42. Sohbet

5.4K 304 166
                                    

İnşirah Ağca

Dümdüz bir yoldayım. Engebesiz ve taşsız. İlerledikçe siliklesen bilmediğin bir yola giren bir yerdeyim. Bilinmezlik insanı korkutuyordu. Bilmediğin fark etmediğim sonrasini dusunemedigin her şey insanı korkutuyor çıkmaza sokuyordu. Geçmiş güvenli bildiğin şey mantıklı diyor arkama dönüyorum. Kötü şeyler olup hayatımda kayıplar yaşasam elimden tutup kaldıran biri vardı. Bana hayatımda belkide hiç ama hiç göremeyeceğim yasamayacagin şeyler yaşatan beni kahkahaya ve sevgiye bulayan yaralarımı saran biri vardı.

Ecmel....

Peki ya o gerçek miydi? Beni karanlıkta bırakanla o karanlıktan çekip kurtaran o adam aynıydı. Beni sonsuz koruya boğanda beni sonsuz mutluluğu da yaşatan adamda aynıydı.

Elimi yüzüme kapattım ve derim bir nefes aldım. Koskacaman bir cikmazdaydim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bana yardım eden ne bir annem nede bir babam vardı. Gerçi olsada ne diyecekleri belliydi? Bazen insan kızacak birini bile arıyordu.
Sayelerinde bir babamda yoktu artık. Buse ve can desen olar benim tek ailem tek dostum şu ve Ecmeke tutumları belliydi soramaz danisamazdim. Bazen insanlar ne diyecek kızacak diye danisamiyor soramiyordun bile. Takılıp kalmıştım ve ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Büyümüş ve babasını özlemiş."

Hatice abla yanima gelirken bu gün olanları düşündüm. Saat akşam yediydi. Hava kararmış ayaz çıkmıştı. Kapıda karşılaşmamız dan doğrusu ağlamamızdan sonra Ecmelle hiç konuşmamıştık. Bir saat orda oturup sadece umut ben Ecmek sarılıp kalmıştık. Olayın şokundan belkide ozlemden kimsede kalkın gidelim hava soğuk dememişti. Ecmel saatler dakikalarca bana sarılıp koklarken bir yandan da Umutu sevip sorularını yanıtlamaya çalışmıştı. Ben onu rahatlatmaya sakinleştirmeye çalışırken Ecmekde oğlumuzu sakinleştirmeye en azından küçük kafasında ki soru işaretlerini silmeye çalışmıştı.

Şimdi ise salondaydık. Her yer halıydı. Evde halı pek sevmeyen Ecmel her yere kalın halı dosetmis ve bu güne kdr Umutun gönderdigim bütün fotoğrafları çıkartırıp her yere asmıştı. Bizim düğün fotoğraflarımız ise yerinden bir santim bile oynamamıştı. Her yer santim santim aynıydı. Tek fark halılar ve fotoğraflardı. O fotoğrafları görmek beni uzmemisti bazen beni ayakta uyuttuklari icin sinirlensemde en mutlu anlarını onlar benim haksızlık edemez nankörlük edemezdim.

"Hep hayalini kuruyordu babasının."

Şuan ise masa yemk için hazırlanıyordu iyilik maskesi ve Cahit bey masada çoktan yerini almışlardı bile. Ve Ecmel.

Zayıflamış ve çok değişmişti. Eski Ecmel gitmişti ve kanser hastaları gibi görünüyordu. Onu böyle görmek uzsede aklıma onca insanın ahi geliyordu. Dmk ki mazlumun ahı tutuyordu.

Şimdi ise Ecmel ve Umut birlikte yere oturmuş legodan setlerine bakıyorlardı. Ecmel sabah biraz kendini toparladıktan sonra hemen Umutla odasını göstermişti. İçerisine sayısız oyunca ve güzel bir oda hazırlarken oğlumun gözünde ki mutluluk tarifsizdi. Hatice ablaya bakıp devam ettim bir yandan düşünürken.

"Evet büyüdü. Ve illaki babasını özledi. Kreşte doğrusu baba çocuk gören her yerde çok zorluk çektim ne kdr açıklayıp anlatsam da sormaktan ve ismi gibi umut baglamaktan hiç vaz geçmedi."

Hatice abla elini koluma koyup severken eline baksamda kendimi cekmedim. O her zmn itiraz etmişti bana destek olmuştu ama engellenmiştide.

Herkesin affetmek için iyi özelliğini bulsam da kötülükleri tokat gibi yüzüme çarpıyordu.

"Bunca olandan sonra ne ben nede diğerleri gelmeni beklemiyordu ama gelmek herkes için iyi oldu."

Kafasına Ecmele çevirip ona baktı.

ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin