Vahşi batı kasabasındaki macerasından sonra Edgar, yeni bir iş için Starr Park'a gelir. En başında oldukça sıradan geçen günleri iş arkadaşıyla kaynaşmaya başladıktan ve kayıp kız kardeşini bulduktan sonra oldukça ilginçleşir.
Kız kardeşiyle yeniden...
Saat sabahın yedisiydi. Crow, yarı uyanık yarı uyur bir halde mutfağa girdi. Dolapları karıştırıyor, yiyebileceği bir şeyler arıyordu..
O, sessiz sessiz -en azından o öyle düşünüyordu- işini görürken aniden mutfağın lambası açıldı ve kapıda Bull gözüktü: - Ne karıştırıyorsun yine?
Aniden açılan ışık Crow'un gözlerini acıtmıştı, bir anda başını yere çevirdi ve gözlerini kapadı: - Ne yapacak olabilirim? Açım!
Bull konuşmadan Crow'un yanına vardı, onu şöyle bir inceledi: - Biriyle kavga etmiş gibi bir halin var.
Crow omuzlarını silkti: - Adımızın (brawler) hakkını verelim.. Ama kavga etmedim. Gece 3'e kadar bir küpeyi aramaktan uyuyamadım. - Bu şey bu kadar önemli mi? Bulamazsan seni dövecek değil. - Evet ama bulmam konusunda bana güvendi. Uyandığında beni gördüğü gibi soracağından eminim.
Arkasını dönüp dolaptan kase çıkardı: - Bu şey neden onun için çok önemli bilmiyorum. Ama öyle.
Gevreğini dökerken sinirini gizlemeye çalışıyordu ama başaramdı, kutuyu patlattı ve ne kadar gevrek varsa etrafa saçıldı. Küfretmemek için kendisini tuttu ama bunu bağıra bağıra yapmak istedi: - Doğum günü meselesiyle kaybettiği eşyası aynı anda denk geldi. Şansıma-
Durdu ve nefes aldı: - Keşke şu kardeşi bir anda ortaya falan çıksaydı da en azından o konuda kafamız rahat olsaydı.
Bull bir şeyler sezmiş gibi sırıttı: - Sen başkası için bu kadar düşünür müydün? Adamım, gözlerimi yaşartıyorsun.. - Sırf Bibi değil! Çetemizdeki herkesin benim için önemli olduğunu biliyorsun. - Evet, evet biliyorum. Neyse.. Ortalığı çok dağıtma, çünkü sonra ben topluyorum. Tekrar uyuyacağım. Gürültü yapma..
Sonra arkasına bakmadan gitti.
Crow buzdolabında sütü ararken kendi kendine "Sadece çetemi korumaya çalışıyorum. Bunun nesi gülünç ki?" dedi.
Bibi'nin istediği şeyi bulamasa da gözleri onun için hep açık olacaktı. Bibi'ye "Bulamadım." demeye utanıyordu ama en azından aramanın hep aklında olacağını söylerse onu anlardı diye düşündü.
Biraz gevrek atıştırdı. Neredeyse bütün gece dışarıda dolaştığından halen uykusu vardı. Bir elini çenesine koyup dirseğini masaya dayadı ve uyuyakaldı..
Birkaç dakika sonra bir kapı açılma sesi duyuldu. Bibi odasından su içmek için çıkmıştı. Onun da uykusunu pek aldığı söylenemezdi. Uyku sersemi bir halde bardağını almaya giderken Crow'u neredeyse farketmeyecekti. "Gece uyumadı herhalde." dedi kendi kendine.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Çizimim bu kadar oluyor. Ve söylemeyi unutmuşum Crow da benim hikâyelerde insan olacak.)
Uyandırmadı ve odasına geri döndü. Gördüğü güzel rüyaya devam etmek istiyordu..
