İnşirah Ağca
İnsanların yanı başından ailesi, annesi babası veya ailesi olarak gördüğü insanlar ihtiyacı olduğu zmn yoksa o zmn kimden yardım ister? Kimde yarasına merhem olmasını isterdi?
Ben tam olarak bilmiyordum ama ben hepsini kendi başıma yapmak zorunda kalıyordum. Bu durum beni oldukca zorlanıyordu.Gözlerimi yavaşça açtım. Yatağımda gerinip boş boş etrafına baktip yatağımdan kalktım ve cama doğru ilerledim. Hava o kdr kasvetliydi ki hemen kendimi banyoya atmak istedim ama hem temiz hemde ugrasamayacagim için bu fikirden vaz geçtim. Odamın camını açıp hava dolarken bende yüzümü yıkayıp rutin işlerimi hallettim. Dolabıma doğru ilerleyip siyah boyunlu bir elbise giydim ve güzel hafif bir makyaj yapıp yuvarlak küpe taktım. Saçlarımı ise dağınık bir şekilde topladım ve kırmızı ayakki çanta ile tamamladım.
Oflayarak merdivenlerden inerken dış kapıyı açtım.
"Günaydın İnsirah hanım."
"Günaydın."
Arabaya binip somurtarak candan dışarıyı izlemeye başladım. Herkes saat on olmasına rağmen bir yana kosusturup ise yetismeye çalışıyordu. Hızla Ecmel beyin evine giderken sakin adımlarla eve girdim. Evde ses seda yoktu anlaşılan daha Ecmel bey uyanmamişti. Mutfağa gidip dolabı açarken tezgahta ki yıkanmış kahve fincanları gördüm. Gülümsedim. Hatice hanım bana ne kdr yardımcı olmuştu. En kısa zamanda onu ziyaret etmeli veya aramaliydim.
Daha fazla düşünmeden dolabı açarken bu gün ne yapacağımı bilmiyordum. En iyisi yumurtalı menemen ve kaşarlı patates haşlaması yapmalıydım. İlk önce çay suyu koyarken daha sonra dört tane patates başlanması için suya koydum. Bir tanesini ben yerken diğerlerini de Ecmel bey yerdi. O normal bir erkeksen çok daha fazlasını yiyordu cussesine göre iyiydi aslında ama bence yinede çok yiyordu. Bu fikirle yüzüm gülerken menemenide ocağa koyup yinede her sabah koyduğum masaya kahvaltılık karı dizdim. Daha sonra patatesleri ortadan kesip kadarla birlikte karıştırırken umarım sever diye düşünmeden edemedim. Belki kumpir tarzı hoşuna gitmeye bilirdi.
Sonunda her şey hazırlayip masaya koyarken adım seslerinde merdivenlerden geldi. Yine sert adımlarla ve gülmez yüzü ile bana doğru geliyordu.
Hadi bismillah.
"Günaydın Ecmel bey."
Sakince masaya oturup yaşlandı.
"Günaydın."dedi ama garip bir şekilde sakin ve yavaştı.
Masaya göz atarken bana baktı.
"Otur."
Kasların kalktı. Anlaşılan Ecmel beyin günü benim gibi iyi başlamamıştı. Bu yüzden benim için zor bir gün olacaktı.
Yinede itiraz etmeden oturdum. Ve menemenden tabağına koyacakken eli ile beni durdurdu. Yüzüne baktım ama o çoktan benim yüzüme bakıyordu.
"Biraz seninle sohbet edelim. Geçen nasıl geçti İnşirah?"
Bedenim buz keserken yutkunamadim bile. Kaskatı kesilmistim ne demeliyim daha doğrusu Ecmel bey neden böyle bir soru soruyordu? Bilmiyorum ama ben yinede her zaman ki gibi doğru söylemeyi tercih ettim.
"Aslında güne biraz kötü başladım. Daha doğrusu içimde bir huzursuzluk vardı neyse onu gidermek için evimi temizleyip vakit geçirdim. İşlerin bittikten sonrada arkadaşlarım geldi ve yemek yeyip birlikte eğlendik. Güzeldi aslinda ama yinede o huzursuzluk içimde devam ediyor."deyip dışarı baktım yüzümü buruşturup tekrar Ecmel beye gülümseyerek devam ettim
"Havadan herhalde. Sizin gününüz geceniz nasıl geçti Ecmel bey?"
Bir süre yüzüme bakıp anlamadığım bir şekilde beni süzdü. Bu adamın nesi varı böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Dla nastolatków* Korkmadan sarıldığınız kişi aslında korkmanız gereken kişiyse o zaman ne yaparsınız? * Annesi trafik kazada vefat edince babası ile hayatta kalmaya calışan iyi kalpli, şirin dünya güzeli bir kız. En önemlisi ise her şeyden habersiz masum bir kız. ...