Raven
Draco'yla -ve tabii bir hortkulukla- eve dönmemizin üstünden birkaç gün geçmişti. O, sahip olduğum şeyin tam olarak ne kadar önemli olduğunu bilmiyordu elbette ama mantığını anlatmıştım ona. Tek istediği kimsenin bize karışmadığı bir hayat yaşamamızdı. Ona bunun sözünü vermiştim. Ve tabii ölmeyeceğimin de. Tam olarak şöyle söylemişti:
"Tek başına bir şeyler yapmandan nefret ettiğimi biliyorsun değil mi?"
"Neden bunu sorun yaptığını anlamıyorum Draco, kendimi koruyabilirim."
"Ya bir gün koruyamazsan? O zaman ne yapacağım?"
"Dikkatli olurum, söz veriyorum."
"Hayır böyle bir söz kabul etmiyorum. Bir gün- bir gün dikkatin dağılacak! İstemiyorum yalnız gitmeni..."
"Ölmemden mi korkuyorsun?"
"Tam olarak bunu yaşamaktan korkuyorum, bunu bir kez denedim inan bana, ben ölsem daha iyi."
"Hey, kimse ölmüyor tamam m-"
"Söz ver. Bana; ölmeyeceğine, bunu birlikte atlatacağımıza söz ver."
"Söz veriyorum. Bir daha ayrılmayacağız. Ve tabii ölmeyeceğim."
"Güzel... Gel buraya..."
Bugün ailemizi ve arkadaşlarımızı ziyaret etmeyi planlamıştık. Draco hâlâ uyuyordu, artık onu uyandırabileceğimi düşündüm. Saat sekize geliyordu, kahvaltıyı Rosier Malikanesi'nde yapabilirdik.
Kupamı masaya koyup yukarı, odamıza yöneldim. Yatakta öylesine masum yatıyordu ki, uyandırmaya gerçekten kıyamıyordum. Kafasının yanına doğru yavaşça oturduktan sonra hafifçe saçını sevdim. Küçüklüğünden beri yumuşacık ve mis kokulu olan saçları, hâlâ aynı mükemmellikteydi. Saçlarının Draco'nun kendinde en sevdiği bölge olduğunu düşünüyordum.
O, dokunuşumun altında hafifçe kıpırdayınca kıkırdamama engel olamadım. Duyduğu sesle gözlerini hafifçe açan Draco beni görmesiyle, zorla açtığı gözlerini kapatıp gülümsedi.
-Günaydın uykucu.
-Sen bile günaydın diyorsan aymamıştır o gün.
-Hmm, öyle mi..?
Başını hafifçe yukarı aşağı sallayıp el yordamıyla bulduğu belimden tutarak yatağın derinliklerine çekti beni.
-Heyy!
-Hmm, biraz daha uyuyalım.
-Bugün olmaz Draco, işimiz var. Eve gideceğiz.
-Boşver gitmeyelim.
-Geç bile kaldık Draco, hadi kalk artık.
-Ben 5 dakikaya hazırlanırım- uyandırırsın hazır olunca.
-Merlin! Hâlâ çıplaksın farkında mısın?
Söylediğim şeyin üstüne gözlerini açıp sırıtarak elini belimden kalçama kaydırdı.
-Daha da hazırım desene sen şuna :)
-Draco!
Elini üstümden itip ayağa kalkarken o gözlerini açmış yarım bir gülümsemeyle beni izliyordu.
-Aklın seksten başka bir şeye çalışmıyor mu senin? Ben üstümü giyinene kadar vaktin var, o zamana kadar kalkmazsan olacaklara ben karışmam!
Blöf yapmadığımı gayet iyi bilen sevgilim, ellerini teslim olmuşçasına havaya kaldırıp banyoya ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzgun - Draco Malfoy ile Hayal Et
FanfictionIsabell Alexa Rosier... 5 yaşından 13 yaşına kadar ailesinden uzakta, bir savaşçı olarak yetiştirilmiş genç kızın eve dönüşü... Ne zorluklar kaldıracak? Bu yükleri taşırken yanında duranlar kimler olacak? Güçlerinin ağırlığının altında kaldığında k...