Keyifli okumalar!
***
Genç adam ders boyunca oldukça dalgındı. Öğrencileri bu durum karşısında hocalarının bir derdi olabileceğini düşünerek ona seslenmişti. Birkaç kez tekrarlanan seslenmeden sonra adamın dikkatini kendi üzerlerine çekmeyi başardılar.
"Hocam, bir sorun mu var?" Cenk kendine geldiğinde soruyu soran öğrencisine baktı.
"Neden sordun?"
"Ders başından beri dalgınsınız hocam, canınızı sıkan şey özel değilse bizlerle paylaşabilirsiniz." Cenk sınıfında ki öğrencilere kısa bir bakış atarak hafif gülümsemişti. Öğrencileri ile arasında en fazla on yaş vardı. Bu durum başkaları tarafından olumsuz görünse de Cenk için tam dersiydi. Onları anlayabiliyor ve ne istediklerini kolaylıkla görebiliyordu.
"Haklısınız bu gün ders işleyecek durumda değilim. Dersi burada kesebiliriz, zaten diğer şubeden öndeyiz. Bu dersi de bir sonraki ders telafi ederiz. Ama çıkmamız da uygun olmaz. Hadi sohbet edelim." Öğrenciler dünden razı bir şekilde hemen kitapları kapatmıştı.
"Evliliği düşünüyor musunuz hocam?" soru kız öğrencilerden birinden gelince diğer öğrenciler "Ooo" diye seslenmişti.
"Boşandım, evlenmeyi şimdilik düşünmüyorum." Hocanın cevabına şaşıran öğrenciler Cenk'in evlenmiş olabileceğine imkan vermemişti.
"Boşandınız mı? Daha bu yaşta şutlandınız mı hocam?"
"O nasıl bir söz Zeki, adınla alakalı konuş lütfen." Başka bir öğrencinin çıkışmasıyla sınıfta gülüşmeler olmuştu.
"Sizin anladığınız şekilde tekmeyi yedim diyelim. Siz, siz olun ailenizle eşiniz arasında kalmamak için elinizden geleni yapın."
"Aha... Kaynana olayı mı?" Cenk öğrencisinin sözleri karşısında istem dışı gülmüştür.
"Annem gelinine iyi davranan kaynanalardandır."
"O zaman sana kötü davranan bir kaynanan vardı?" diyen bir erkek öğrenciye yine bir kız öğrenci cevap vermişti.
"Saçmalama, bulmuş Cenk hoca gibi damadı neden kötü davransın?" dediğinde Cenk gülümsemişti.
"Bazı insanların ne yapacağı belli olmaz çocuklar." Sınıfta kısa bir sessizlik olduktan sonra önde oturan öğrencilerden biri konuşmaya girmişti.
"Bu gün neden bu kadar dalgınsınız?"
"Sanırım birinin kalbini kırdım ve nasıl düzelteceğimi bilmiyorum."
"Özür dileyebilirsiniz." Öğrencinin sözleri ile başka bir öğrenci araya girmişti.
"Özür dilemek erdemdir hocam ama bu kırgınlığı özür çözer mi?" dediğinde Cenk düşünmüştü. Alya'ya yaptığı son konuşma canını sıkmıştı. Kızın bir suçu olmadığını annesiyle yaptığı konuşmadan sonra anlasa da elinde bir şey gelmiyordu. Üstelik Alya şuanda hastanede yatıyordu. Sıkıntıyla iç çekerken onun halini görenler üzgün bir şekilde "Bu kadar kötü mü?" diye sordu. Cenk başını iki yana sallayarak "Bilmiyorum, sadece endişeliyim," dedi. Hocalarının içinden çıkılmaz bir durumda olduğunu anlayan öğrencilerde sessizleşmişti. Cenk aklına gelen şeyle konuşmaya başlamıştı.
"Size bir öğrencimi anlatmak istiyorum. Belki size ilham verir." Arka sıradakiler ön sıralara geçerken Cenk onların heyecanına gülümsemişti. Yüzlerinde masal dinleyecek küçük çocuğun heyecanını görmek Cenk'in keyfini yerine getirmişti.
"Dinliyoruz hocam."
"Önceki okulumda bir öğrencim vardı, oldukça zeki ve meraklı biriydi. Arkadaşları ders konularını çalışırken o her zaman farklı konular araştırırdı. Bu durum dikkatimizden kaçmadı tabii ki. Dersle alakası olmadığını düşündüğümüzden derslerinin kötü olacağını, sınavları geçemeyeceğini düşünüyorduk. Ama öyle olmadı. Sınavlara girer, en arka sıraya oturur ve sınavdan ilk o çıkardı. Bu durum beni ve diğer hocalarını şaşırtırdı her zaman. Arka sıralar doluysa kapıya en yakın olan sıralarda otururdu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK ÇİÇEĞİ
General FictionTATLI HATA hikayesinde ki İkizlerden Alya'nın hikayesi. Keyifli okumlar!