bölüm yirmi; " kaos anında üç buçuk atan Dorukhan"

1.1K 78 45
                                    

Kaossuz kaosa hepiniz hoş geldiniz.

"Toközcüğüm arıyor..."

Toközcüğüm'den 25 cevapsız arama +9 mesaj.

Dün gece, hayatımın en güzel akşamını yaşadığımı düşünerek yatağa girmiştim. Sevdiğim adama kavuştuğumu düşünmek bile içimdeki kelebeklerin deli gibi kıpırdanmasını ve heyecandan uyku uyuyamama sebep olmasını bile sevmeye başlamıştım.

Ancak, belki de hayatımda ilk defa bu denli birine güvenerek hata etmiştim.

Güne, Dorukhan'ın eski konuştuğu kadınlardan biriyle, sabah beş sularında çekilmiş olan fotoğrafı ile başlayacak olduğumu bilseydim, o güne uyanmak istemezdim.

"Trabzonspor'un gözde oyuncularından Dorukhan Toköz, dün gece geç saatlerde genç bir bayanla birlikte lüks mekandan ayrılırken uzun zamandır özel hayatı hakkında bizleri meraklara düşüren genç futbolcu'nun yanındaki bayan kim? Dorukhan yeni bir aşka mı yelken açıyor? İki tarafta sessizliğini korurken genç futbolcunun kulübünden açıklama gelmedi."

Yaşadığım düş kırıklığını size anlatmak isterdim. Ancak emin olun söyleyecek tek bir kelimem bile yoktu. Köye gidememiştim. Trabzon'daki kocaman ev, bana daracık gelmişti.

Dorukhan'ın telefonlarını açamıyordum. Yüzüne söyleyecek bir şeyim yoktu. Dinlemek istiyordum, ancak canım ilk defa bu denli yanıyordu.

Aldatmış olduğunu düşünmek midemi bulandırıyordu. Daha ilişkimizin cicim ayı bile bitmemişti. Güvenim çok sarsılmıştı. Ağlamak istesem ağlayamıyordum. Vücudum hissizleşmişti.

Yemek yiyememiştim, boğazımdan tek lokma geçmeden öylece balkonda oturuyordum.

Telefonum tekrar titrediğinde derin bir iç çektim.

Dorukhan yine arıyordu, şu an ortalıkta deli gibi dolandığına emindim. Açıklamasını merak etsem de dinlemeye mecalim yoktu. Kanım çekilmiş gibiydi.

Aşık olmak bir kumar gibiydi, ve ben o kumarı sanırım kaybetmiştim.

Telefonu elime aldım, elim ister istemez yeşil tuşa gittiğinde titreyen çenemi durduramadım.

"Alo, Nefes'im!? Kurbanın olayım dinle beni. Gördüklerin gerçek değil diyip sana gerçeği söylesem bile sana yalan gelecek. Biliyorum. Ama sana yemin olsun ki, seni aldatmadım. Oraya gitmedim. Yemin ederim senden hemen sonra eve gittim. Sana ihanet etmed- Çiçek ağlama. Kurbanın olayım. İzin ver gelip yüzüne anlatayım her şeyi. Ben sensiz nefes alamazken nasıl gider her şeyi mahvederim? Ben nasıl kendi ellerimle nefesimi keserim? Yalvarırım ağlama da dinle ben-"

Telefonu yüzüne kapatıp kenara bıraktım. Belki de haklıydı, doğruları söylese bile bana yalan gelecekti. Çünkü şu an inanabileceğim bir doğru ortada yoktu. Fotoğrafı tam olarak incelemeye korkmuştum. Ya gerçektir düşüncesi beni o kadar korkutmuştu ki, fotoğrafa bakmamıştım bile. Sadece manşetin tarihi ve sevgilimin adı ilgimi çekmişti.

Ellerimi yüzüme bastırıp saatlerdir tuttuğum göz yaşlarımı akıtmaya başlarken biraz sağlıklı düşünmeye çalıştım.

Dorukhan'ı hemen affetmek istiyordum, ancak fotoğrafın gerçek olma ihtimali beni deliler gibi korkutuyordu. Mahalleye giren tanıdık arabayla birlikte hızlıca göz yaşlarımı sildim.

Konuşma biteli daha beş dakika olmadan mahalleye gelmesi burukça tebessüm etmeme neden oldu. İçim ister istemez rahatlarken beşinci kattan bakamın verdiği hisle başım dönse de kendimi toparlayarak oturma odasına girmiştim.

shine your star, dorukhan toközHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin