2.9

744 60 32
                                    

herkese selam! pus ayberinin çok güzel, uzun ve hayattan bir hikâyesi var. lütfen onları yalnız bırakmamak için oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın! 💖

iyi okumalar perisi en güzel perilerime ve tabii elma şekerlerime!! 🧚‍♀️

Öğretmen Aybike Eren, üzerindeki yeşil paltosu sayesinde soğuk havadan korunurken gökkuşağı gibi görünen şemsiyesini açtı. Yağmur hızlanmıştı, her ne kadar sevse de ıslanmayı bu sefer istemiyordu. İnsanın hayatta edindiği alışkanlıklar vardı, vazgeçilmez alışkanlıklar. Aybike, artık hiçbir olayı, insanı ya da objeyi vazgeçilmezler köşesinde barındırmak istemiyordu.

Erkek yurdunun giriş kapısına baktı. Buraya neden geldiğini bilmiyordu ama ayakları sürüklemişti bir kere... Boyama kitabı almış, çantasının içerisine yerleştirmişti. Eğer Mert çok isterse onunla boyama yapabilirlerdi! Hem bir çocukla vakit geçirmek ona iyi gelirdi. Anaokulunu bırakmak istememişti hiç, çocuklar iyi geliyordu.

Kapıda duran güvenliğe yaklaşıp, "Merhaba," dedi. Patlamadan sonra buraya Berk ile birlikte geldiklerinden güvenliği tanıyordu. "Mert'i görebilir miyim acaba?" Güvenlik, Aybike'ye bakarak gülümsedi. "Çağırayım."

Kaşlarını çattı, Aybike. "Yağmur var, içeride görüşemez miyiz?" 

"Dışarıda durmak istiyordu, Mert. Siz geldiğinize göre biraz olsun burada kalabilir. Müdüre Hanım sonrasında içeri alır onu." Dışarıda durmak genç kadına da iyi geleceğinden sessizce onayladı.

Kısa süre içerisinde Mert kapının önünde küçük bedeniyle göründüğünde genç kadın gülerek el salladı. "Mert!" Mert, Aybike ablasının seslenişini duyduğunda koşarak bahçede ilerledi. Bugün Berk abisiyle birlikte mezarlığa gitmişlerdi, cebinde de sakladığı minik bir papatya vardı. Aybike ablasına çok yakışırdı!

Mert, küçük kollarını açarak genç kadına sarıldığında içtenlikle gülümsedi, Aybike. Dizlerinin üstüne çöktü, bir eliyle şemsiyeyi tutmaya devam ederken diğer eliyle çocuğun belini sardı. 

"Nasılsın?" Mert kocaman gülümsedi. "Çok iyiyim!" Geri çekilip kadının yüzüne baktı. "Birazcık daha eğilir misin?" Kaşlarını çattı, genç kadın. Sinirlenmekle alakası olmayan, meraklı bir mimikti bu. Yüzünü, küçük çocuğa eşitleyebildiği kadar eşitlediğinde Mert cebindeki papatyayı çıkarıp Aybike ablasının kulağına çoktan sıkıştırmıştı bile. 

Bugün ilk defa neşeyle gülümsedi, genç kadın. "Bu çiçek ne böyle?" Mert, Aybike ablasının kıkırtısını duyduğunda kendisiyle gurur duydu. Berk abisinden çıkan bu fikrin üstüne konmak pek pahalıya patlamamıştı aslında. Aybike ablasını çok sevmişti! "Bugün Berk abiyle birlikte mezarlığa gittik."

Genç kadının neşeyle çevrelenen dudakları kısa süre içerisinde düz bir çizgi halini aldı. "Ne zaman?" diyerek sordu. Sesi cılız, alçak ve hüzünlü çıkmıştı. Çocuklar hissederdi... Mert'te hissetmişti. "Sen gelmeden önce Berk abim beni buraya bıraktı," dedi çocuk açıklamak için. "Bir sürü papatya aldık ve annemin mezarının üstüne koyduk!"

Hemen sonrasında Aybike ablasını gülümsetmek için uğraştı. "Aybike ablanın saçına çiçek çok yakışırdı dedi, ben de hemen bir tane aldım. Berk abim de kızmadı, belki o sana bir sürü alır."

Kırgınca tebessüm etti, kadın. "Alır," dedi gözleri uzaklara dalarken. "Berk abin bana çiçek alır, merak etme." Merakla sordu, kadın. "Başka ne dedi Berk abin sana?"

Bu sırada genç kadın çantasından boyama kitabı ve pastel boyaları almıştı. Etrafına bakınıp, "Gel bakalım, şuraya oturalım," dedi. Aybike oturdu, Mert yanına sindi ve kadının bacağına yaslayarak boyama kitabındaki şekillere bakmaya başladı. Genç kadın ise şemsiyeyi üstlerine tutuyordu. 

pus / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin