-37-

326 25 22
                                    

"Saldırgan adamla daha önce karşılaşmıştım, efendim!"

Bu cümlenin olayı bambaşka bir yere götüreceğinin farkındaydı ama yine de söyleme ihtiyacı hissetmişti. Bıçağın başlarını daha çok belaya sokabileceğini çok iyi biliyordu, bu yüzden daha fazla sorun çıkmadan önce asıl sorunu anlatmalıydı. Bu adam yüzünden yine bir olay çıkarsa ve polis memurları aynı kişilerin -Edgar'ın veya daha önce bu adamla karşılaşmış kişilerin- bu olay içinde olduğunu anladığında bu durumu pek hoş karşılamayabilirdi. Bu yüzden önceden anlatmış olmanın daha iyi olacağını düşünmüştü. Yardım istemeyi sevmese bile başındaki bela kendi başına altından kalkmak için oldukça zor ve tehlikeliydi. Kabul etmek istemiyordu ama korktuğunu hissediyordu.

Henüz yedi yaşında onları gördüğü günden itibaren o adam ve adamın kardeşini gördüğü her yeri ve zamanı anlatmaya başladı. Sanki aynı olayları tekrardan yaşıyormuş gibi gerginleşmişti ama soğuk kanlılığını korumayı başardı.

Anlatmayı bitirdiğinde kararlı ifadesini sürdürüyordu ama kalbinin halen deli gibi attığını da hissedebiliyordu. Korkmuş gibi görünmek istemiyordu, bu yüzden ifadesini bozmamak için dişlerini sıktı. Memurun bir şey söylemesini bekliyordu. Polis memuru dimdirek ona bakıyor, ciddi ifadesini ve sessizliğini koruyordu. Edgar "Beni sınıyor mu bu?" diye düşünüp sabırlı davranmak için çaba gösterirken memur en sonunda konuştu:
- Kız kardeşinle de görüşmem gerek. Anlattığın bilgi yeterli değil. Bu saldırganların iki kişi olduklarını söyledin, ama Retropolis ve Starr Park'ta anlattığın olaylarda sadece bir kişi var. Anlattığın adamın kardeşi olduğunu düşündüğün kadın nerede?

Bu konu Edgar'ı aşıyordu:
- Bunun hakkında bilgim yok efendim.
- Pekala, belki senin kız kardeşinin bu konu hakkında bir fikri vardır...

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

"Yine kim arıyor be! Uyuyoruz burada!"

Bibi homurdanarak telefonunu eline aldı, "Bilinmeyen numaralar benden ne istiyor acaba?" diye düşünerek telefonu açıp kulağına götürdü.

O sırada telefon sesini duyup uyanan Colette de yatağından kalkmış, girişe doğru gidiyordu. Hem biraz su içmek, hem de gecenin bu saatinde arayan kişinin kim olduğunu Bibi'ye sormak istemişti.

Starr Park işaretli kupasını dolaptan aldı ve masadan sürahiyi almak için arkasını döndü. Bu sırada Bibi'yle yüz yüze gelince korktu ve hızla geri çekildi. Az kalsın kupasını elinden düşürüyordu.

Bibi bir anda masanın yanında belirmesiyle alakalı bir şey söylemedi. Başka bir şey söylemesi gerekliydi:
- Benim gitmem lazım, Colette.
- Gitmek mi? Nereye?

Bibi bir an için gözlerini kıstı ve elleriyle masaya dayandı. Yere bakmaya başladı. Huzursuz görünüyordu:
- Kimse bana net bir şey söylemiyor ki...

Başını kaldırdı ve aynı huzursuz tavırla, "Sanırım birileri başını yine belaya sokmuş." dedi.

Colette, Bibi'nin kastettiği kişiyi çoktan anlamıştı. Fazla soru sorup Bibi'yi sıkmak istemediğinden "Eğer öyle gerekiyorsa tamam " dedi.

Bibi dik durdu, derin bir nefes verdi.
"Pijama partimizi ne güzel mahvettim, öyle değil mi?" diye sorarken yalancı bir şekilde gülmeye çalıştı.

Colette, "Sorun değil, daha sonra tekrar yapabiliriz." diyerek onu rahatlatmaya çalıştı.

Bibi "Oyalanmamalıyım." derken arkasını döndü ve üzerini değiştirmek için izin istedi. Colette odasına dönünce o hem eşyalarını topladı hem de dışarı çıkmak için kıyafetlerini değiştirdi.

Yalnız Değil  (Brawl Stars) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin