32. BÖLÜM

5.5K 212 16
                                    

Merhaba başlamadan önce oy verir misiniz? 🌹
Kitap kapağını da en çok oya göre değiştirdim. Fikrini belirten herkese çok teşekkür ederim 💓

Medya Hakan

Hakan'ın ağzından

Erken kalkmış, kahvaltı yapıyordum. Şirkette gidip işleri halledecektim. Kahve makinesinden gelen sesle kahvemi alıp geri oturdum.

Kahvaltımı yaparken aynı zamanda gelen e-maillere bakıyordum. Bugün çok önemli bir toplantım vardı.

Barlas'ın isteği üzerine ben girecektim toplantıya. Kendisi Hilal ile arasını yeni düzelttiği için birkaç gün gelmeyecekti.

Vestiyerden arabanın anahtarını alıp yola çıktım. Radyodan müzik açıp yola devam ettim.

Köşeyi döndüğüm sırada yola birden çıkan kişiyle fren yaptım fakat duramadım, çarptım.

Hızla arabadan çıkıp yardımına gittim. Ama bu kız kutlamada gördüğüm kalbimi hızla çarpmasına neden olan kızdı, Nazlı...

Eğilip nabzını kontrol ettim. Normal atıyordu, bayılmıştı. Kucağıma alıp arka koltuğa yatırdım.

Hastaneye giderken aklımda tek bir şey vardı.
Bu kızla kader daha sonra tekrar karşılaştıracak demiştim kutlamada. Karşılaşmıştık ama bu şekilde olacağını düşünmemiştim.

Kalbim yerinden çıkmak istercesine çarpıyordu, ona çarptığım için mi yoksa yanımda diye mi böyle atıyordu hiç bilmiyordum.

Hastanede arabayı durdurup tekrar kucağıma aldım. Kucağıma almamla duraksadım.

Ciğerlerime kokusu doldu. Ben bu kokuyu daha önce niye almamıştım?

Kendime gelip hemen hastaneye girdim. Doktor genel bir muayeneden sonra bir şeyinin olmadığını sadece ani adrenalinle bayıldığını söylemişti.

Neyseki hızımı olabildiğince azaltmıştım, yavaş çarpmıştım.

Yanındaki sandalyeye oturup uyanmasını bekledim. Bu süre zarfında yüzünün her yerini aklıma kazımak istercesine izledim.

Kaşlarını, kirpiklerini, dudaklarını...
Anlaşılan bundan sonraki rüyalarıma eşlik edecekti.

***

Telefonumun çalmasıyla gözlerimi güzel yüzünden çektim. Asistanım arıyordu.

"Efendim Elif."
"Hakan Bey toplantınızın başlasına yarım saat kaldı. Siz de gelmeyince arayayım dedim."

Saate baktım. Unutmuştum.
'Siktir.' dedim içimden.

"Tamam teşekkürler Elif, az sonra gelirim şirkete."
"Tamam Hakan Bey."

Nazlı'nın uyanmasıyla ona baktım. Acıyla inleyerek başını tuttu.
Koluna dokunarak
"İyi misin?" diye sordum.

Bana bakıp kaşlarını çattı.
"Sende kimsin?"
"Yola birden çıkınca duramadım size çarptım. Bende sizi hastaneye getirdim, çok özür dilerim."
"Önemli değil beyefendi, ben teşekkür ederim. En azından orada bırakıp gitmediniz."

Tebessüm ettim. Çıkış işlemlerini hallettikten sonra çıktık. Saatime baktım, yirmi dakika kalmıştı toplantıya.

"Getirdiğiniz için tekrar teşekkür ederim. Ben gideyim artık."

Gidecekken kolundan tuttum. Onu bu şekilde bırakmak istemiyordum.

"Ben bıraksam sizi? Telafi gibi düşünün." dedim bir umut.

KARANLIK SEVDA (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin