Uyuşuk uyuşuk uyandı Edgar. Gözlerini ovuşturarak esnedi. Üzerinden uyuşukluğunu atmak için gerinmeye başlamıştı ki bir anda durdu, komidinin üstünde duran atkısına çevirdi bakışlarını:
- Hava fazla aydınlık değil mi? Saat kaç??Atkı komidinin üzerindeki masa saatini sahibine gösterdi.
Edgar fırlayarak yerinden kalktı ve yorganı odanın diğer tarafına fırlatarak kıyafetlerine davrandı:
- NE DEMEK MESAİNİN BAŞLAMASINA 15 DAKİKA KALDI?!Hemen giyinip kahvaltı olsun diye ağzına bir ekmek alarak hızla evden çıktı. "Al işte, daha ilk hafta bitmeden işe geç kalacağım, iyi mi?" diye düşündü.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
"Colette geldi!!" diyerek güler yüzle içeri girdi Colette. Çantasını askılığa astı ve her sabah yaptığı gibi rafların tozunu almaya başladı. Bu sırada göz ucuyla sürekli kapıyı kontrol ediyordu. İş arkadaşının gelmesini bekliyordu. Her ne kadar pek konuşmasa da yanında birinin varlığı onun iyi hissetmesini sağlıyordu.Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve Colette'in tahmin ettiği gibi, Edgar o tuhaf suratıyla biraz da yorgun bir ifadeyle içeri girdi:
- Yetişebildim m-
"Sana ne oldu öyle?! diye şaşkın bir yüzle arkadaşının yanına fırladı Colette:
- Kıyafetlerin kırışmış, saçların dağınık ve gözlerinin altı mosmor. Hı!! Yoksa biriyle kavga mı ettin?!"Ne kavgası be!" diye tersledi Edgar. "Geç kalktık herhalde. Hem benimle o şekilde konuşmayı bırak. Ebeveynim değilsin."
Çantasını yerine astı ve yanında getirdiği tarakla saçını düzeltmeye başladı. "Bu da hep böyle mi be?" diye düşündü Colette. "Ben onu önemseyip ne olduğunu soruyorum, o beni başından savıyor. Kabaca.... İyi.. İstemiyorsa ben de ilgilenmem. Kendi bilir."
Öğle yemeği saati..
*öksürük* "Onu alacak mısınız almayacak mısınız? Söylediğim gibi size en iyisinden bir fiyat teklif edebilirim. Hem size hem de bize uygun olur."Neye uğradığını şaşıran müşteri bayan ne söyleyeceğini düşünürken Colette ve Edgar da arkada "Yine mi?" der gibi havaya bakıyorlardı. Griff müşterilerine karşı böyle konuşurken ve pek de müşterinin çıkarına bir fiyat vermezken nasıl bu kadar rahat olabildiğini merak ediyorlardı. Cidden, sırf bir kar küresini satmak için bu denli çileye değer miydi?
Birkaç dakika sonra "Ara vakti!!" sesiyle mucize görmüş gibi dışarı fırladılar. Birinden kaçıyormuşçasına koştular ve kendilerine rahat rahat oturmak için bir yerler buldular. Bu defa Colette arkadaşına gelmesi için ısrar etmedi, her zaman oturduğu yere gitti ve "Acaba yanıma gelir mi?" diye bekledi. Yiyeceklerini çantasından çıkarırken birkaç defa arkasına baktı, Edgar görünürde yoktu. "İyi, beni istemiyorsa gelmesin.." dedi kendi kendine.
Bunu söyledi.. Ama kastettiği bu değildi. Aslında her ne olursa olsun arkadaşının yanında olmasını istiyordu. Onu istemese bile. Yalnız olmayı sevmiyordu ve birlikte çalıştığı bir arkadaşı varken neden ayrı ayrı takılsınlardı ki? En azından soğuk davranmasınlardı.. Bunu düşünüyor olmak bile içini karartıyordu.
O sırada omzuna bir el dokundu, sanki tetiklenmeyi bekliyormuş gibi gözünden yaşlar dökülmeye başladı:
- Beni rahat bırak! Ağlamak istiyorum!
Sonra başını masaya koydu, kollarıyla başını sakladı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti. O ağlarken arkasındaki ses "H-hey! Acıdı mı? Sıkmadım bile!" dedi. Colette, "Sen neyden bahsediyorsun be?!" der gibi başını arkasını çevirdi, oturduğu yerden kalktı ve artık karşısında duran Edgar'ı kollarından tutup sarstı. Yani amacı buydu, gücü Edgar'a yetmemişti:
- Sen iyi misin yoksa kötü müsün söyler misin?! Önce beni başından savıyor sonra yanıma geliyorsun!Edgar önce boş boş baktı, sonra yüzünde "Şimdi anladım." der gibi bir ifade belirdi:
- Sen sabahleyin seni terslememi mi bu kadar taktın şimdi? Pfft, yapma Colette, inan sen bana öyle desen ben çoktan unutmuştum.. Üzerine düşünülecek bir şey değil.
- Peki ben sen miyim peki Edgar?!
- .. Hayır ama-
- Evet bence de değilim!
- Bak, yanlış anlamışsın. Sırf üzül diye söylemedim herhalde, o kadar da kötü biri değilim. Herneyse, bu konuyu uzatmayalım. Öğle arası yemek yemek için, tartışmak için değil.Sonra arkasına bakmadan gitti..
Colette bu defa gerçekten kırılmıştı. En azından bir özür bekliyordu ama bir iki geçiştirilmeyle olduğu yerde öylece kalmıştı. İştahı kaçmıştı artık. Dükkanda bir iki şeyin tozunu alma düşüncesiyle yemeğini yemeden geri döndü.
Akşam vakti..
Tik..
Tak...Vakit geçmek bilmiyordu. Öğle arasından sonra müşterilerle konuşma dışında kimsenin çıtı çıkmamıştı. Hiçbirinin ağzını bıçak açmıyordu. Patron gerginliği anlamış olmalıydı, işçilerinin yanına gitti:
- Neler oluyor?Bunu özellikle Colette için söylemişti, normal zamanda bu dükkanın susmak bilmeyen işçisi şimdi suspus olmuştu. "Bir sorun yok, patron." dedi Colette. "Sadece bugün fazla yoruldum." Sonra yüzüne yapmacık bir gülümseme koydu.
"İyi.." dedi Bay Griff. "Bugünlük bu kadar yeterli. Artık eve dönebilirsiniz."
Geçen gün Edgar çıkarken Colette hemen peşinden koşmuştu ama bu defa öyle yapmadı, bekledi. Yalnızca arkasından baktı..
Ruhsuz ruhsuz bakarken bir anda silkelendi. Edgar kaldıkları lojmana doğru gitmiyordu!
Çantasını aldı ve peşinden gitti Edgar'ın. "Ne diye merak ediyorum, bir yere gidiyor işte." diye düşünmedi değil ama bu takibini sürdürmesine engel olamadı. Farkedilmeyeyim diye çantasında her zaman taşıdığı yağmurluğu hızlıca üzerine giydi ve kapüşonlusunu kapayıp yüzü gözükmesin diye ipleri çekti.
Edgar'ın peşinden yürüye yürüye otobüs durağına kadar geldi. Onun ardından birkaç kişinin gelmesini bekleyip öyle bindi. En uzak köşeye oturup arada bir "Acaba nereye gidiyor?" dedi içinden.
Birkaç durak sonra Edgar'ın kalktığını gördü ve o da yerinden kalktı. Binerken yaptığı gibi önce bir iki kişinin inmesini bekledi.
Onlarla birlikte inenler dağıldılar, ama Edgar kıpırdamadı. Önlerinde olan bir yere gözlerini dikti ve oraya kenetlendi. Birkaç saniye sonra rahatsızca nefes verdi ve arkasını hiç dönmeden konuştu:
- Çıkar şu kapüşonluyu Colette..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Değil (Brawl Stars)
FanficVahşi batı kasabasındaki macerasından sonra Edgar, yeni bir iş için Starr Park'a gelir. En başında oldukça sıradan geçen günleri iş arkadaşıyla kaynaşmaya başladıktan ve kayıp kız kardeşini bulduktan sonra oldukça ilginçleşir. Kız kardeşiyle yeniden...