığını gördü ve üzerine koştu. Süper gücünü kullanarak zıpladı ve yere inerken atkısıyla yere vurdu. Oluşan küçük sarsıntı adamı da sallarken bir kez daha yumruğunu ileri savurdu ama bu defa kaçırdı. Adamın refleksleri düşündüğünden daha iyiydi, kolaylıkla kaçmıştı.

Kaçtıktan hemen sonra saldırıya geçme fırsatı buldu ve bu defa yumruğunu o savurdu. Edgar atkısını kendine kalkan yapıp korunmaya çalıştı ama adam o kadar kuvvetliydi ki neredeyse geriye düşüyordu. Yerinde bir anda sendeledi ve dengesini sağlamaya çalışırken yüzüne yumruğu yedi. Sonra bir daha ve bir daha... Ardından karnına gelen tekmeyle resmen geri uçtu.

Acısından titreyerek kalktı ve yumruklarını sıktı:
- Uzak dur ondan, seni serseri!!!

Adam kalkan patlayınca yere düşen bıçağını çoktan bulmuştu. Bıçağın yansımasında kendine baktı ve kıkırdadı:
- Yazık oldu. Keşke en başta onun yerine sadece seni bulsaydım. Şimdi ikinizi de öldürmem gerek. Sadece birinizi kesersem diğeriniz polise haber verir...

Onlara doğru gelirken Edgar başını hafifçe arkasına çevirdi:
- Ben dövüşürken bir fırsat bulursan hemen kaç!
Colette:
- Sen olmadan mı?!
- Evet ben olmadan! Birimiz yaşayabilir ve bu sen olmalısın! Benim belam yüzünden sen de ölemezsin!

- Kıpırdama!

Duydukları bu sesle sokağın başına baktılar ve yüzleri bir an olsun ümitli göründü.

Edgar'ın gelmeden önce haber verdiği güvenlik onları bulmuş, hatta yanında iki güvenlik daha getirmişti. Silahlarını saldırgana doğrultmuş bir şekilde pozisyon almışlardı. En ortadaki "Bıçağı hemen yere bırak yoksa ateş edeceğiz!" dedi.

Saldırgan bu söze sırıttı. Bunu yapmayacaklarını biliyordu. Önünde iki genç vardı ve onların da vurulma ihtimalini göze alamazlardı.

Ama bu yakalanmasına bir engel değildi. Zaman kaybetmeden oradan kaçmalıydı. Yine hiçbir şey yapmış olmadan gitmek istemiyordu. Bıçağını yere attı ve "Tamam." deyip yüzünü buruşturdu. Yukarıda zıplayabileceği bir direk aradı ve gözüne kestirdi.

Oraya doğru koşuyor gibi pozisyon aldı ve bir anda yönünü değiştirip ileri, Edgar'ın üzerine zıpladı. Edgar o sırada tekrar atkısıyla onu engellemek için ileri doğru tutmuştu ama adamın amacı direkt ona vurmak değildi, onu güçlü bir şekilde ittirerek duvara yapıştırdı ve kurbanı yere düşerken tekrar o pis sırıtışını takındı:
- Bu akşam yaptığım hiçbir şeydi!

Güvenlikler oraya doğru koşarken tek hareketle binanın ikinci katındaki direği tuttu ve kendini yukarı çekti. Kaçarken isabet eden tek mermi bacağını vurdu.

"Onu kaçırdık." dedi ortadaki güvenlik. Sonra yerde baygın yatan Edgar'ı dürten Colette'e baktı:
- Ne oldu ona?

Colette endişeli ve ayrıca kızgın bir yüzle baktı:
- Ne gibi görünüyor?! Başını vurdu! Bir şey yapın çabuk!


Yalnız Değil  (Brawl Stars) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin