"İyi görünüyorsun."
Duymayı beklemediği bu tanıdık sese doğru döndü.
"Alex?"
Alex ona doğru yaklaşırken gülümsüyordu. Bu defa diğer seferlerde karşılaştıkları gibi aşağılayıcı veya alay edici bir şekilde bakmıyordu. Sadece mutlu olduğu belli oluyordu. Önceki seferler gibi dağınık görünmüyordu. Bu defa saçlarını özenle taramıştı ve her zaman kırışık olan pantolonu gayet düzgün duruyordu.
Edgar'ın yanına iki adım mesafe kalınca durdu, ellerini giydiği kot ceketin ceplerinden çıkardı:
- Bunun için biraz geç oldu, biliyorum. Yaşananları sosyal medyadan gördüm ve hala hayatta mısın diye kontrol etmek istedim.Edgar onun bu tavrına oldukça şaşırmıştı ama bu arkadaşça tavır karşısında asık suratlı davranmanın iyi olmayacağına karar verdi. Her ne kadar daha önceden fazlasıyla kavga etmiş ve birbirinden nefret etmiş olsalar bile şu anda düşmanca davranmanın bir anlamı yoktu. Üstelik en son karşılaştıklarında oturup konuşmayı bile başarmışlardı.
Şakalaşır bir tavırla tek kaşını kaldırdı ve "Bu kadar önemsenmek çok güzel." dedi. Yine de Alex'in burada olmasının tek sebebinin bu olmadığını düşünüyordu. Bir şeyler değişmişti, bunu giydiği kıyafete bakarak da söyleyebilirdi. Halen yüzünde yara bantları vardı ve elleri sargılıydı, bir kötü çocuk edası halen kendini belli ediyordu ama yine de giyimi sıcak duruyordu.
Alex ellerini bu defa pantolonunun ceplerine koydu ve yere bakmaya başladı:
- Ayrıca, söylemem gereken başka bir şey daha var.Başını kaldırdı:
- Kız kardeşimin yanına gittim. Ve ... Daha önceden düşündüğüm gibi beni kovmadı. Bana bunu yapmamı söylemen çok iyi oldu.Kollarını birbirine dolayan Edgar gülümsedi:
- Birbirinizi tekrardan görmeniz çok güzel.Doğrudan teşekkürü sevmediği için Alex dolaylı yoldan söylemeyi seçmişti. Yine de bu bile Edgar için oldukça yeterliydi, haklı çıktığını artık biliyordu ve bunu ona küçüklüğünde sürekli ona sataşan çocuk söylemişti.
Edgar kollarını serbest bırakırken "Benim de kardeşim şu anda beni bekliyor olmalı." dedi. Alex önce başını "Tamam." anlamında, sonra elini "Hoşçakal" anlamında sallarken Edgar da atkısını kullanarak el salladı ve oradan ayrıldı.
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Kız kardeşinin yanına yaklaşınca bir anlığına duraksadı. "Bu kadar çabuk uyuyakalır mı?" diye düşünerek yanına vardı. Yavaşça ellerini Bibi'nin omuzlarına yerleştirdi.
Bibi yavaşça başını kaldırdı. Uyumamıştı, yalnızca gözlerini kapatıp biraz dinlenmek istemişti. Edgar'ın bunu anlamak için fazla düşünmesine gerek yoktu, uyumayan birinin nasıl görüneceğini bizzat deneyimliyordu.
"Yardımcı olabildim mi?" diye sordu sırıtarak.
Edgar kıkırdarken "Evet." diye yanıt verdi. "Fazlasıyla aniydi ve az daha heyecandan ölüyordum ama işe yaradı."
Bibi ayağa kalkarken "Rica ederim kardeşim." dedi.
•
•
O gün hızlı geçti. Edgar acil durumlar için bir kenarda para biriktirdiğine oldukça sevinmişti. Yangında cüzdanlarını kaybetmeleri düşünülürse başka bir yerde para biriktirmek iyiydi.O akşam ikisi de olanlar hakkında konuşmadı. Onun yerine küçüklükleri hakkında sohbet etmeye karar verdiler. Görüşemedikleri bu kadar yıl içinde neler yaşadıklarını birbirine anlattılar. Bibi, ay yeni yılında kostüm değiştirip Retropolis'e bu havayı yaşatmak için Tara ile birlikte video oyunu temalı bir kahramana dönüştüğünü, Edgar ise bir haydutu yakalamak için başka bir kostüme bürünüp yine Tara'yla birlikte haydutu nasıl oyuna getirdiklerini anlattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Değil (Brawl Stars)
FanficVahşi batı kasabasındaki macerasından sonra Edgar, yeni bir iş için Starr Park'a gelir. En başında oldukça sıradan geçen günleri iş arkadaşıyla kaynaşmaya başladıktan ve kayıp kız kardeşini bulduktan sonra oldukça ilginçleşir. Kız kardeşiyle yeniden...