Sabah gözüme giren güneş ışığıyla uyandım. Kollarımı açarak gerindim. Aklıma gelen şeyle durdum. Biz akşam onunla uyumuştuk.
Hemen yanıma baktım, yoktu. Rahat bir nefes aldım. Sabah sabah bir de onunla uğraşamazdım. Saate bakmak için telefonu elime alınca telefonun notlarına kaydedilen bir yazı gördüm.
' Sabah ne kadar yanında kalmak istesem de işlerim vardı güzelim. Ama bir daha ki sefere senin sabahki hallerini doyasıya izleyeceğim.'
Ekrana daha da yaklaştım. Ne yazmıştı o?
Bir daha ki sefere?
Kafamı yastığa koyup ağlamaklı bir şekilde sızlandım.Benim bu adamdan kurtuluşum yok muydu ya? Sabah sabah moralimi bozmuştu gerizekalı.
Banyoda işlerimi halledip mutfağa gittim. Annem her zamanki gibi erken çıkmıştı. Hiç okula gidesim yoktu. Oysa sabah ne güzel kalkmıştım. Taki mesajı görene kadar.
Nazlı'ya gelmeyeceğimi bildiren mesaj attım.
Mutfağı toplayıp salona geçtim. Madem bugün evdeyim biraz kendime zaman ayırayım. Ne zamandır yalnız bir şeyler yapmıyordum.
🌙🌙
Telefonumun çalmasıyla bakmadan açtım.
"Efendim?"
"Meleğim neden okula gitmedin?"duyduğum kalın sesle telefonu kulağımdan çekip baktım.Ah salak kafam niye bakmadan açıyorsam.
"Güzelim?" ahizeden gelen endişeli sesle geri kulağıma koydum.
"Sanane."diye kestirip attım. Derin bir nefes aldı.
"Güzelim sinirlerimle oynuyorsun."dedi sert bir sesle.Derince yutkundum. Aklıma annem gelince huyuna gitmem gerektiği aklıma geldi.
"Tekrar sormayacağım. Cevabını alim."
"Canım istemedi." dedim kısık bir sesle.
"Neden canımın içi, bir şey mi oldu?" sesi endişeliydi.Senin yüzünden demek istesem de içindeki sesi susturdum.
"Yok bir şey olmadı. İstemedim gitmedim."dedim morali bozuk bir şekilde. Bu adamla konuşunca moralim düşüyordu ya. Bir kurtulsaydım kutlama yapacaktım.
"Ben senin moralini yerine getirecek şeyi biliyorum."dedi ve kapattı. Yüzüme kapattı. Sinirle içimden sövdüm.
Televizyon izleme hevesimde gitti onun yüzünden. Gıcık alıyordum,sevmiyordum onu. Birden ağlamaya başladım. Elimle yüzümü kapatıp hıçkırarak ağladım.
Bütün dengem bozulmuştu. Bir süre sonra hıçkırıklarım iç çekişlere döndü. Canım çikolata çekmişti. Regl dönemimde yaklaşıyordu.
Çalan telefonumla ekrana baktım. O arıyordu.
"Ne"dedim ağlamaktan çatallaşmış sesimle.
"Ağladın mı? Ne oldu meleğim?"dedi şefkatli bir sesle.
"Bir şey olmadı."
"Sana bir şey gönderdim. Az sonra oraya gelir."dedi ve kapattı. Öküz ya gerçekten. Yüze kapatmak nedir?Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Açtığımda takım elbiseli bir adam elinde bir kutuyla duruyordu. Beni görünce kutuyu uzattı.
"Bunu abi gönderdi yenge."
Elindekini aldım ve nezaketen teşekkür ettim.Biraz ağır bir şeydi. Merak etmiştim açıkçası ne gönderebilirdi ki?
Merakla açmaya başladım. Gördüklerimle şok oldum. İşte bunu hiç beklemiyordum.Beni nasıl bu kadar iyi tanıyordu? Neyse bunları sonra düşünürdüm.
Ortadaki yazıyı kaldırıp çöpe attım. O beni ilgilendirmiyordu. Şuan ki tek hedefim çikolatalardı. Tam yemeğe başlayacakken mesaj geldi.
05*********: Seni mutlu edeceğini düşündüm. Dozunu kaçırma güzelim." Tabi ki onu dinlemeyecektim. Şuan hepsini yiyebilecek durumdaydım.
Kutuyu alarak televizyonun önündeki sehpaya koydum. İşte şimdi sefa sürecektim. Film ben ve çikolatalarım.
🌙🌙
Ertesi gün annemin zoruyla kalktım. Okula gitmek için hazırlandım. Dün annem gelmeden kutuyu odama götürmüş ve saklamıştım. Bir şey diyeceğini sanmıyordum ama açıklama yapamazdım işte.
Nazlı'nın yanına oturup kafamı sıraya koydum. Uykumu alamamıştım. Gece saat 2'ye kadar film izlemiştim.
Nazlı kolumu dürttü. Ne var diye kafamı salladım.
"Yazıyor mu hala?" İlk başta ne dediğini anlamadım. Sonra jeton düştü. Napim uykusuzluk kafama vurmuştu.
"Evet." dedim ve dün olanları anlattım."Ohaa. Hilal bu adam seni gerçekten seviyor bence."
"Bilmiyorum Nazlı. Tek bildiğim ondan deli gibi korktuğum." bir daha bir şey demedi.Uykum bir türlü açılmamıştı bu yüzden tenefüste Nazlı'yla kantine indik. Laboratuvar dersimiz vardı. Yani hoca dersi laboratuvarda işleyecekti.
Kapıdan girerken biriyle çarpıştım. Çarpışmanın etkisiyle kahve üstüme ve elime döküldü. Acıyla inledim. Çok yanıyordu. Hemen tişörtümü çektim ve vücuduma değmesini engelledim.
"GERİZEKALI DİKKAT ETSENE YAKTIN KIZI."dedi Nazlı çocuğa bağırarak. Sonra hemen bana döndü. Koluma girerek
"Gel lavaboya gidelim."Lavaboda elimi yıkadım. Çok kötü yanmıştım, canım çok acıyordu. Sınıfa geri dönüp yerimize oturduk. Nazlı çocuğa kötü kötü bakıyordu.
Çocuk yanımıza geldi.
"Çok özür dilerim istemeden oldu istersen revirden krem getireyim."
"Önemli değ-" Nazlı lafımı kesti.
"Keşke daha dikkatli olsaydın da çarpmasaydın. Ben getiririm kremi."dedi ve tersleyerek gitti.Nazlı'yı beklerken kafamı sıraya koydum. Biraz dinlensem iyi olur. Birden patlama sesi duydum. Sınıftakiler çığlık atarak dışarı çıkmaya başladı. Sınıf yanmaya başladı. Ne olduğunu anlayamamıştım. Her şey bir anda olmuştu.
Tam kapıdan çıkacakken önüme yanan bir parça düştü. Hemen geri çekildim. Sınıfta bir tek ben kalmıştım. Kısa sürede her tarafımı alevler kaplamıştı. Nasıl çıkacaktım?
Dışarıdan Nazlı'nın sesini duydum.
"HİLAL."
Duvarın dibine çöküp ağlamaya başladım. Dumandan önümü de görememeye başladım. Nefesim daraldı. Gözlerimi zor açık tutuyordum.Allah'ım sen yardım et. Bana bir şey olursa annem perişan olurdu, bu hayatta tek kalırdı. Nefes alamıyordum. En son kafamın yere düştüğünü hatırlıyorum gerisi koca bir karanlık.
Lütfen oy vermeyi unutmayın 🌼 Bir sonraki bölüm Barlas'ın ağzından olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SEVDA (FİNAL)
Teen Fiction"Neyi anlamıyorsun sana aşığım. İste canımı vereyim. Ama yapma nolur gözlerin öyle bakmasın dayanamam." Herkesin korktuğu adam bana yalvarıyordu. Korku dolu gözlerle ona bakarken uzaklaştım ondan. Gözlerindeki hayal kırıklığı okunuyordu "Seveceksi...