(Bölümdeki tüm resimler benim çizimlerim.)
- Aç olmalısın. Biraz ister misin?
-... Sanırım açım.Akşam vakti gelen davetsiz misafir Edgar'ı hiç olamayacağı kadar sevindirmişti çünkü misafiri her gün görmekten bıkamadığı iş arkadaşıydı. Acaba iş sona erdikten sonra kaç dakika içinde o kapkekleri pişirmişti?
Bu fazla önemli değildi. Önemli olan Colette'in elinde kapkek tepsisi ile kapıda bekliyor olmasıydı. Edgar birkaç saniye şok geçirmiş gibi Colette'e baktı, sonra silkelenip tepsiyi aldı:
- Rahat bir şeyler giyinip tekrar gelebilir misin?
- Tekrar mı geleyim?Edgar göz kırptı:
- Kekleri yerken yardıma ihtiyacım olabilir. Hem yanında şey de içebiliriz... Sıcak süt!Colette'in gözleri parladı. Kendi dairesine doğru tüm gücüyle koştu:
- Birazdan gelirim!Birkaç dakika sonra ev kıyafetiyle geri gelmişti bile. Edgar onu içeri buyur edince ve hoplaya hoplaya mutfağa gitti.
Masada sadece kek ve süt vardı ama bu onlar için yeterliydi. Yan yana oturup büyük bir iştahla kekleri yediler... En azından Colette. Edgar kek yemektense Colette'i kek yerken izlemeyi daha çok sevmişti. Son lokmalara yaklaşırken farketmesin diye o da kocaman bir ısırık aldı.
Colette ağzını silerken Edgar son lokmasını bitirmeye çalışıyordu. Colette "Nasıl olmuş?" diye soracakken Edgar'ın telefonu çalmaya başladı ve sorusunu soramadı. Edgar lokmasını yutup telefonu eline alırken ayağa kalktı:
- Biraz izin verir misin? Odamda konuşup geleceğim.Colette kremadan masmavi olmuş ağzıyla gülümseyip başını sallarken Edgar da odasına girip kapıyı yavaşça ileri itti.
- Evet Bibi?
- Dikkatli olman lazım.
- ??? Neden???
- Dün akşam size olan olay bugün bize de oldu da ondan! Starr Park'tan kaçıp Retropolis'e gelmiş!
- Siz iyi misiniz peki?!
- Ben iyiyim. Sadece...
- Bibi, beni merakta bırakma, söyle!
- Crow ile onun kapıştığını gördüm. Binanın üzerine uçup onu düşürmeye falan çalışıyordu ama binaya çarpıp aşağı düştü.
- İyi mi peki?!
- Bilmiyorum. Bull onun yanında acilde. Bana her yeri kapatıp evde beklememi söyledi.
- Peki katil adama ne oldu? Yine mi kaçtı?
- Edgar...
- Bibi?Telefondan ağlamaklı bir ses gelmeye başlayınca daha çok endişelenmişti:
- Bibi, iyi olduğuna emin misin?
- Bilmiyorum! Adam nerede bilmiyorum! Crow'a ne olacak bilmiyorum! İyi miyim bilmiyorum!Onu sakinleştirmek için ne söylemeliydi ki?!
- Yanına gelmemi ister misin?
- Saçmalama! Adamın yakalanıp yakalanmadığını bile şu an bilmiyorum. Buraya gelirken sana zarar verebilir. Ben sadece... Arayıp sana anlatmak istedim. Konuşmak istedim.Karşı tarafta Bibi'nin burnunu çektiğini duydu. Sonra yine sesi geldi:
- Daha kötü bir şey olursa sana haber veririm.
- Gece istediğin zaman arayabilirsin. Fazla uyumadığımı biliyorsun.
- Tamam. Ararım. Görüşürüz Edgar.
- Görüşürüz Bibi. Kendine dikkat et.
- Ederim.Telefon kapandı ve odanın içinde sessizlik oldu. Edgar ne yapması gerektiğini uzun uzun düşünmek istedi ama mutfakta onu bekleyen biri vardı. Kapıyı tekrardan yavaşça açarak evin ön tarafına gitti. Colette halen sandalyesinde oturuyor, elindeki kocaman cam bardağı dürbün gibi kullanarak etrafı izliyordu. Durumu anlatıp onu korkutmak istemiyordu ama anlatmazsa bu onun için daha tehlikeli olacaktı. Gidip bir sandalyeyi onun tam karşısına koydu ve oturdu:
- Bir konu hakkında konuşmamız gerek.Colette bardağı gözünden indirdi ve gözleri kocaman açıldı. Suratı kıpkırmızı oldu ve kekeledi:
- N-ne h-hakkında?Bu tuhaf tepki Edgar'ın da Colette gibi şaşkın şaşkın bakmasına neden oldu:
- Şey... Dün olanlar hakkında. Neden bu kadar şaşırdın ki?Colette "Aaa, demek o konu." diyerek yalancı bir gülüş yaptı. "Ben de ne sanmıştım."
Edgar kollarını masaya dayadı:
- Sana kendini korumayı öğretmek istiyorum. Sadece bu tehlike için değil, her türlü tehlike için. Brawler güçlerini daha etkili kullanmayı bilirsen en azından tehlikeden kaçabilmen için bir fırsatın olur.Colette bunu duyduğuna memnun görünüyordu:
- Diğer brawlerlar gibi güç antrenmanı mı yapacağız?!
- Evet.Colette kollarını iki yana kaldırdı. Heyacanından bağırmamaya çalıştı:
- Neden olmasın!? Ne zaman başlayacağız peki?
- Yarına ne dersin?
- Olur!Edgar masaya dayadığı ellerini birleştirdi:
- Güzel. O zaman bu gece uzun bir uykuya ihtiyacın olacak.Colette gelirken yanında getirdiği koleksiyon defterini kolunun altına sıkıştırıp ayağa kalktı:
- Haklısın. Geri dönsem iyi olur.Kapıya yürürken "Kalkmana gerek yok, kendim giderim." dedi ve el sallayıp çıktı.
Birkaç adım yürüdükten sonra kendi kapısının önüne gelmişti bile. İçeri girdi, defterini komidinin üzerine koydu. Pijamalarını giydi ve yatağa uzandı.
Garip bir hisse kapılmıştı. Uyumak istiyordu ama uyuyamıyordu. Antrenman yapacakları için o kadar heyecanlıydı ki bunu düşünmekten uyuyamıyordu. Daha önce diğer brawler'ları antrenman yaparken hatta kavga ederken izlemişti ama kendi bunu hiç yapmamıştı. Kendi güçlerini keşfetmesi uzun zamanını almamıştı ama onları neredeyse hiç kullanmamıştı. Gücünü kullandığını hatırladığı tek zaman önceki akşam saldırgan adama üzerine gelmesin diye fırlattığı mavi parlak kalpti.
Ertesi gün onları daha etkili kullanmayı öğrenecekti. Heyecanla yorganını tuttu ve çekti. Hızlı uyuyabilmek için koyun saymaya karar verdi. Bu işe yaramıştı. Beş dakika sonra mışıl mışıl uyumaya başlamıştı.
Ertesi gün...
- Günaydın! Ben hazırım hadi başlayalım!
- Sakin ol Colette. Önce spor salonuna gitmeye ne dersin? Orada daha rahat çalışırız.
- Olur. Ama çabuk!Antrenman için binalarının altındaki kapalı spor salonuna gitmek iyi bir fikir olacaktı. Erken vakitte oldukça tenha bir yer olacaktı. Çalışmaları için idealdi.
Kapı açılalı on dakika olmuştu. Edgar ve Colette içeri girip etrafa şöyle bir baktılar. Gayet geniş bir alandı ve bir sürü alet vardı. En alt kat olmasına rağmen yeni doğmaya başlayan güneşin ışıkları içeri sızıyordu.
Edgar elindeki kahveyi bitirip çöpe basket attıktan sonra biraz ısınarak başlamaları gerektiğini söyledi. Bu birkaç dakika Colette için bitmek bilmemişti. Bir an önce başlamak istiyordu. Edgar'a neler yapabileceğini göstermek istiyordu.
Isınma hareketlerini bitirdikten sonra Edgar brawler kıyafetlerine büründü ve Colette'in de aynısını yapmasını istedi. Buna dünden razı olan Colette anında istenileni yaptı.
Edgar bir parmağıyla kendini, diğer parmağıyla Colette'i gösterdi:
- İşte ilk yapacağımız şey. Sen bana nasıl biliyorsan o şekilde saldıracaksın. Sakın bana kolaylık sağlamaya çalışma. Şu an senin rakibinim.O an bu işi yapmaya kararlı olan Colette, Edgar ile aynı anda gözlerini kıstı.
"Colette... Bana neler yapabildiğini göster!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Değil (Brawl Stars)
Fiksi PenggemarVahşi batı kasabasındaki macerasından sonra Edgar, yeni bir iş için Starr Park'a gelir. En başında oldukça sıradan geçen günleri iş arkadaşıyla kaynaşmaya başladıktan ve kayıp kız kardeşini bulduktan sonra oldukça ilginçleşir. Kız kardeşiyle yeniden...