Kuzgun - Draco Malfoy ile Hayal Et

55.Bölüm

Raven

Hayden'a hiç güvenmesem de onunla konuştuğumda söylediklerine inandım. Abisi, gerçekten abisiydi, onu önce zorla, sonra manipüle ederek 4 yıldan fazladır peşinden sürüklüyordu. Onu bulduğundan beri bir işine yarayacağından bahsedip gitmesine hiç izin vermemiş. Gitmek istediğini söylediğindeyse saldırılardan, onun peşinde olan insanlardan bahsedip durmuş. Bu hikaye hem benim onunla geçirdiğim süreçte yaptıklarıyla, hem de buraya geliş sebepleriyle uyuşuyordu. Ayrıca aklıma da yatmıştı.

Bana Draco'nun beni bir ay boyunca her gece ölü görmesiyle, benim onunla oldukça hasta olmamla alakasını, yaptığı kara büyüleri anlattı. Tam bir psikopattı... Benim -aynı eğitimi aldığımız için- onu kolaylıkla okuyamayacağımı biliyordu. Bunu çok fazla kullanmış, yüzüme türlü türlü yalanlar söylemişti. Kendime o kadar da kızmıyordum aslında, sonuçta onu da benim gibi babası yetiştirmişti, hatta benden önce ve sonra da vardı o. Çok daha fazla bir eğitimle söylenen yalanın anlaşılma seviyesini sıfıra indirmek tabi ki mümkündü ve babası ona bunu kesinlikle öğretmiş olmalıydı. Eskiden babasının yolunu takip edeceği belli bir çocuk gibi dururken sonrasında anladım ki o bunun için fazla kötü niyetliydi. Bunu yapamazdı. Beceremezdi. Ki kendi yolunda gitmeyi bile başaramamış, Draco tarafından katledilmişti.

Onunla konuşmam bittiğinde güçlerim tamamen dönmüştü hepsini hissedebiliyordum. Onu odasına dinlenmeye, güvence verecek büyü yaparak yolladıktan sonra ortalığın da temizlenmesini salayıp yukarı çevirdim adımlarımı.

Odaya girdiğimde banyoda gelen su sesi birkaç saniye içinde kesilmişti. 

-Rav? Sen misin?

diye seslendi Draco odanın içindeki banyodan.

-Evet Draco, benim. Gelmemi ister misin?

-Olur.

Üstüme bulaşan kanı hızlıca bir büyüyle çıkarıp ona yaşananları hatırlatacak her şeyden kurtuldum. Banyonun kapısını açıp içine yürüdüğümde Draco suyu hâlâ açmamış, beni bekliyordu. Benim girdiğimi gördüğünde de kıpırdamadan duş başlığının altından bana bakmaya devam etti. Ben yavcaşça soyunup duşun içine doğru süzülmüştüm ki saçımdaki tokayı çıkarmayı unuttuğum aklıma geldi ve geri adımladım.

Benim tam girecekken geri adım atmam Draco'nun canını sıksa da sesini çıkarmadan izlemeye devam etti. Tokamı çıkarıp raflardan birine koymak için arkamı döndüğümde Draco'nun hareketlenme sesini duysam da tepki vermeden yavaşça sürdürdüm hareketlerimi.

O ise hareketlerini benim aksime hızlandırmış ve çıplak vücuduma arkadan sertçe sarılırken kulağıma eğilmişti.

-Sana ihtiyacım var.

Ben daha cevap dahi veremeden elini kasıklarıma kaydırsa da arkamı dönüp ona izin vermedim.

Kaşları çatık şekilde benden bir açıklama bekliyordu. Bu tarz konularda asla durmadığımı bilirdi.

-Bekle-

-Hadi ama lütfen bunun yaşananlarla ilgisi olduğunu söyleme! Kötü hissetmiyorum. Sadece sana ihtiyacım var.

-Sakinleş...

Onu geri geri duş başlığının altına ittim.

-Sadece kendini bana bırak.

Onu soğuk duvara sertçe yapıştırdığım sırada diğer elim muslukta sıcak kısmı açıyordu. Gözlerine bakarak yavaşça diz çöktüğümde gözleri büyüdü. Birçok şey denemiştik ancak bu bir ilk olacaktı. Onun denemek istediğini ancak beni zorlamış gibi olmayı istemediğini, bu yüzden konusunu açmadığını biliyordum. Tam zamanıydı.

Ellerimle saçımı geriye doğru yatırırken ya da karın kısmından kasıklarına elimi kaydırırken gözlerimi bir saniye bile ondan ayırmamıştım. Her dokunuşumda kasılıyordu. Birbirimizi başka kimsenin etkileyemeyeceği şekilde etkilediğimizin farkındaydık ikimiz de. Ellerim ana bölgeye yaklaştıkça gerginlik ve kasılmalar artıyordu.

Kafasını ve saçlarını, akan suyun öne getirmesi sebeiyle arkaya yatırarak düzeltti. Tekrar aşağıya, bana doğru baktığında ben çoktan dizlerimin üstünde yükselmiş ve onun karın kaslarını öpmeye, emmeye başlamıştım. Dilimi sinirlerden geçirerek ayrı bir haz verdiğimden emindim. O ise bunu desteklercesine, henüz hiçbir şey yapmamama rağmen nefes nefese kalmıştı. Tavana odaklanmıştı ve sakin kalmaya çalışıyordu. Elim sonunda doğru yeri bulduğunda ağzından derin bir inleme kaçtı. Yukarı bakan gözlerini şok içinde bana çevirdi.

-Sakın durma.

***

Ve bunlar o gün içerisinde devam etti. Duşta iki, lavabonun mermerinde bir, giyinme dolabı kısmında bir, şifonyerin üstünde bir ve son olarak yatakta üç kez. Sonunda yanıma uzandığında artık yorulduğunu düşünmüştüm. İkimiz de soluklanıyorduk.

-Ar- artık üstümüzü mü giyinsek Dra-Dray?

Nefes nefese olan konuşmamı umursamazca döndü bana. Sırıtıyordu.

-Ne o, yoruldun mu?

-Draco 8 kez-

-Merlin, bir de saymışsın! Söylesen dururduk.

-Söylesem duracağımızı biliyorum Draco, mesele bu değil. Hâlâ nasıl... buna enerjin var anlamıyorum.

-Benim için sakıncası yok, senin için..?

-Hayır ama- bilmiyorum bunun sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.

Elini saçından geçirip derin bir nefes aldı. Onun saçları kurumuştu ancak benimkiler büyüsüz kuruyamaycak kadar uzun ve dolgundu. O kısa an içinde minik bir büyüyle nemini aldım ve Draco'nun üstüne eğildim.

-Sorun ne? Hiç bu kadar sert ve... canlı görmemiştim seni.

-Bir sorun yok. Daha önce söylediğim gibi, sadece sana ihtiyacım var.

Elimi yüzünde gezdirdim ve minik bir öpücük kondurdum, ancak Draco dudağımı bırakmadan emmeye devam etti. Ondan çekilerek ayırdığımda beni kendi üstüne çekmiş, hafifçe doğrularak yüzümü eline almıştı.

-Draco...

-İstemiyorsan söylemenin yeterli olduğunu biliyorsun.

-Hayır istiyorum ama-

-Ama duymak istemiyorum o halde. 

Beni tekrar kendine çekecekti ki durdurdum ve hafifçe baskı uygulayarak tekrar uzanmasını sağladım.

-O zaman bunu yavaş yapacağız. Sonuna kadar. İlk yaptığımz gibi, hatırlıyorsun değil mi?

-Nasıl unuturum ki...

-O hızda gideceğiz. Duydun mu? Ve kesinlikle son olacak. Ne kadar itiraf etmek istemesem de ben de yoruluyorum Dray.

Cümlemin sonunda ikimizden de birer kıkırtı çıksa da dediğimi uygulayacağını bildiğim için yavaşça yüzüne eğildim.

Aşklarrr, nabersinizzz???

Buyrun size bölüm. Fazla ileri gidemiyorum ama artık bununla idare edeceksiniz napalım gfoıpsrjgprog

Neyse yazarınız sizi bol bol öptüüüüü <33