Raven
Gözlerimi büyülü zincirlerle donatılmış bileklerime açtım. Başımdaki büyük ağrıyla başa çıkmak kolay değildi ama bayılmadan hemen önce yaşananlar gözümün önüne gelince gücümü toplamam gerektiğini anlamıştım. Ormanın aynı bölümündeydik, odunlarla dolu bir ateş öncesi hazırlığı yapılmıştı birkaç metre önümde. Ellerim zincirlerle uğraşsada bunu çözemeyeceğimi ve güçlerimi kullanamadığımı fark etmem uzun sürmemişti. Zincirler engelliyor olmalıydı. Ayakkabnılarım da çıkartılmıştı, çıplak ayak duruyordum. Bu sırada birkaç ölümyiyen odun getirip kuleyi yükseltmeye devam ediyordu. Uyandığımı henüz kimse fark etmemiş olacaktı ki-
-Bak bakalım kim uyanmış! Raven hazretleri?
Bellatrix'in bana yaklaştığını gördüğümde ne hissedeceğimi bilmiyordum. Beni sevdiğini biliyordum, bu yaşananlardan önce tabii. Fakat şuan ne hissettiği... Sanki hayal kırıklığına uğramıştı. Tek farkımızın uğruna savaştığımız taraflar olduğunu çok iyi biliyordu. Ve bu onu deli etmişti belli ki. Gözlerinden alev fışkırıyordu sanki. Belki buradan çıkmama izin verebi- mümkün değil bu Isabell, çıkar onu aklından. Buradan canlı çıkma ihtimalin yok.
-Bellatrix... Bak-
Parmağını dudağıma koyup yanımda eğilmişti. Yüzüme doğru eğilerek konuştu:
-Ah hayır tatlım, daha fazla yalan istemiyorum kapa çeneni. Sadece doğruları konuşacaksın.
-Tamam. Bu saatten sonra bir anlamı yok zaten yalan söylememin.
-En başından itibaren, neden vardı ki zaten! Bize katılman için hiçbir sebep yoktu, neden katıldın?
-Draco için Trix. Bak, ne kadar inkâr etsen de, Lord'a karşı hislerini biliyorum, herkes biliyor. Ve senin Lord'u korumak istemen gibi, ben de onu korumak için girdim aranıza. Onun o yaşta sizin aranıza girmeyi kaldıramayacağını, hayatının zaten yeterince berbat olduğunu çok iyi biliyordum. Ben de Lord'un ısrarlarını en azından bir süre oyalanmak için... Sonra bunu avantajıma çevirdim. Her şeyden önce tek amacım babamı uyandırmaktı. Axel babamı kalıcı bir uykuya sokup ölmüştü ve bunu düzeltmek de bana düşüyordu. Bana kızma Bellatrix. İlk ateşi siz başlattınız. 13 yaşındaki bir çocuğu silah olarak kullanmayı isteyen sizdiniz. Onu öldüren bendim, tüm yükü omuzlayan bendimve buna siz sebep oldunuz. Ben olmadan da geri getirebilirdiniz Lord'u sadece daha kısa süreceğini düşündünüz. Ve bunun için öldürmekten geri durmazdınız bunu biliyordum. Bugün burada karşındaysam, bunun tek sebebi sizsiniz.
Söylediklerimden sonra kalkıp bir adım geri attı. Gözlerini sinirle kırpıştırarak elini tehtidvari şekilde kaldırdı ama kelimeler dökülmedi açtığı ağzından kelimeler dökülmedi. ARkasını dönüp gitmeden önce bir anlığına gözlerinin yumuşadığına emindim. Belki de ölümüme üzülecek birkişi daha vardır ha?
Bunlardan kurtuluşumun olmadığının gayet farkındaydım ve artık üzgün de değildim. Herkesin bir sonu vardı zaten, benimki en azından destansı olacaktı. Ya da ben öyle sanıyordum. Çünkü Bellatrix henüz uzaklaşmışken, yüzüme vuran hüzmeyle birinin karşıma cisimlendiğini fark ettim. Işığın renginden anlamıştım gelenin kim olduğunu. Gözlerimi kapatarak kaçınılmaz sonu ertelemeye çalıştım. Ancak sonumun bana doğru yaklaştığı çok açıktı.
-Isabell. Bana bak.
Şu ana kadar kimseden yada hiçbir şeyden korkmayan ben, gözlerimi açmaktan çekiniyordum. Sebebini ise anlayamıyordum. Belki de sevdiklerime bir daha asla dönemeyeceğim gerçeğiyle henüz yüzleştiğim içindi. Öteki taraf diye bir şey yoktu, bu bir sondu. Hatta belki de gerçekten kötü olanlardan biriydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzgun - Draco Malfoy ile Hayal Et
Hayran KurguIsabell Alexa Rosier... 5 yaşından 13 yaşına kadar ailesinden uzakta, bir savaşçı olarak yetiştirilmiş genç kızın eve dönüşü... Ne zorluklar kaldıracak? Bu yükleri taşırken yanında duranlar kimler olacak? Güçlerinin ağırlığının altında kaldığında k...