Sınır koymaktan haz etmem ama bu bölüme beklediğim kadar yorum gelmezse diğer bölümü biraz geç atacağım. Satır arası yorumlarda buluşalım.
Gece bir türlü bitmek bilmemişti.
Döndüm uyana, döndüm bu yana.
Sonunda sabah beşe doğru uykum ağır ağır bana yaklaşmışken fırsatı değerlendirip uykuya dalmıştım.
Ama uyanmam çokta sürmemişti.
Saat on gibi Dorukhan kalkıp hazırlanmam için beni aramış, Haçkalı baba hastanesinin oradan beni alacağını söylemişti.
Son anda, köyden nasıl ineceğimi hesaba katıp gelip beni almayı teklif etmişti. Ancak reddetmiştim.
Normalde, erkek bir arkadaşımla gezmeye çıkacağım zaman gelip beni köyden alabilirdi. Bunda gram sorun yoktu. Ancak bizim köy biraz fanatikti. Dorukhan'ı değil yüzünden, plakasından bile tanırlardı. O yüzden hiçbir şeyi tehlikeye atmak istemedim.
Babam çoktan işe gitmişti sanırım. Evde kimse kalmamıştı. Bunu fırsat bilerek banyoya girdim. Hızlı ama keyifli bir duştan sonra saçımı kurutma ihtiyacı duymadım. Dışarısı ateş gibi yanıyordu.
Odama geçip neredeyse 1 aydır hazırladığım deri eşofman ve beyaz dar bluzumu üzerime geçirdim. Yanıma, yazarlığımın ilk yıllarında okurlarım tarafından doğum günü hediyesi olarak aldığım Nike hırkamı aldım. Çantamı sırtıma taktım. Tatlıyı kucağıma aldım. Yanıma yedekten de bir eşofman almıştım. Popom pişecek gibiydi. Sürpriz çoraplarımı da giyinip aynanın karşısına geçtim.
Makyaj yapmak yerine nemlendiricimi yanıma almayı tercih ettim. Doğal güzel değildim elbet, ama tüm gün yerimde kös kös oturmayacağımı bende biliyordum. Makyaj yapıp, sonra habeşistan maymununa dönüşmek istemiyordum.
Dolmuşun gelmesine çok az kalmıştı. Siyah ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve üstüme son kez şöyle bir bakıp araba yoluna çıktım.
Esmer de benimle birlikte gelmişti.
Aklıma, dorukhan'a haber vermediğim gelince çabucak WhatsApp'a girdim ve en başta ışıl ışıl parlayan isime dokundum.
O tam o sırada ufak bir şey hırkamı çekiştirmeye başlamıştı.
Kafamı aşağı eğdiğimde daha 1 aylık bile olmamış minik bir köpeğin hırkamı çekiştirmeye çalıştığını gördüm.
Yanına eğilip başını okşamadan önce güzelce bir fotoğrafını çekip Dorukhan'a göndermiştim.
Çiçek:
Uuuuu yiy benii
Adını ne koyayım?
Ayrıca dolmuş 5 dakikaya gelir. Bekletirsem kusura bakmayacan artık. Köyden kalkıp geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shine your star, dorukhan toköz
Fiksi Penggemar- tamamlandı. Bir gece yoldan geçerken kaldırım kenarında ağlarken gördüğü genç kıza yardım etmek için arabasını durduran Dorukhan Toköz, kaderini kendi elleriyle yazdığından habersizdi. Hiç ummadığı bir anda hayatının aşkını ilk defa gördüğünden h...