14. BÖLÜM

12.5K 339 29
                                    

Başlamadan oy verir misiniz canlarım 🌹

Hilal'in ağzından

Oturduğum koltuktan saatlerce kalkmamıştım. Annemi düşündüm. Ne kadar üzülmüştür, ağlamıştır. Gözlerim doldu bu düşünceyle.

Saat 1'e geliyordu. Saatler geçmişti gideli. Beni kandırmıştı. Ne bekliyorsam ondan tanımadığım bir adama nasıl güveniyorsam.

Gözyaşlarım ihanet etti, özgürlüklerine kavuştular. Salak gibi güvenmiştim ona.

Hızla yerimden kalktım. Odada ki her şeyi yere devirmeye başladım. Düşünmeden davranıyordum. İçimdeki öfke yönetiyordu beni.

Tabloları çıkardım, vitrinleri devirdim. İçimden her şeyi paramparça yapmak geçiyordu.

Dakikalar sonra yere oturmuş ağlıyordum. Ellerimi camlar kesmiş, kanlar akıyordu. Sonra bir araba sesi duydum. O gelmişti biliyordum.

Odanın kapısı yavaşça açıldı. Şaşırarak etrafa sonra yerde oturarak ağlayan bana baktı. Gözleriyle vücudumu süzdü. Ellerimde takılı kaldı.

Hızla yanıma geldi. Ellerimi tuttu.
"Güzelim ne yaptın sen?" Avuçlarımın içine baktı. Ellerimin her yeri kan olmuştu.
" Bekle hemen geliyorum." dedi ve banyoya gitti.

O gelmeden yerdeki cam parçalarından ellerime aldım ve sıkmaya başladım. Oluk oluk kan akmaya başladı. Canımın acısıyla dişlerimi sıktım. Belki kendime verdiğim zararı görür de beni bırakırdı. Belki saçma bir düşünceydi ama umuttu işte.

Banyodan çıkıp yanıma gelirken adımları sekteye uğradı. Hemen kendine gelip yanıma geldi. Yumruk yaptığım ellerimi açmaya çalıştı.

Açmaya çalıştıkça daha da sıktım yumruklarımı. Akan kanlar daha da artarken ağlamam arttı.

"Aç şu elini." dedi sert bir sesle. Dinlemedim onu. "AÇ ELİNİ." diye kükredi sinirle bu sefer. Yavaşça parmaklarımı açtı. Camları yavaş bir şekilde alıp kenara attı.

Ellerimi dizlerine koyup acil durum çantasını açtı. Ağlayarak onu izliyordum. Kaşlarını çatmış yüzü korkunç bir hal almıştı.

Önce elimin üstündeki kanları temizledi. Sonra bir pamuğa tentürdiyot döktü. Elime değdirdiği anda acıyla inleyerek elimi çektim.

Elimi tutup geri dizine koydu. Üfleyerek pamuğu değdirmeye başladı. Yüzü çok korkutucu duruyordu. Sanırım fırtına öncesi sessizlikti.

Tendürtiyotu her yere değdirdikten sonra elimi sarmaya başladı. İşini bitirdikten sonra kafasını kaldırdı.

Bakışları buz gibiydi. Mavileri sinirden simsiyah olmuş, vücudu kaskatı olmuştu. Ürperdim bu halinden. Bakışlarımı kaçırdım.

"Nasıl kendine zarar verirsin?" dedi. Sesi çok korkunç çıkıyordu. Sessiz kaldım.

"CEVAP VER BANA." yerimden sıçradım.
"Sende bana yalan söyledin, kandırdın beni." sesim korkudan kısık çıkmıştı.

"ULAN İŞİM UZADI. BU SENİ KANDIRDIĞIM ANLAMINA GELMEZ. YARIN GÖTÜRECEKTİM."

kükremesiyle gözlerimi kapattım. Eliyle çenemi sertçe tutup kendine yaklaştırdı.

"AÇ GÖZLERİNİ." gözlerimi korkarak açtım. Yüzlerimiz arasında birkaç santim vardı.

Gözleri ateş saçıyordu. Yutkunarak ona baktım.

"KENDİNE NE KADAR ZARAR VERİRSEN VER SENDEN VAZGEÇMEM AMA BU DAVRANIŞLARININ BİR SONUCU OLUR. ÇÜNKÜ UĞRUNA ÖLECEĞİM BU CANINA SENDE ZARAR VEREMEZSİN ANLADIN MI BENİ?"

KARANLIK SEVDA (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin