Bir kış gününe kıyasla o Perşembe oldukça sıcaktı. Starr Park'ın gösteri adamı tekrardan büyük bir hızla parkurunda sürerken tanıdık bir ses duydu. Yavaşlayıp durdu ve soluna baktı:
- Ah, merhaba Colette!Colette, elini salladı ve kocaman bir gülümsemeyle tekrardan seslendi:
- Merhaba Stu! Öğle yemeği molası gelince seni o havalı numaraları yaparken izlemek istedim! Hadi, devam et!Bu istek Stu'yu oldukça heveslendirmişti. "İzle ve gör!" diyerek tekrardan hareketlendi ve önce daha kolay hızlanmak için biraz geri, sonra ileri atıldı. Parkur yolunun sonuna geldi ve süperini kullanarak fırladı. O sırada lastiklerini parkurdan keserek zıpladı. Hemen önünde olan iki büyük çemberden takla atarak geçti ve eğilir pozisyonda, bir elindeki ateşi yakıp o kolunu havaya kaldırarak yere indi. Etrafında dönerek ayağa kalktı ve Colette'e doğru selam verdi. Ona doğru gitti ve duvarın altında durdu. Aşağıda kaldığı için başını kaldırdı. "Beğendin mi?" diye sordu.
Colette çoktan alkışlamaya başlamıştı:
- Bu harikaydı! Gerçekten yeteneklisin!Stu kıkırdadı:
- Teşekkürler. Sen ve Edgar ilk gösterimi izleyememiştiniz, senin şu an antrenmanı izlemen çok iyi oldu. Gerçek gösteri gibi değildi ama idare eder. Hem bir dahaki gösteride ilkinden daha iyisini yapacağım.Colette kenardaki korkuluklara dayandı:
- Sonraki gösterin ne zaman olacak peki? Daha önce hiç yetenek gösterisi izlememiştim. Seni gösteri anında seyircilerin arasında izlemek muhteşem olmalı.Gösteriyi izlemeye bu kadar hevesli birini görmek Stu'yu mutlu etmişti. Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu:
- Haftaya Cuma günü. Gelebilirseniz gerçekten harika olur.Colette ellerini çırptı:
- Fazladan mesai yapmam gerekmezse orada olacağım. Edgar'a da gelmesini söylerim. O da izleyememişti.- Bu çok güzel. Lafı geçmişken... Edgar nerede?
- ... Şey. Uzun hikaye. Ama o iyi. Birazdan burada olur.O sırada hediye dükkanında...
- Bütün kolileri bitirdim patron!
Yanlışlıkla yere düşürdüğü kolileri yerlerine yerleştirip kırık dökük parçaları toplama işi sonunda bitmişti. Edgar, elindeki süpürgeyi yerine koyarken nasıl bu kadar sakar olabildiğini düşünüyordu. "İki saniye Colette'i hediye paketini sararken izledim, bu kadar dikkatim dağılmış olamaz!" dedi içinden. Şimdi hem öğle arasından zamanı eksilmiş, hem de verdiği zarar kadar o aylık maaşından kısılmıştı. Böyle sakarlıklar yapmaya devam ederse istediği oyun konsolunu almak için düşündüğünden daha fazla beklemesi gerekecekti.
Patron Griff, yanına gelip kontrol etti ve "Tamam, artık molana çıkabilirsin." dedi. Durumdan memnun olmayan işçisi arkasını dönüp dudaklarını buruşturarak dükkandan çıkarken patron dükkanın yeniden temiz olduğunu bildiği için gayet neşeliydi. Gömleğini düzelterek odasına geri dönerken neşesini hiçbir şey bozamaz gibi görünüyordu.
Edgar birkaç dakika yürüdükten sonra Colette ile daha önceden anlaştıkları gibi gösteri alanına vardı. Colette'in fazla sarktığını görünce adımlarını hızlandırdı. Yanına varmadan hemen önce atkısıyla onun karnını yavaş ama sıkıca kavradı.
Üzerinde bir şey hisseden Colette, aniden kendini geri attı. Önce kurtulmaya çalışmak için atkıyı tuttu ama neyin kendisini sardığını farkedince durdu. Bakışlarını Edgar'a çevirdi:
- O kadar da sarkmıyordum!Edgar başını yanlara salladı:
- Bıraksaydım aşağı atlamaya kalkacaktın!Colette, başını ters tarafa çevirip küsmüş yüzü yaparken "Hiç de bile." dedi. Sonra atkıdan kurtulmaya çalışarak "Artık bırakır mısın? Çok sıkıyorsun!" diye ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Değil (Brawl Stars)
FanfictionVahşi batı kasabasındaki macerasından sonra Edgar, yeni bir iş için Starr Park'a gelir. En başında oldukça sıradan geçen günleri iş arkadaşıyla kaynaşmaya başladıktan ve kayıp kız kardeşini bulduktan sonra oldukça ilginçleşir. Kız kardeşiyle yeniden...