herkese selam! bakın bakalım bu bölüm neler varmış neler 😋 yorumlarınız gerçekten yazmak açısından çok motive ediyor... o yüzden yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı lütfen unutmayın!
iyi okumalar perisi en güzel perilerimeeee 🧚♀️
Genç kadın, siyah eteği ve aynı renk gömleğinin üstüne giydiği koyu gri paltosunun yakalarını düzeltti. Uzun botları beyaz renkte olmasa yas tutuyor gibi görünebilirdi; bu düşünce kıkırdamasına neden oldu. Lojmandan içeri girip abisinin dairesinin bulunduğu binaya ilerlemeye başlamıştı. Çoğu giysisi ve birkaç eşyası hâlâ oradaydı ve alıp kendi evine götürmesi gerekiyordu. Hafta sonları ise bir öğretmen için en boş gündü.
Binanın önüne geldiğinde Kaan'ın arabasını gördü. Kaşlarını çattı, Kaan artık burada oturmadığını biliyordu. O halde arabasının binanın önünde ne işi vardı? Eğer Ömer ile görüşecek olsa mutlaka varmadan arar, stresini atmaya çalışırdı.
Aklına gelen ihtimalle birlikte duraksadı. "Hayır..." dedi sesli düşünerek. "Hayır ya, o kadın yine gelmiş olamaz buraya!"
Yutkunmakta zorlandı. Sinirlendiğini hissediyordu. Yeni evindeki o yakınlaşmadan sonra Berkle hiç konuşmamışlardı. Bir kere aynı ortam içerisinde bulunsalar da Aybike abisini takip ederek kızıl komutandan kaçmayı seçmişti.
Eğer Yasmin oradaysa...
Bu ihtimalin gerçek olmasını istemiyordu. Hızlı adımlarla binadan içeri girdiğinde, ince topuk botlarından çıkan tıkırtıların yankılandığını hissetti. Oldukça alımlı, özgüvenli ve sinir dolu yankılanan bu ses hoşuna gitmişti.
Abisi Ömer'in dairesine uğramadan önce kızıl komutanın kapısının önünde durdu ve zile bastı. Bir dakika geçmeden açılan kapının ardından siyah, üstüne yapışan tişörtlü ve kamuflaj altlı komutanı görmüştü. Bakışları bir süre karın kaslarında oyalanıp içeri kaçamak bakışlar attığında, "Müsait miydiniz komutan?" diyerek sordu.
Dudaklarını birbirine bastırdı, kızıl komutan. Genç kadını görmeyi beklemiyordu. Üstelik onu bu kadar güzel bir şekilde, kapısının önünde görmeyi hiç beklemiyordu! "Müsaidim," dedi ve hemen düzeltti sözünü. "Müsaidiz."
Kaşlarını istemsizce havaya kaldırdı, genç kadın. "Müsaidiz?" diyerek sordu ve gergince ekledi. "Kim var başka?" Kolunu kapının pervazına yasladı, kızıl komutan. Aybike, daha belirgin hale gelen kol kaslarına bakmamak için direnirken sağ ayağıyla bir ritim tuttu. "Yasmin ile Kaan."
Başını aşağı yukarı imayla salladı. "Müsaitsiniz.." dedi kendi kendine. "Yasminle müsaitsiniz, anladım." Elinin tersiyle kızılın iri bedenini yana doğru itti. Eğer Berk buna izin vermese asla gerçekleşemeyeceğini biliyordu. Yine de umursamayıp elindeki kahve kupalarını orta sehpanın üzerine bırakan Yasmin'e baktı.
"Ben latteleri yaptım, Berk." Kadının gülümseyerek kurduğu cümle genç kadının sinirlerini bozmaya yetmişti. Orta sehpaya doğru yaklaşıp, "Üç kupa var," dedi ve kendisine dönen kadına gülümsedi. "İkisini sen içeceksin herhalde, Berk latte içmez çünkü."
Yapmacık bir şekilde gülümseyip elini uzattı. "Yasemin miydi?"
Dudaklarını zevkle birbirine bastırdı, kızıl komutan. Bu kadının kendisinden uzak durmaya çalışmasına rağmen kıskandığını böylesine göstermesi hoşuna gidiyordu. "Yasmin," dedi düzelterek. Aybike gülümsedi. "Garip bir isminiz var, aklımda kalmamış."
Kaan, kuzeninin gerginleşen yüz hatlarını gördüğünde ayağa kalkıp en yakın arkadaşına sarıldı. "Güzelim, nasılsın?" Arkadaşının sarılmasına karşılık verdi. "Maymunum!" Kaan kıkırdayarak geri çekildiğinde ayağa kalktığı tekli koltuğa yeniden oturdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
pus / ayber
Fanfictionbaşarılı komutan özkaya, genç anaokulu öğretmeni eren'in ait olmadığı yeri ona hatırlatmaktan çekinmiyordu.