0.1

1.6K 113 192
                                    

kimler gelmiş kimleerrr! ilk bölüm yorumlarınız ve ilginiz beni çok çok mutlu etti! lütfen aynı şekilde yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın <3 iyi okumalar perisiii 🧚‍♀️

heynmel için! 🐣

Berk, sessiz yolculuğu tadını çıkararak geçirmişti. Genç kadın trip attığından susmuş, adam ise sessizliği dinlemişti. Bazen ihtiyacı oluyor, arıyordu. Sürekli bağırış, verilen emirler, silah sesleri derken bunaldığı anlar olabiliyordu. Komutanı Ömer'in söylediğini de sırf bu sessizlik için kabul etmişti.

Arabayı durduğunda, "Teşekkür ederim," dedi kadın belli belirsiz. Onun tavırları komik geliyordu ama gülmüyordu. Ciddi olmayı severdi, mizacı gereği sertti. Hiçbir şey söylemedi, kemerini açarak arabadan indi. Bagajdan kırmızı bavulu çıkardığında komutanını gördü. 

Bavulu elinden bıraktı, Ömer'in karşısında hazır ola geçti. Ömer, kızıl askere gülümseyerek bakıp rahat olabileceğini söyledi. Kız kardeşinin arabadan inmesiyle de yüzüne özlem dolu bir ifade yayıldı, neşeyle tebessüm edip kollarını iki yana açtı. "Güzelim!"

Genç kadın, özlemle abisine koşup açtığı kollarının arasına girdi. Kızıl asker, kadını ilk defa şu an samimi duygularıyla görebilmişti. İyi bir gözlemciydi, sessizce izledi. Abisine sarılırken gülümsüyor, geri çekildiğinde aldığı iltifatlar karşısında saçlarıyla oynuyordu. 

Ömer sahteden laf söylediğinde de yalancı bir bozulmuşluk hissi yüzüne yayılıyor, dudakları bir çocuk gibi bükülüyordu. Sevimli buldu, Berk. Nedensizce genç kadını izledikçe gülümseyesi geliyordu. Sanırım uzun süredir neşeye kendisini kapattığı içindi, karşısına kim çıksa aynısı olacaktı.

"Lojman işini bir kez daha mı düşünsen abicim?" diyerek sordu Aybike tatlı tatlı. Ömer, kız kardeşinin saçlarını, "Sana fikrini soran olmadı, bücür!" diyerek karıştırdığında genç kadın öfkeyle geri çekildi, saçlarını düzeltmeye çalıştı. 

"Geri zekalı!" dediğinde bakışları Berkle kesişti. Kızıl, somurtkan askerin kendisini çok hafi bir tebessümle izlediğini gördüğünde çattığı kaşları gevşedi, şaşkınlık dolu bir ifade yüzünde belirdi. 

Kızıl, yanlış anlaşılmamak adına eski ifadesine bürünüp komutanına bakmaya başladı.

Ömer, "Sen gidebilirsin," dediğinde başıyla selam verip hızlı adımlarla yanlarından ayrıldı. Aybike ise arkasından bakmakla yetindi. Garip birisiydi şu kızıl, eğleniyor muydu yoksa kaç yaşına gelmiş insansın der gibi alaycı şekilde mi bakıyordu emin değildi. 

Eğlense bile ikinci nedendendir.

Abisine döndü. "Bu mu en güvendiğin asker?" Kaşlarını çattı, Ömer. Kız kardeşi kolay kolay yeni tanıştığı insanları soracak birisi değildi. Sesindeki hafif kinaye ve alaycılığı sezmişti. "Evet," dedi. "Bir sorun mu var, abicim?"

Aybike, abisinin korumacı tavırlarını gayet iyi anlıyordu. Şu an olumsuz bir şey söylese Berk'e ters gideceğinin de farkındaydı, soruyu sormakla bile aklına kazımıştı ama merak dürtüsüne engel olamıyordu. Onu merak ediyordu, nedenini ise asla bilmiyordu.

"Yok, ne sorun olacak." Kelimelerini tarttı. "Sadece biraz fazla... Garip. Tuhaf birisi, duygularını anlayamıyorum." Ömer, kardeşine baktı. Onun kadar ince düşünemiyordu. "Ne yapacaksın kızım sen Berk'in duygularını?"

Genç kadın ofladı. "Aman ya," diyerek sitem etti. "Aklından geçtiğin gibi bir şey yok, salak mıyım ben? Daha konuşmadığım, kim olduğunu bilmediğim kişiye karşı hisler besleyeceğim..." 

pus / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin