🌘 1 🌒

2.6K 193 241
                                    

Yoongi için sıradan bir mesaiydi. Güler yüzüyle müşterileri kendine hayran bırakan, enerjisiyle iş arkadaşlarının modunu yükselten tatlı bir omegaydı Min Yoongi. Kafede yoğunluk olduğunda kızıl saçları uçuşarak koşturur ve tüm siparişleri yetiştirirdi. Şüphesiz Kim Namjoon'un en sadık elemanıydı, yıllardır birlikte çalışıyorlardı.

"Masa yedinin siparişi hazır!" diye mutfaktan bağıran Seokjin'i çalışanlardan başka kimse duymamıştı. Masalardaki insanlar gülüşüyor ve sesli bir şekilde sohbet ediyorlardı. Kafede gürültü hakimdi, her ne kadar kulak tırmalasa da iyiydi bu yoğunluk.

Yoongi hazır olan siparişi bıraktıktan sonra kafeye Bay Lee girmişti. Düzenli müşteriydi, tüm çalışanlara kibar davranırdı, sağlam bahşiş bırakırdı ve iş görüşmelerini yapmak için önemli günlerde kafeyi kapattırırdı. Bay Lee'den iyi kazanç sağlıyorlardı. Bu yüzden Yoongi koşar adımlarla kafenin girişine gitti ve kravatını düzeltti.

"Hoş geldiniz Bay Lee."

"Hoş buldum Yoongi."

Yoongi diş etlerini göstererek gülümsedi ve Bay Lee'nin montunu çıkarmasına yardım etti, askılığa özenle astı. Habersiz geldiği için boş masa olup olmadığını bilmiyordu. Kafe resmen tıklım tıklımdı.

"Her zamanki yerim boş mu?"

"Yanındaki masa boş Bay Lee. İsterseniz sizi oraya geçirebiliriz."

İş arkadaşı hemen Yoongi'nin imdadına yetişmiş ve aralarına girerek bilgilendirme yapmıştı. Yoongi rahatlıkla nefes aldı ve Bay Lee'nin kabul etmesi üzerine dışarıdaki masaya yürüdüler. Cheesecake ve vişne suyundan oluşan klasik siparişini verdikten sonra bilgisayarını açtı.

Kafedeki her eleman Bay Lee'nin çalışmak için geldiğini düşünürdü fakat onun sebebi çok başkaydı. Aylardır kızıl omegadan etkileniyor, gününü onu görmeden geçiremiyordu. Alfanın içinde büyük bir sahip olma arzusu vardı ve daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu. Her ne kadar başlarda kendini geri çekse de, yüzünden gülümsemesi eksik olmayan Min Yoongi'ye gereğinden fazla bağlanmıştı. Neşe kaynağıydı.

Kafenin kapanmasına yaklaşık yarım saat vardı. Çalışanlar bugünkü yoğunluktan dolayı mesailerini uzatıp geceye kalmıştı. Yoongi'yi eve bırakacağına inandırıp arabasına bindirebilirdi değil mi? Sonuçta Bay Lee en güvenilir müşterisiydi. Takıntı haline getirdiği omegaya sahip olma fırsatı vardı.

Yoongi, Kyung Lee'nin aklından geçenleri hissetmiş gibi alfaya baktı. Gözlerindeki şüpheye zıt olarak yüzünde samimi bir gülümseme vardı. Kızıl saçlı oğlan  keskin bakışlarını Lee'den çekip işine döndü.

Yarım saatin sonunda müşteriler yavaşça kalkmaya ve dağılmaya başlamıştı. Seokjin içinden dualar ediyordu, baş aşçı olarak bugün en çok yorulanlardan birisiydi.

"Kim Namjoon denilen herif de anca patron koltuğunda otursun. Götü uyuştu götü." diye söyleniyordu, Namjoon'un hemen arkasında dikildiğini bilmeden.

Kafe boşalınca müşterilerden tek Bay Lee'nin kaldığını gördüler. Dışarıda oturan takım elbiseli adam yine bahşiş bırakmak için sona kalmıştı. Yerinden kalktı ve içeri girdi. Namjoon ve Kwang Lee sahte bir sohbetin içine girerken Yoongi hesap yapıyordu. Her ihtimale karşı gün sonu yapılan tipik kontrollerdi bunlar. Kasadaki para ile gün içinde servis edilen siparişlerin ücreti birbirine uyunca rahatladı.

"Saat geç oldu. Başına bir şey gelebilir Yoongi, istersen evine bırakabilirim."

Lee'nin teklifi üzerine Seokjin göz devirdi ve çaktırmadan kızıl oğlanın kulağına eğildi.

freckled boy • yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin